Ekrem Arpak

Ekrem Arpak

EKREM-CE

KIRMIZI JARTİYERLİ FATMA ABİ!

25 Ağustos 2024 - 12:21 - Güncelleme: 25 Ağustos 2024 - 12:58

Henüz birkaç gün önce "Durum çok vahim batıyoruz" Başlığı ile bir makale kaleme alıp yayınlamış ve Z-Alfa kuşağı olarak adlandırılan gençlerimizin içine düştükleri içler acısı hallerini anlatmaya çalışmıştım. 

Makale sonrası geçen birkaç günde özellikle sosyal medyada ülke ve Şanlıurfa gündemini, gündeme dair eylem ve söylemleri, davranış biçimi ile iletişim dilini gözlemleyerek, analiz etmeye çalıştım. Farkına vardım ki durum vahimden de beter ve batıyor aşamasını çoktan geçmiş, batmışız. Daha da önemlisi sevgisizliğin, kinin, nefretin, şiddetin, ahlaksızlığın kör karanlığının dibine battığımızın farkında bile değiliz. 

TÜRKİYE'DE FARKLI DÜŞÜNEN YOK ARTIK! 

Acı ama gerçek. Türkiye'de farklı düşünen diye bir tanım yok artık. Farklı düşünen de yok! Bizden olmayan, bizim gibi düşünmeyene karşı tahammülsüzlük öyle korkunç bir boyuta ulaştı ki 
Türkiye'de farklı fikirde olunmaz. 

Alçak olunur!
Hain olunur!
Terörist olunur! 
Satılmış olunur!
Aymaz olunur! 
Namussuz olunur! 
Vatan haini olunur!
Aptal olunur! 
Şerefsiz olunur!

Şaşırdınız değil mi? Ya hadi be, ne diyorsun sen? Dediğinizi de duyar gibiyim ama Türkiye'de artık farklı olunmaz çünkü farklı olana bakış açımız yukarıda sıraladığım küfür, hakaret, kin ve nefret ile harmanlanmış saldırı ile karşılanmak demek. 

Mesela Türkiye'de fikir telakisi olmaz, tartışma olmaz. 

Kavga olur!
Küfür olur! 
Hakaret olur! 
İftira olur! 
Algı olur! 
İtibarsızlaştırma olur! 
Linç olur! 

Ama asla düzeyli bir tartışma veya bize benzemeyen birinin fikrine saygı olmaz. 

Böyle bir nefret iklimi ve ortamında kendi özgün fikirlerini özgürce söyleyebilir fikir yürüterek herhangi bir konuda tez, antitez üretebilir misin? 

Oysa ki insanların düşünebilme, fikir ve düşünce özgürlüğüne saygı bireyin en temel insani ve evrensel hukuki hakkıdır.

Hepimizin hata ve yanılma payı vardır. Siz sosyal alanda düşünen birisine yanılma payı ve kendini ifade etme hakkı tanımazsanız bu toplum, bu halk nasıl iletişim kuracak?

Salt benim gibi düşünmüyor diye birinden nefret etmek gibi garip, çağ dışı ve insanoğluna yakışmayan bir ruh hali oturdu böğrümüze. Oysa tartışma adabı diye bir şey vardır. 

O bir şey söyler, sen niye dersin. O cevap verir, sen kabul eder veya etmezsin. Biz buna tartışma diyoruz, kavga değil ve doğruya gidilen yol yani tartışma için de karşındakini saygı ile dinlemek, anlamaya çalışmak gerek.

Ülke genelinde hüküm sürmeye başlayan bu ruh hali  şimdilerde sokaklarımızda şiddet olarak kendini göstermeye başladı... 

Bu gece ulusal kanalların birinin ana haberlerinde izledim. Ocak ayından beridir 864 kadın cinayeti girişiminde 254 kadın öldürülmüş.

Gün geçmiyor ki vahşi bir cinayet haberi ile uyanmayalım sabaha. 

İçimizdeki bu kin ve nefret sadece birbirimize karşı değil artık. Doğaya, maviye, ağaca, dilsiz canlılara, çocuklara, kadınlara, ormana, suya karşı korkunç bir düşmanlık yarattı.

Evet, evet; artık herkese ve her şeye düşman birer canavara dönüştük hepimiz... 

TÜRKİYE'DE DURUM BÖYLE DE URFA'DA NASIL? 

85 milyonun üzerine çöken bu kin, nefret iklimi ve şiddete bağımlılığının Urfa üzerinde etkilerine baktığımda resmen ürperiyorum arkadaş...

Bir kere sivil silahlanma gibi bence nükleer başlıklı füzelerden, 9-10 şiddetindeki depremlerden, yıkıcı sel felaketlerinden çok daha tehlikeli bir sorunumuz var Urfa'da. Reşit olmayan bebelerin ellerinde bile ruhsatlı veya ruhsatsız silahlar var! 

Leblebi yer gibi birbirimize kurşun sıkmaya başladık.

Hele zehirli birer ok, ateşli silahlardan çıkan mermiden beter ölümcül hale gelen dillerimiz var ki, eyvah, eyvah!

1- Herkesin kaleminden galiz küfürler dökülüyor paylaşımlara. 

2- Herkes her konunun profesörü resmen. Bildiği, bilmediği her konuya küfürlü yorum yağdırıyor. 

3- Herkes gazeteci
    Herkes bilim adamı
    Herkes futbolcu 
    Herkes belediye başkanı
    Herkes milletvekili 
    Herkes kabadayı
    Herkes öğretmen 

Resmen bir herbolog psikolojisi var şehrin üzerinde. 

FAKE SAYFA TERÖRÜ! 

Şehrin şiddet eğilimine yöneldiğinin en büyük kanıtı da fake sayfalar. Özellikle kelli felli erkeklerin kadın ismi ile X'te sayfa açıp iftira atmaları şehirde adeta moda oldu. 

Benim bildiğim eskiden Urfalı erkekler erkeklikleri ile övünürdü. Oyda şimdi seksi profil fotoğrafları altına iliştirdikleri kadın adı ile resmen cilveleniyorlar.

Hemen hepsi belediyelere, milletvekillerine muhalif mübarek. 

Yelda abi, Şilan amca, Fatma dayı gibi sayısız fake sayfamız var artık ve buna da eleştiri diyorlar. 

Erkek ya da kadın adıyla fake açtığın anda sen bir eleştirmen veya eleştiren vatandaş değilsin. Fake sayfa açtığın anda sen her söylediğinde haksız bir yalancı, sahtekar, kalemşör ve en önemlisi sözünü gerçek kimliği ile yazamadığı için ancak böyle çemkirebilen zavallı bir korkaksın. 

Gelin birbirimizi eleştirelim evet ama bunu yaparken bizden, bizim gibi olmayanlara saygı duyarak. Eleştiri aktında hakaret, küfür etmeden, adam gibi yapalım. 

Gelin eleştirilerimiz yapıcı, yol gösterici olsun. 

Gelin şu düşmanca tavırlardan vazgeçelim. 

Gelin şiddete son verelim. 
Gelin gençlerimize sahip çıkalım. 
Gelin sürekli tüketen değil, üreten bir toplum için konuşalım. 

Unutmayın; salt sizin gibi düşünmüyor diye kimse şerefsiz, terörist, hırsız, arsız, namussuz, vatan haini değildir. Yok ille böyle düşünen ve sosyal medya da böyle davranan birini görürseniz bilin ki en adi şerefsiz de odur. 

Hele de kadın profili ile bunu yapanı görürseniz, bilin ki o gerçek yaşamında da kırmızı jartiyer giyen, yumuşak ve en önemlisi korkak bir şerefsizdir. Bu ve bu türlerin oyununa gelip birbirinizi hele de tanımadığınız insanlara hakaret etmeyin, iftira atmayın.

Kırmızı jartiyerli Fatma Abilerin, Yelda dayının, Ayşe amcanın kirli algıları yüzünden önyargı ile hareket etmeyin. Bu şehir hepimizin ve hepimiz birer çay tadında sohbet etmeyi asırlardır başarmış insanlarız. 

Sosyal medyadan değil yine eskisi gibi dost sofrasında sohbet edelim. 

Sevgiyle... 

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum
  • Yorum yazabilmek için lütfen üye girişi yapınız.