ÇİROK U VEFA!
Bizler her ne kadar güniük hayatlarımızın bitmek bilmeyen hırslarıyla hiç ölmeyecek gibi yaşıyor olsakta dünler, bugünlere; bugünler yarınlara doğru hızla akmaya devam ediyor.
Ve ucuz veya pahalı, o pamuk hepimize tıkılacak...
Bir diş ağrısının en baba adamı yerlebir ettiği birkaç saati getirin aklınıza. Sonra bilmem kaç milyon yaşındaki dünyanın ömrünü. Şah olsan, padişah, feriştah olsan ölüp gideceksin...
Saatler, günler, haftalar, aylar, yıllar akıp giderken beraberlerinde ömrümüzden, sevdamızdan, sevdiklerimizden, alışkanlıklarımızdan alıp götürürler.
Zaman dediğiniz en azılı hırsızdır yani ve bizler bitmek bilmeyen bir değişimin içinde hergün başka bir zamana uyanırız.
Yaşımız değişir her an... Saçımız, başımız, sağlığımız, sevdiklerimiz, evlerimiz, sokaklar, şehirler....
Mevsimler art arda geçip giderken kırışıklar dadanan yüzlerimiz, ışığı azalan gözlerimiz, dizde derman, bilekte takatimiz değişir.
Velhasıl değişmeyen tek şey, değişimin ta kendisidir.
Elbette alışkanlıklarımız, huylarımız, ideolojilerimi, umutlarımız, dilimiz, dinimiz, ailemiz gibi değişmesi zor ve yaşamda sürüdürülebilir kalan kronik değişmeyenlerimiz var. Bütün bunlar karakterimizi oluşturur.
Dün Çiroklarda (Masal, hikaye) kalır, biz bugün yeni çiroklarımızı yazarız.
Kendi hikayemizi yani...
Ancak, değişmezlerimiz içinde en belirgin olanı Vefasızlıktır...
Allah kimseyi nankör, vefasız etmesin derim hep. Başta ben...
Kötü şeydir vefasızlık be! Ayıptır, yakışmaz adama ama vefasızlığın bir gömlek gibi üzerlerinde cuk diye oturduğu tiplerimiz vardır.
Bunların vefasızlık yapmak için gerekçeleri olmaz. Öyle oldukları içindir tepkileri. Lakin bazıları işin cılkını çıkarıp başka bir boyuta geçmeye kalkarlar.
Herkesi korkak sanmak gibi...
Önce şunu belirteyim. *Feriştahından korkmam!
*Klavye erkeği olmadığımı beni tanıyanlar bilir.
*Çakallıksa valla benim kadar çakallarla kavga eden azdır.
Dolayısı ile biri bana verdiği sözde duramayacaksa ki öyle görünüyor bunu mertçe söylersin...
Öyle sosyal medya üzerinden tehditlere karnım tok, yemem de...
Kimse benim emeğimide inkar edemez, yiyemez...
KARDEŞLİK ÇİROKU BİTTİ!
Yazımın başında değişmeyen tek şeyin değişimin ta kendisi olduğunu belirttim.
Evet, bende değiştim artık. Artık aynı anne babadan doğduklarımın dışında kardeşim yok benim.
Artık kimse için yormam kendimi.
Kanmam, inanmam, mücadele etmem...
Çünkü kardeşliğin de cılkını çıkardı birileri.
Kardeşlik emek, sevgi, saygı, fedakarlık ister. Bu kardeşlik çirokunun tek taraflı emekçisi, fedakarı olmayı bırakıyorum.
Hepimizin ellerinde akıllı telefonlar var. Sosyal medya kullanıcısıyız. Her kimki rehberimden, sosyal medyamdan çıkarılmış, engellenmişse bilmelidir ki kardeşlik çirokuna son vermişimdir.
BAŞKAN BEN SÖZÜMDE DURDUM!
Not: O kendini biliyor. Evet başkanım, senin hatırın için kaldırdım o twitleri yoksa o STK başkanını twitten beter ederim.
Ankara'dan dönmeni bekliyorum.
O başkan gelecek özür dileyecek...
DAYAK CENNETTEN Mİ ÇIKMA!
Hayatım boyunca savaşa, kavgaya, kine nefrete hatta münakaşaya karşı oldum. Dolayısı ile "dayak cenneten çıkmadır!" diyenlere güler geçerdim ama geldiğim nokta "bazen gerekliymiş!"
Bana bak zırto! O mesajı dikkate almanı tavsiye ederim zira 10 gündür bazı dostların hatırına durdum.
Ofisine gelir seni orda altına zıçtırırım, oturur mokunu karıştırır, çişini kahve niyetine içmeye kalkarsın.
Sonradan çıkmalarını çek bu şehrin ve emeğimin üzerinden!
Amacını, ne moka hizmet ettiğini, ne moklar yediğini biliyorum.
Aşiret büyüklerimin sizinle saminiyetine sığınıyorsan takmam...
Seni rezil rüsva ederim. Tek bir belge yeter anladın mı ama en önemlisi o mesajı dikkate al...
KAREGİÇİLİ YOLU!
Viranşehir & Siverek halk arasında Karageçili olarak bilinen yolda 5 can daha kaybettik.
Onların solan hayatlarının ve bundan sonra olacak tüm kazalarda yaşanacak can kayıplarının sorumluları o yolu yapmayan yetkililerindir.
Bu dünyada yırtarsınız düzenine tükürdüğüm ama merak ediyorum bunca vebal altında nasıl can verecek, hesaba çekildiğinizde ne yapacaksınız öte dünyada...
Hakeza Ceylanpınar & Kızıltepe yolu da aynı.
BELEDİYE NEYİN DİYETİ!
Aldığım bilgilere göre Ceylanpınar beledi binası tüm karşı çıkışlara rağmen ki (alenen tehdit edildiklerini söyleyenler varmış) devredilmeye hazırlanıyor.
O bina neyin diyeti olarak verilecek bilmiyorum ama kokusu gelmeye başladı.
Feyyaz Soylu Ceylanpınar'ı iyice bitirdi...
Bugünlük bu kadar derken hepinizi sevgi ile selamlıyorum.
Çirokların, kardeşliğin sağlam temeller üzerine inşaa edildiği, vefanın ve emeğin kaybolmadığı yarınlar dileği ile...
Not: Oh be! Kardeşsiz olmak ne güzelmiş...
FACEBOOK YORUMLAR