GÜLPINAR'DAN TARİHİ AYAR!

Türkiye son birkaç gündür eski GTH bakanı, Şanlıurfa milletvekili Ahmet Eşref Fakıbaba'nın Ak Parti'den istifası ve sonrasınde verdiği demeçleri konuşuyor. 


Fakıbaba'nın istifasının İyi Parti ve Ak Parti için getirisini, götürüsünü konuşacak daha çok vaktimiz var. Benim ele almak istediğim mesele istifa sonrası verdiği demeçler, yaratmak istediği algıyla ilgili. Ha bir de özellikle Şanlıurfa kamuoyunun Fakıbaba'nın istifası ve sonrasında verdiği demeçlere şaşırmasına şaşırdım. Neden mi? 

Fakıbaba'nın bakanlıktan ayrılış sürecinden beridir bazı rahatsızlıkları olduğunu hepimiz biliyoruz. Tıpkı yıl başında da istifa girişiminde bulunduğunu, M. Kasım Gülpınar'ın kendisin döndürdüğünü bildiğimiz gibi. 

Fakıbaba'nın birlikte çalıştığı teşkilat ve özellikle Ak Parti Şanlıurfa il başkanı Abdurrahman Kırıkçı ile anlaşamadığını, başkanı tasvip etmediğini de biliyoruz. 

Burada il başkanına bir paragraf açmak gerek. Bildiğim kadarı ile Halil Özcan ve M. Ali Cevheri dışında Kırıkçı'dan razı olan başka milletvekili hatta Urfalı siyasetçi yok zaten. 

Neden, nasıl razı olsunlar ki? 

Son olarak il yönetimi ve il, ilçe belediye başkanlarını toplayıp "artık bizden birisini eleştiren gazetecilerin aboneliklerini keselim! " Önerisinde bulunan Kırıkçı, böylece Şanlıurfa tarihinde basına mobing, övmeyene zulüm yapalım anlayışını benimseyen ilk il başkanı olarak  tarihe geçti. 

Gözlerimin içine bakıp 

-Neden BŞ Belediye Başkanını övüyorsun? Dediğinde o gün BŞ Belediye Başkanının değişecek yerine HDP, CHP veya başka partiden birinin geldiğini sanmıştım. Oysa sağı solu aradığımda Zeynel Abidin Beyazgül hala BŞ Bld başkanıydı ve Kırıkçı gibi Ak Partiliydi. 

Adama sorarlar, uzunca yıllar resmi şimdilerde gayri resmi ortağı olduğunuz İpekyol Gazetesi Ak Parti İl başkanına vururken neden böyle bir öneride bulunmadın? 

Neyse, velhasıl il başkanının Ak Parti Şanlıurfa için ciddi bir sorun olduğunu sağır sultan duydu ve Fakıbaba onunla çalışmak istemedi. 

Fakıbaba kurt Seydi Eyüpoğlu, Suruç Milletvekili I. Halil Yıldız, Halil Özcan, eski vekil Kemalettin Yılmaztekin ve BŞ Bld Başkanı Zeynel Abidin Beyazgül ile anlaşamadığını da biliyoruz. 

Burada Fakıbaba haklı veya diğeri tartışmasına girmeyeceğim zira zaman her şeyi gösterecektir. Benim meselem Fakıbaba'nın sözde uzun zamandır M. Kasın Gülpınar etrafında ve liderliğinde birleşelim savunurken istifa sonrası söylemleri arasındaki çelişki aslında. 

CUMHURBAŞKANINA GİTTİM! 

Fakıbaba'nın istifa sonrası bağlandığı ilk canlı yayında "Cumhurbaşkanına gittim. Taleplerimi ilettim kabul görmedi! Sitemini kendi açısından kabul edebilirim. Ardından " sadece ben değil, birkaç arkadaşım daha rahatsız... " Vurgusunu da. Kaldı ki Ak Parti İl başkanı ve genel itibari ile rahatsızlıklar hepimizin malumu ama televizyonculuk bizim işimiz... Yayın öncesi moderatörün M. Kasım Gülpınar özelinde algı yapması yönündeki duruşu ve Fakıbaba'nın kullandığı cümlelelerle Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Gülpınar'ı istemediği için istifa ettiği mesajını vermesi hem Fakıbaba'ya yakışmadı hem doğru değil hem de hiç şık değildi. 

Fakıbaba maalesef bunu hep yapıyor. Suruç olayında da yaptı, vekil listesinde de. Kendi yaptığına başkasını sortilerine yabancı değilim yani ama bu kez olmadı. 

Urfa'da değişmeyen tek gerçek şu ki, adınız Fakıbaba'da olsa veya siyasete yeni de başlıyor olsanız, ilk iş Gülpınar üzerinden olumlu veya olumsuz algılarla prim yapmak. Hedef hep Gülpınar olur. 

Dolayısı ile Fakıbaba'nın istifasını bir nevi Gülpınar için olduğu iması ile yumuşatma çabasına şaşırmadım ama yineliyorum: Külliyen yanlış, külliyen doğru değil. 

Hepimiz biliyoruz ki Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Gülpınar'a ayrı bir sevgisi ve inancı vardır. Hepimiz biliriz ki, Gülpınar'ın da olmadığı bir seçimde Ak Parti'nin Şanlıurfa'da çıkaracağı vekil sayısı üçü geçmez. Hal böyle iken Fakıbaba'nın yumurtalı köfte hatırına geçtiği yeni partisini Urfa'da güçlendirmek için Gülpınar'ı bir nevi ayrılığa davet etmesi kendi siyasi zekasının ürünüdür. 

Ama Fakıbaba bir şeyi doğru söyledi bir diğerini ise istemeden ortaya koydu. Gülpınar rahatsız dedi doğrudan. Gülpınar'da ayrılırsa imasında bulundu. 

1- EVET GÜLPINAR RAHATSIZ! 

Tüm Urfa biliyor ki M. Kasım Gülpınar'ın rahatsız olduğu çok şey var şehirde. Teşkilat ve lokal, Ankara arası siyasiler ile kopuk olan ilişkiler. Hergün özellikle muhalif basında patlayan rant haberleri, liyakatsizliğin zirve yapması ve daha sürüyle hatalardan rahatsızdır Gülpınar. 

Neden mi, çünkü Gülpınar aile geçmişi ile bir annenin ak sütü kadar temiz, asil ve bu coğrafyanın son aristokratıdır ve böyle bir ismin kirlenmiş bir siyasi ortamdan memnuniyet duyması beklenemez. 

M. Kasım Gülpınar'ın milletvekilliğine ihtiyacı olmadığı gerçeğini bazı kaz kafalılar anlamak istemedi. Gülpınar siyaset üstüdür ve şaibesiz geçmişi, vicdanı, bilgi birikimi, hayat görüşü ile haksızlığın, adaletsizliğin, yolsuzluğun boy verdiği yerde elbette rahatsız olacaktır ancak Gülpınar markasının bu rahatsızlığını Fakıbaba veya bir başka isim üzerinden dile getirmeye de ihtiyacı yoktur. Hatta bir bakışının, bir vücut dilinin dahi bazı sorunları çözmeye yettiği gerçeğini de biliriz çünkü o bir devdir bu coğrafyada. 

2- GÜLPINAR'DA GİDERSE! 

İşte burası önemli. Seçmen ile il ve bazı ilçe teşkilatlar arasındaki güven bağının koptuğu, parti içi çekişmenin bazı isimlerin birbirlerine bel altı algı operasyonları yaptığı, her gün bir başka yolsuzluğun haber olduğu bir şehirde Ak Parti'nin seçime Gülpınar liderliğinde olmadan girmesinin ağır bir darbe olacağı aşikar zira elde halkta karşılığı olan ve vereceği sözde duracağı bilinen tek isim. 

Bakınız, Viranşehir'de bugün seçim olsa HDP direk alır. O kadar iddialıyım. Neden almasın ki, mevcut belediye Başkanının kadrosu zaten HDP tabanı. Mevcut belediye başkanı ile milletvekilinin para kavgalarını sağır sultan duydu. 

Bakınız, Ak Parti Şanlıurfa il başkanı ile genel sekreteri kılıçları çektiler. Petrol imar projesi, peyzaj ihale vurgunları, kardeşlerini atamalar, Eyyüp Nebi TOKİ evleri ve daha sürüyle yolsuzluk haberi artı Nizip iddiası ile halkın Ak Parti ile arasındaki güven dokusunu zedeledi. 

Ak Parti İl başkanı Kırıkçı'nın makama gelmek için önce il başkanı Bahattin Yıldız ve sonrasında BŞ Belediye Başkanı Zeynel Abidin Beyazgül'e karşı süren ve bitmeyen algı operasyonları. (Ben demiyorum, Yasin Fırat Çiftçi söylüyor.) 

Kırıkçı'nın yazdığı iddia edilen rapor dahi Urfa'da siyasiler arasındaki rant kavgasının geldiği son hali ve halka yansıması anlamında önemlidir. 

Ha keza Viranşehir siyasi raporu da durumun vehametini anlatmaya yetiyor. Anlayana... 

Sigara, silah kaçakçılığı yapan bazı siyasi yakınlarının varlığı... 

Madde bağımlılığı ile mücadele eden bir şehirde bir siyasetçinin oğlunun hergün otel odalarından madde kullanarak canlı yayın yapması dahi rezaletin en koyu halidir Urfa'da. 

Elbette M. Kasım Gülpınar gibi bir ismin bunca kirlenmişlik içinde mutlu olmasını beklemek hayalcilik olur. Elbette rahatsızdır ve bu rahatsızlık Gülpınar'ın Ak Parti'den kopuşuna vesile olursa Ak Parti kaybeder 

Tartışmam bile... 

YANLIŞ! 

Fakıbaba'nın bilerek dayattığı yanlış şu: Kasım Gülpınar rahatsızlığını partisinden makam kapmak, Cumhurbaşkanını hedef alarak blöf için kullanmaz. 

Kasım Gülpınar vicdanının sesini makama satmaz veya makama aracı etmez. 

Kasım Gülpınar seçmenin haklı sitem ve çektiği sıkıntıları kişisel hedefine kurban etmez. 

Kasım Gülpınar yan yollardan geçip bir yere varmak istemez veya yumurtalı köfte yapıp başka partiler ile flört etmez. 

Yumruğunu vurur, tavrını koyar adam gibi. Ama zamanında yapar. 

Kaldı ki beni şaşırtmadı da. Bakınız dün telefon ile bağlandığı Tv100 canlı yayınında ne dedi? 


"Gönlümden geçen aday olmamak. Ailemin de talebi bu yönde. Sağlık, maddi, manevi, her açıdan yük. Biraz arkadan gelenlere de yer açmak lazım diye düşünüyorum." 

Ve devam etti. Partinden istifa etmiyorum. 

TARİHİ AYAR! 

Nezakete bakar mısınız? 

Her bir kelimesi ile siyasi etik ve literatürüne girecek büyüklüğü ortaya koydu Gülpınar. Dava bilinci, adanmışlık, vefa, saygı, vicdan, vizyon. Onun gibi dev bir isme yakışır ne varsa nakış gibi işledi milyonların gönlüne ve kulaklarına. 

Elbette ellerini ovuşturup Gülpınar'ın hata yapmasını bekleyenlerin hevesleri kursaklarında zehir oldu kaldı. 

Elbette Gülpınar partili olmanın işte böyle zamanlarda belli olduğunu ispat ederek çakma Ak Partilileri duman etti. 

İfade ettiği gibi zamanı geldiğinde arkadan gelenlere yol açar mı bilmem ama bildiğim bunu yaparsa Ak Parti'nin sadece Urfa'ya değil, Urfa üzerindrn Güneydoğu'ya açılan oto yoldan bozuk köy yollarına döneceği de kesin. 

Şahsi düşüncem mi, milletvekilliği ile Gülpınar'dan birilerinin çıkmaza soktuğu Şanlıurfa ve bölgeyi kurtarmasını, yaşanan sorunlara çözüm bulmadını beklemek gibi ağır bir haksızlık yaptık. 

Lidere liderlik yakışır ki Gülpınar doğal liderdir zaten. Vicdanın, vizyonun, güvenin, kardeşliğin, siyasi etiğin, inancın liderine selam ve sevgiyle...