Ekrem Arpak

Ekrem Arpak

EKREM-CE

KIRILAN KAVANOZ VE KEJANOV'UN ACISI!

19 Ekim 2020 - 22:41 - Güncelleme: 19 Ekim 2020 - 23:15

Yağmur tanelerini birer kızıl lambacıklara döndüren şimşekler dövüyordu İstanbul’un göğünü…  Şiddetli rüzgârın çarptığı çatılardan yükselen sesler, veremli hastanın öksürüğü misali hırıltılar çıkarıyor, koca İstanbul ağır bir hasta gibi giriyordu geceye.

Sel baskınları tıkanan lagarlardan sokak aralarına sıvışıyor, çamurlu yağmur suları yine ve her zamanki gibi yoksulların evlerini basıyordu. Yoksulluk böyle bir şeydi işte… Dünyanın başkenti İstanbul’da bile olsan kar etmez felaket gelir bulur seni…

Gece boyunca firari uykusundan kalan kan kırmızısı gözleri ile yağmurun İstanbul’u nasıl da dize getirdiğini izliyordu Kejanov. Bir yandan da geçirdiği ağır gribal enfeskyonun vücuduna saldıran titreme nöbetlerine direnmeye çalışıyordu.

Yüreği bir çocuğun gülümsemesi kadar azıcık ısınsın diye yudumlarken demli çayını, hissettiği ağrıların hangisinin ağır bastığını düşündü. Fiziki ağrılar mıydı onu yatak yorgan düşüren yoksa yüreğinin artık taşımakta zorlandığı haksızlıklara karşı çaresiz kalmak mı?

Gençlik yıllarından kalan, sol kaşını ortadan ikiye bölen yarasına dokundu. Ne çok kavga ettiği geldi aklına. Kafasının, gözünün yarıldığı…

Sol kolundaki derin bıçak yarası ilk sevdasından kalmaydı, henüz 16’sında aldığı… Çünkü ta o zamanlardan beridir çok güzel sever, ok güzel âşık olurdu Kejanov… Kafasının tam ortasında taşıdığı kırmızı yara izi ise yaralarının en saçmasıydı. Kütüphane açılması için oturma eylemi yaptığı bir zaman başına aldığı jop darbesi yani.

Öyle ya, Ruhatav çocukları kitap için bile dayak yemek gibi bir kaderin çocuklarıydılar. Geceleri rahat uyumasını engelleyen ve yamuk kaynayan kırık ol kaburgaları, dayaktan incinen böbreği ve diğer tüm yaralar… En ağırını yaşadığı fiziki yaraların yanında gribal enfeskyon olamazdı onu bu denli per perişan eden…

Ülkede son amanlarda dillerden düşmeyen Rus türküsündeki o nakarat misali ‘’Bedeninde değil ruhunda sızıof oyof oyof’’ yani…

Üstelik daha iki gün önce Ruhatav kavanozunu kırmış ve kralın dımdızlak, dal d…k ortalıkta dolaştığını kaleme almış, yine başını belaya koymuştu…
 
KIRILDI KAVANOZ & KRAL ÇIRIL ÇIPLAK!

‘son köşe yazısından sonra gerek sosyal medyadan, gerek whatssap ve diğer iletişim mecralarından yağmur gibi dökülen mesajlar, gerekse bizzat arayanların ortak görüşü ‘’Durum aynen budur ve kral çıplak dediğin için teşekkür ederim’’

Kejenov halkın kendisini her tebrik edişinden sonra ödeyeceği bedelleri iyi biilirdi… Pek hayra alamet değildi bu tebrikler yani.

Nüfusu 2.5 milyonu zorlayan bir şehrin kendi gerçekleriyle yeni yeni yüzleşiyor olması ne acı değil mi? Diye düşündü. Oysa  uzun yıllardır bu gerçekleri haykırıyor, anadan üryan dolaşan kralın belki de donsuz olmanın etkisi ile sidiğini ulu orta döktüğünü ve artık her yanımızın pis kokmaya başladığını anlatmaya çalışıyordu zaten…

KİM OLDUĞUNUN NE ÖNEMŞ VAR?

Köşe yazısına gelen tepkiler ona bir acı gerçeği daha hatırlattı… Aslında sorunları ve muhatapları oldukça yalın, sokak jargonuyla ifade ettiği, satır aralarındaki muhatapların merak edilmesi… Görünen oydu ki, her sorunu birden fazla üzerine alınanlar vardı…

O TWİT VE ACI GERÇEK!

Birkaç ay önce herkesin rahatlıkla okuyacağı, algılayacağı kadar sade, kısa ve net bir tiwit atmıştı Kejanov. Kaymakam, parlamenter ve şehir adının belirtilmediği bir twit… Peki, sizce bu twitinden sonra ne mi oldu?

Anadolu Stanbola Adliyesi Başsavcılığı onu ifade çağırıyordu. Çünkü içerisinde herhangi bir isim, soy isim ve şehir geçmeyen bu twit 600 Rus parlamenter içerisinde sadece bir ismi rahatsız etmişti. Rahatsız olmakla kalmamış bu twiti atarak Kejenaov’un kendisine iftira attığını ve onuruyla oynadığını iddia ediyordu.

Sayın Başsavcıdan tek bir şey rica etti Kejanov, ifadem öncesi. Bu twiti kendisine hakaret sayan Ruhatav parlamenteri Hilşah Özçiyanof’un bu twitte kast edilen kişinin kendisi olduğunu resmen kabul etmesi… Eğer Özçiyanof kaymakamı kendisinin arayıp babasına araç, aracına devletten yakıt istemişse o halde benim twitimin ona yönelik olduğunu kabul ediyorum. Demişti.

Sonra bir sosyal medya canlı yayınında Özçiyanof’a seslenmiş ve madem bu twit üzerinden beni yargıya şikâyet ettin, çık o parlamenter sen misin, değil misin açıkla! Dedi ama çıt çıkmadı.
Konumuzla ne alakası var? Dediğinizi duyar gibiyim. Bilakis efendim, çok alakası var. Virşeir de var olan seçmenin %1’nde dahi karşılığı olmayan Özçiyanof’un Ruhatav Parlamenteri olarak Rus meclisinde bu şehri temsil etmesi başlı başına çıplak kral hikâyesinin daniskası değil de nedir?
Virşeir Rus Milli Eğitiminin oyuncak haline geldiği gerçeği çıplak kralın aklımızla alay etmesi değil de nedir*

Bakınız, kapı gibi belge yayınladığı Kejenov…. Özçiyanof’un baskısıyla sözde Virşeir öğretmenler evine gelen 1 milyon 250 bin liranın EKAP bildirimi olmadan, ihaleye çıkarılmadan çarçur edildiğini belgeledi.  Bunu İtalya gibi bir ülkede yapmış olsaydı, yılın gazetecisi ödülünü alırdı. Ve bir savcı çıkar o ilçe milli eğitim müdürünü görevden aldığı gibi hakkında hapis cezası ile davayı yapıştırır, PARLAMENTER hakkında fezlekeyi çakardı.

Rusya da ise sonuç ne mi oldu? Unutuldu gitti… Efendim, 450 bin lirası il milli eğitim müdürüne gitmiş, 200 bin lirası bilmem nereye! Şaka mısınız? Para tükendikten ve Kejanov skandalı ortaya çıkardıktan sonra prosedüre uyulmaya çalışıldı.

Yahu kral çıplak olmayı çoktan aştı. Bildiğiniz üzerimize işiyor haberimiz yok veya şükür deyip üzerimize yağan sidiği siliyoruz vicdanlarımızdan, yüzümüzden… diye inledi içinde…
 
Yine Özçiyanofun göğsünü gere gere ‘’Ben görevden aldırdım!’’ dediği ve yakın tarihimizin en büyük haksızlıklarından birisi olarak kayıtlara geçen Cipnar Belediye Başkanı Abdılayef Aksialin görevden azledilmesi meselesi sonrasında 35 yaşında bir genç hayatını yitirdi.

Bu olay Avrupa’nın herhangi bir ülkesine vuku bulsa o vekil çoktan görevden azledilmişti. Özçiyanof’un ‘’Bir vatan hainini gönderdik yerine bir vatan evladı getirdik’’ dediği iddia edilen Aksialin sonrası yeni belediye başkanı dün kirasını zor öderken bugün Çipnar da değeri 900 bin liralık ev yaptırıyor!

Çipnar Çipnar olalı tarihinin en kaotik zamanlarını geçiriyor. İlçede bir damla huzur yok. Hizmet namına tek bir adım atılmamış. Ve Özçiyanof Virşeir ile Çipnar’daki tüm kurumlara kendi adamlarını atıyor!

Yerel seçim esnasında uğruna istifa resti çektiği Salihanoviç Ekemeyenkof ile seçim ertesi ve dahi cicim aylarında birbirlerine düşman olmalarının altındaki sebepleri Kejanov dışımda eşeleyen, araştıran olmadı. Kimse de çıkıp ‘Yahu ne oldu bunlara’’ demedi.

Ama Kejanov ne olduğunu iyi biliyordu. Özçiyanofun fake sayfa açıp Ekemeyenkof2a saldırdığını Ekemeyenkof’un kendisi anlatıyordu sağa sola.

Evet, Salhyanoviç Ekemeyenkof  bir yandan Özçiyanof’un çok şey istediğini söyleyip temiz, masum ve dürüst mağduru oynarken diğer yandan kendisi yaptığı ihaleler ile bildiğiniz kralı baştan aşağı soyup soğana çevirdi…

Virşeir yakıt, yardım kolisi, araç kiralama ihalelerine bakın!
Virşeir de kurumlara atananların kimlerin yakınları olduğuna bakın!
Çıplak kralın Virşeir halkını nepotizm bataklığına gömdüğü gerçeğini göreceksiniz…
 
TACİZ MESELESİ!

Makalesinde kamuoyunu şaşırtmayan ama muhatap arayışına sokan bir diğer nokta şehrin taciz, whatssap, ses kayıtları iddialarıyla sarsıldığına değinmem olmuştu.
Beyler, son sözü baştan diyeyim de hepimiz rahat edelim. Kimse ama kimse bu şehir de ahlaksızlığın artık kaba sığmayan boyutlara ulamadığını iddia edemez…

Sadece 3 yılda neler gördüm, nelere tanıklık ettim tahmin bile edemezsiniz… Sosyal medyasında Pazar ayinini kaçırmayan sözde dindar adamın eşinden ne haltlar yediğini dinlemiş adamım ben! Dağılmak üzere olan yuvaların sahipleri bazı tiplerin 2.5 milyonluk şehre ahlaki, dini, insani dersler vermelerini ibretle izliyorum. Diye bağırmak geldi içinden.

Bazı sırlar kellem gitse benimle mezara gider. Birileri gibi tanık olduğum veya bende olan bilgi, belgeleri yayınlayacak kadar alçak olmadım hiç. Çünkü geleceğimiz dediğim çocuklarımızın bazı büyüklerinin ne kadar alçakça olduklarına tanıklık etmelerini istemiyorum. Diye dertlendi bir dostuna.
Bu uğurda büyük iftiraya uğradım!

-Elimde video var! Partime zarar gelmesin diye 68 bin lira vererek satın aldım. Dedikten sonra bunu benim üzerime atan insanlar tanıdım…

Oturduğumuz cafelerde yaşadıklarını anlatırken hıçkıra hıçkıra ağlayan zavallı işsiz kadınlar, kızlarımızla tanıştım. Diye anlattı eşine.

Mide krampları geçirecek sesler dinledim, utandım kendimden, insanlığımdan. Çükkünün fotoğrafını torunu yaşındaki kızlara gönderen ahlaksız, namussuzlar gördüm. Diye kendi kendine fısıldadı utanarak.

-Seni bakan beyle tanıştıracağız! Diyerek gencecik kızlarımızı yatağa atmak isteyen alçakların mesajlarını okurken günlerce utancımdan aynaya bakamadım. Dedi aynaya. Kimseler daha duymasın deyi.

Efendiler, bu şehirde bir belediye başkan yardımcısının Suriyeli kadını 200 lira karşılığı fuhuş için pazarladığının ses kayıtları sosyal medyaya düştü yahu. Kavanoz kırılmadı da, ben yazınca mı kırıldı? Diye sordu kızıl şimşeklerin çaktığı göğün göğsüne.

Evet, bu şehirde taciz de var, whatssap görselleri, videolar ve ses kayıtları ile birbirlerine hükmedenler de… Kimse kendini kandırmasın. Kral bunların hepsinde bildiğiniz pornografik figürler gibi çırılçıplak! Diye haykırdı yağmura.

FAKİRE YASAK AMA VEKİL YAKINLARINA SERBEST!

Bu ülkenin Başkanı Putin’in en saygı duyduğum mücadelelerinden birisi sigara ve alkol karşıtı duruşudur.  Bu bağlamda sigara kaçakçılığı ülke çapında büyük cezalara tabi iken Çipnar da parlamenter Ahmedov Akyanov ve Halnih Özyanof’un yakınları hatta yeğenleri oldukları iddia edilen 4 kişi binlerce kaçak sigara ile yakalandılar. Kaç ay hapis cezası aldıklarını bilen var mı? Diye sordu arayanların vicdanlarına.
Sigara ve silah kaçaklığı yaparken asker tarafından durdurulmaya çalışıldığı ama kaçarken takla atıp büyük zarar gören Çipnar Belediyesine ait lüks araçtan haberi olan var mı? Aracın kaza nedeniyle 80 bin liralık hasarının belediyece ödendiğine dair iddia araştırıldı mı? Ya da aracın plakası neden değişti soran oldu mu?
Peki, sigara kaçakçılığı Urfalı fakir fukaraya yasak da, parlamenterlerin yeğenlerine mi serbest?

DÜRÜST GAZETECİ VE MİLLETVEKİLİ ARIYORUZ DİYENLER & HİKÂYE ANLATMAYIN!

Benim şehrimde dillere pelesenk olan bir özlem vardır: ‘Liyakat, vicdan, vizyon sahibi milletvekili, belediye başkanı, bürokrat ve gerçek, tarafsız habercilik yapan gazeteci…’ vellu velll!!!
Duyan da inanacak ha…

Yahu kendiniz kandırmayın boşuna. Şehir olarak haklıya hakkını teslim edecek vekil, belediye başkanı değil, yakınlarına torpil yapacak, makam atayacak, ihale kazandıracak isimler ve bu isimlere yalakalık yapacak gazetecileri seviyoruz biz…

Bir parlamenterimize dair en büyük eleştirinin ‘İyi de, o bakan olursa kimseye bir şey yedirmez kardeşim! Kimsenin işini hususi olarak görmez!’ olduğu gerçeği ortada değil mi? Kimi kandırıyoruz ha?

Değillerini kavanozla beraber daha çoook kırarım çok…
 
NOT: Bu hikâyede adı geçem şahılar, mekân, şehir ve olayların hepsi Rus edebiyatı denemesi için yazarın uydurduklarından ibaret olup gerçek hayatla bir alakası yoktur.
 

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum
  • Yorum yazabilmek için lütfen üye girişi yapınız.