ŞANLIURFA İÇİN TARİHİ ÇAĞRI / BU VEBAL ALTINDA KALMAYIN!
Bu toplum, bu halk ne zamanki bir meseleyi, sorunu salt muhalefet kozu olarak kullanmak yerine çözümüne odaklandığında işte zaman altından kalkamayacağımız hiçbir mesele kalmayacaktır.
Malum, her dönemin çanak yalayıcısı bir gazetecimiz son günlerde Şanlıurfa'da yaşanan intihar vakalarını işlemeye başladı. O denli kurnaz ki intihar edenlerin dramları üzerinden halkçı gazeteci rolünü o denli başarıyla oynuyor ki kimse de bu zırtonun son dönemlerde sorun yaşamaya başladığını ve artık eskisi gibi nemalanamadığı için duyduğu rahatsızlığı anlamıyor. Dikkat ederseniz intihar vakalarını işleyiş biçiminde daha bir süre önce adeta yalayıp yuttuğu Ak Parti ve Ak Partili Şanlıurfa belediye başkanlarını hedefine koyuyor, neredeyse intihar sebebi olarak Ak Parti ve Şanlıurfalı Ak Partili Belediye başkanlarıdır diyecek...
Dedim ya, bir sorunu objektif bakış açısı ve iyi niyetle çözmeye odaklanmadığımız sürece, başarılı olma şansımız yok. Şanlıurfa yerel basınının büyük bir kısmı belli rakamlarla satın alınmış olduğu için, kamuoyunun doğru bilgiler alması, çözüme kanalize olması haliyle güçleşiyor. Oysa gazetecilik, habercilik : Duyarlı insan olmak, bir eksiği anlatırken artıyı yazabilme bilgisini, haksızlığa karşı çıkarken haklı tarafta durmayı, yanlışı yazarken doğruyu bilmeyi gerektirir.
ŞANLIURFA'DA YAŞANAN İNTİHAR VAKALARININ SEBEPLERİ!
Biz gelelim memleketimizde yaşanan intihar vakalarının sebeplerine. Sebeplere geçmeden size bir kaç örnek vererek o vız vız gazeteci bozuntusunun yapmaya çalıştığı algı operasyonunun ne kadar kişisel ve zavallı bir anlayışın ürünü olduğunu da göstermek istiyorum.
1- 4 Hafta önce Şanlıurfa'da bir güvenlik görevlisi sabah iş dönüşü önce eşini vurdu. Sonra tabancayı çenesine dayayıp sıktı. Öldürmeyen Allah öldürmedi. Kendi yaşadı, eşi vefat etti. Yani hem cinnet geçirdi hem intihar girişimi vakasıydı.
Bir tür kumar olan İddia oyununda yüz binlerce lirasını kaptıran bu kardeşimizin içine düştüğü bunalım ve geçirdiği cinnetle o gazeteci vız vızının Şanlıurfa kamuoyuna empoze etmeye çalıştığı ''tüm intiharlardan Ak Parti veya Şanlıurfa Ak Parti Belediye başkanları ve veya ekonomik bunalımın ne ilgisi var? Ak Parti belediyeleri iddia veya diğer kumar oyunlarında parasını, servetini kaybeden vatandaşlara maaş mı bağlamalıdır mesela? Ak Parti mi iddia oynamalısın demiştir
2- 2 Hafta önce ağabeyi ile cep telefonu yüzünden tartışıp bunu gurur meselesi haline getiren 15 yaşındaki kız çocuğumuz, ne yazık ki kendini asarak intihar etti. Şimdi bunun siyasi veya ekonomik nasıl bir sebebi olabilir?
3- Son model araba almak için tefeciden 150 bin lira alıp, ödeyemeyince intihar eden gencimizi ekonomik sıkıntıların neresine dayandıracağız? İşsiz bir adam neden lüks araba alır arkadaşım?
4- Sevdiği gence verilmeyince yani aşk acısıyla intihar eden bir diğer genç kızımızla, sevdiği kızı alamayınca kendine sıkan kardeşimizin ekonomik sıkıntılarla ne alakası var?
5- Cinsel tercihini dışa vuramadığı için intihar eden bir ismin ekonomiyle ne gibi bir bağı var?
Dedim ya, meseleyi doğru yerden almama uyanıklığı yüzünden çözümü bulamamak gibi ahmakça bir anlayış hakim bizim coğrafyada. Biz gelelim intihar nedenlerine:
1- Aile Baskısı!
2- Asosyal bir yaşam!
3- Çağın belası stres ve anksyete hastalıkları!
4- Aşk acısı!
5- Gelecek kaygısının getirdiği bunalımlar!
6- İşsizlik!
Ama en önemlisi CEHALET maalesef...
*Muhafazakar olmakla övünen Şanlıurfa ebevynleri olarak, hala çocuklarımıza intihar etmenin günah olduğunu, can alıp can vermenin Allah'a mahsus olduğunu öğretememişiz.
*Aile içi baskılar, Şanlıurfa'da özellikle genç kızlar arasındaki intihar vakalarının büyük bölümünü oluşturuyor. Bu çağda bile hala kızlarını başlık parasıyla koyun gibi satan anne babalarımız var ve evlatlarını intihara sürüklemeye devam ediyorlar.
* Sağlam, nitelikli bir eğitim sistemimiz olmadığı için, en ufak sorunla karşılaşan gençlerimiz çözüm olarak intihar etmeyi düşünüyor. Zira eğitim sistemimiz bir çocuğa aynı anda flüt çalmayı, takla atmayı, resim çizmeyi, matematiği, Türkçeyi, din bilgisini yüklerken; iyi, kararlı insan olma dersini vermiyor, veremiyor. Hal böyle olunca da intihar vakaları art arda geliyor.
Elbette işsizliğin, yoksulluğun, çaresizliğin neden olduğu intihar vakaları da var ve azımsanmayacak kadar çok ama özellikle Şanlıurfa'da son dönem yaşanan tüm intiharları Ak Parti ve belediye başkanlarına yükleme operasyonunun tek izahı: Kalemi üzerinden tehdit edip, yeniden para koparma telaşından başka bir şey değil.
MADEM UKALALIK YAPTIM AHA DA ÖNERİ!
Madem makalemin başında sorun yazarken çözümünü de önerin, gazetecilik, sanatçı olmak budur dedim. Madem intiharların sebebpleri arasında ekonomik sorunlar var diyor birileri: Aha da Şanlıurfa'da
1- İşsizlik oranını ciddi anlamda düşürecek!
2- İntihar oranlarını azaltacak!
3- Yaşam kalitemizi yükseltecek!
4- Şehrin ekonomisine büyük bir rahatlık katacak, tarihi çağrım ve önerimi sunuyorum.
75 BİN İNSANI KURTARIN!
Son 5 yıldır kaleme aldığım birçok makalemde Şanlıurfalı iş insanlarını Şanlıurfa'ya yatırım yapmamakla suçlayıp çok ağır eleştiriler yöneltim. Lakin bugün öğrendim ki değil Şanlıurfalı iş insanları, Ege'den, Karadeniz, Akdeniz hatta Marmara bölgesinden yatırım amacıyla şehrimize gelen iş insanlarına hayatı dar ediyoruz. Bugün öğreniyorum ki bu şehrin her bir karış toprağına, insanına aşık ve tüm yatırımını bu topraklara yapan kendi iş insanlarımızı şehirden kovmak için yapmadığımızı bırakmıyoruz!
Yine 5 yıllık köşe yazarlığı hayatımda Şanlıurfa'nın ekonomik olarak kurtuluş reçetesine neden sanayi ve turizmi ekleyemiyoruz diye sordum. Bugün öğreniyoruz ki sanayimizi kendimiz baltalıyoruz!
Buyurun 15 bin insana iş istihdamı sağlayacak dolayısıyla 75 bin insanı yoksulluktan çekip alacak yatırımların neden gelmediğine bir göz atalım. Malum Şanlıurfa Organize Sanayi Bölgesi son 5 yılda %100 büyüdü. Bugün Şanlıurfa OSB'de 350'ye yakın fabrika da 30 bin insan evine ekmek götürüyor. Bir paydos saati zamanınız varsa OSB'ye gidin ve işçileri eve götüren yüzlerce servis aracına bakın. Muhteşem bir istihdam alanını göreceksiniz.
İşte bu OSB'nin bununla sınırlı kalmayarak 45 bin, 50 bin 100 bin insana iş, aş kapısı olması içten bile değil ama bizler yatırım yapmamakla itham ettiğimiz iş insanlarının değil yeni yatırım yapmalarına yardımcı olmak, var olan yatırımlarını bitirmek için elimizden geleni yapıyoruz.
OSB'NİN YAPISINDAKİ ÇAPRIKLIK!
Sorun tamda OSB'nin yapısındaki çarpıklıkla başlıyor!
OSB'yi oluşturan etmenler
1- Katılımcı Kurul / Sanayiciler / ŞUSİAD
2- Sandık Kurulu / Valilik
3- Ticaret Odası
+
4- Evren Sanayi Sitesi
3 Büyük ortak + Evren sanayi sitesinden oluşan OSB'nin sorunu pratik yollardan çözecek bir yönetime sahip olması çok zor. Mesela bu denli bir OSB'de Ticaret Odasının bulunduğu tek OSB Urfa'da olduğunu biliyor muydunuz?
Mesela o Ticaret Odasının dahiyane fikirlerinden birisinin de OSB'yi Akçakale'ye taşımak olduğunu biliyor muydunuz? Yahu Allah aşkına; bırakın uzak illeri Gaziantep'ten kaç iş insanını Akçakale'ye yatırım için ikna edebilirsiniz? Akçakale'nin yolları normal trafiği kaldıracak halde değilken hangi cazip öneri ile yatırımcılara gidebilirsiniz?
OSB Başkan vekili neden Ticaret Odası başkanıdır?
Başka örneği var mıdır?
Bu hal işleyişin önünde engel midir, değil midir?
Dolayısıyla Şanlıurfa ekonomisine dev katkı yapacak güçlü bir OSB için yönetimsel sorunların çözülmesi birinci şartım ve önerimdir.
SORUN 1) PARSEL BİTTİ!
Son 5 yılda %100 büyüyen OSB'nin 340 fabrikaya eklenecek 1.340 fabrikayı daha besleyecek tarımsal, zirai, yeraltı yer üstü hammaddesi var ama maalesef parsel yok! Evet, yanlış duymadınız, bir gıdım da açılacak parsel kalmadı organize sanayi bölgesinde.
Hali hazırda bazı Şanlıurfalı, Şanlıurfa aşığı iş insanlarımızın insanüstü mücadeleleri ile yatırım yapmayı bekleyen 50 yatırımcı başvurmuş durumda. Biraz hızlansak kısa sürede 150 yatırımcıyı bulacak ama parsel yok!
Bakınız, 50 yatırımcı demek 15 bin insana iş istihdamı sağlamak demek. Çarpı 5 kişilik aile dediğimizde 75 bin insana aş demek ama parsel yok!
Peki, neden parsel yok?
SORUN 2) SU SORUNU YÜZÜNDEN SANAYİ ÖLÜYOR!
Şanlıurfa OSB'nin genişlemesi, devasa yatırımların gelmesi hatta var olan sorunların çözülmesi önündeki en büyük engel su sorunumuzdur. Şanlıurfa'da yer altında sadece bir hat var ve o da OSB sanayisini beslemeye yetmiyor. Dolayısıyla genişlemenin önündeki en büyük engelde su olmaması.
Bu sorunun çözümü ise sadece 80 ile 100 milyon lira arasında değişen bir maliyetle ek su kanalının açılmasıdır. Yani bu rakamdaki bir yatırım demek şehre yüzlerce yabancı yatırımcının gelmesi, parsel yani genişleme demek.
Şimdi buradan başta Büyükşehir Belediye Başkanımız Sn. Zeynel Abidin ve Şanlıurfa Valimiz Abdullah Erin olmak üzere tüm milletvekillerimiz, bürokratlarımıza sesleniyorum:
Şanlıurfa Organize Sanayisinin su sorununu çözmek ve sorunun çözümü için gerekli 100 milyonluk yatırım maliyetini sağlamak hepinizin boynunun borcudur. Çünkü bu sorunun çözümü demek fabrika sayısının artması, yabancı sermayenin Şanlıurfa'ya akması anlamına gelecektir ki bu da muhteşem bir istihdam alanının açılması anlamına gelecektir.
Sizler Şanlıurfa'nın erk güçleri olarak bu sorunu çözme noktasında emek vermek durumundasınız. Sizler bu yüzden varsınız ve sizler böyle bir hizmete imza atarak Şanlıurfa halkına tarihi bir hizmette bulunmuş olacaksınız.
SORUN 3 ) ENERJİ PROBLEMİ!
ŞUSİAD Başkanı sevgili Mehmet Korkut Polat'ın çok sevdiğim bir sözünü son dönemlerde ben de fabrika açacağım, istiyorum diyen belediye başkanlarımıza hatırlatmak isterim. ''Fabrika yapmak biz iş insanlarının işi, belediyelerin değil. Sizlerin işi bizlere fabrika açmak noktasında yardımcı olmak ve şehri yatırım anlamında cazibe haline getirmek!''
Düşünebiliyor musunuz; İbrahim Yıldız adında bir iş insanımız var. Tüm zorluklara rağmen 150 milyonluk yeni yatırım yapıyor. Dünyada para yapımında kullanılan ham maddeyi üreten tek Türkiyeli. Aynı zamanda ürettiği malları yurt dışına ihraç ederek ülke ekonomisine büyük katkıda bulunuyor. Yine Mehmet Korkut Polat Burundi gibi bir ülkeye bile ihracat yapıyor. Bu iş insanının yanında İngiliz, Alman, Fransız, Arap mühendisler çalışıyor. Yani bu değerli iş insanları aynı zamanda şehrimizin ve ülkemizin tanıtımına büyük katkıda bulunuyorlar.
Peki, biz ne yapıyoruz?
Bu değerli iş adamlarımızın açtıkları, açacakları fabrikaların daha fazla üretim yapacakları su ve kaliteli enerji imkanı vermiyoruz. Ulaşım noktasında zaten sıkıntılarımız çok büyük. O halde yabancı yatırımcı neden gelsin Şanlıurfa'ya?
Bakınız; sanayici veya enercj üreticilerinin jargonuyla 'kıpraşma'' dedikleri saniyelik enerji kesintileri büyük fabrikalara yüz binlerce liralar zararlara neden oluyor. Çünkü artık manuel sistemler yok. Her şey kartlı ve cipli. Hal böyle iken kaliteli enerji veremediğimiz iş insanlarının yatırım yapmalarını beklemek mümkün değil.
ZEYNEL BAŞKANIN ÇABASI!
Kabul ve takdir etmek gerekir ki Şanlıurfa da artık kangren haline gelen su sorununun çözülmesi, OSB'nin su sorununun çözülmesi ile genişlemesi için Büyükşehir Belediye Başkanımız Zeynel Abidin Beyazgül büyük emek veriyor ancak bu yükün hepsini onun sırtına yüklemeye kimsenin hakkı yok. Dolayısıyla o gazeteci bozuntusunun Beyazgül2e yüklemeye çalıştığı ekonomik sıkıntılar yüzünden intihar ediyorlar, Büyükşehir çalışmıyor zehirli operasyonu bu şehirde tutmaz...
BU ŞANSI ŞANLIURFA HALKINA VERİN!
Son olarak yine yeniden Şanlıurfa yetkililerine sesleniyorum. Organize Sanayinin su sorununu çözecek 100 milyonluk maliyeti bulun lütfen. Bulun ki 340 olan fabrika sayımız binlere çıksın. Bulun ki yabancı yatırımcı gelsin ve Şanlıurfa sanayinin cazibe merkezi olsun. Bu büyük şansı kullanmayan, bunun için emek vermeyen her bir yetkili bu saatten sonra Şanlıurfa'da akşam aç uyuyan her bir çocuğun, insanımızın yaşadığı, yaşayacağı dramların vebali altına girecektir.
Madem ilk etapta 15 bin iş istihdamı sağlayacak böyle bir imkan var, bu imkanı şehrimizden esirgemeyin.
ŞANLIURFA HALKI AYAĞA KALKMALIDIR!
Şanlıurfa halkı mızmızlanmak yerine, Organize Sanayi Bölgesinin su, enerji ve genişleme sorunlarının çözülmesi noktasında yetkililere hukuki zeminde baskı yapmalı, talep etmelidir. Ekmek kavgası dediğimiz tam da budur. Ekmek kavgası emek ister. İş insanlarımız ellerinden geleni yapıyor. Şimdi sırada halkın kendisi ve şehrin ileri gelenleri var.
Ve son olarak intihar meselesine dönelim. Turizmi, sanayisi, tarımı, hayvancılığı gelişmiş bir şehirde intihar vakaları psikolojik, ailevi sorunlar dışında %95 azalacaktır. Bu meseleyi siyasi eleştiri veya belediye başkanları düşmanlığı boyutuna getirmekse alçaklığın daniskasıdır.
FACEBOOK YORUMLAR