DANSÖZLÜK BAŞKA BASIN BAŞKA!
Hatırı sayılır bir aradan sonra dün akşam memleketimden hayli uzak güzel Iğdır ilimizden bir sosyal medya canlı yayını gerçekleştirdim.
Sağ olsunlar, her zamanki gibi ilgi hayli fazlaydı. Annemin vefatı, ardından geçirdiğim gribal enfeksyon süreci derken hem ben özlemişim dostlarımı hem onlar özlemiş beni...
Canlı yayının özü basitti aslında. Gazetecilik dansözlük değildir...
Gazetecilik 2/3 bin lira alamadığın alışveriş merkezini coronavirüs'ün çıkış merkezi ilan edip arsızca hedef göstermek değildir mesela...
Şu rezil, şu zavallı twite bakar mısınız?
"Şanlıurfa da bir iş adamının vefatına sebep olan virüs Piazza'dan çıktı!"
Kimsede çıkıp, böyle bir iddia da bulunmak için kişinin elinde Şanlıurfa valiliği, olmadı il sağlık oda olmadı bilim kurulunun resmi raporlarının olması lazım demiyor.
Çamur atıyor da ahlaksız, izinin binlerce insanın ekmeği ile oynadığını bile bile atıyor hemde.
Piazza dediğiniz dev bir alışveriş merkezi. Yüzlerce mağaza, iş yeri ve buralarda çalışan yüzlerce emekçisi var evine ekmek götüren.
Bu kadar kolay mı iftira atıp hedef haline getirmek?
Urfa da kolay...
Dünkü canlı yayınımda da ifade ettiğim gibi, Urfa da geçmişte FETÖ'ye hizmet etmiş, üç kuruşa algı operasyonu yapan, bazı belediye başkan yardımcılarının, eski il başkanı, bürokratların ortak olduğu veya siteleri KHK ile kapatılmış gazeteciler belediyelerden nemalandıkça alçakça algılar bitmez ve Urfa kamuoyu asla ama asla gerçeklerle yüzleşmeyecek.
OSB Bölge müdürünü valilik veya bakanlık göndermedi. Kendisi de istifa etmedi!
Müdürü gönderen asıl suçluyu yani Urfa da yeni iş istihdamı yaratacak yatırımı engelleyen belediye başkanı ve yeğenini korumak için üç kuruşa müdürü Ak Parti düşmanı ilan eden 2 gazeteci gönderdi!
Görevi halkın sesi olmak olan gazeteci Ak Parti için karalar bağlayan timsah gözyaşları ile "13 Ak Parti Belediye Başkanı zan altında kaldı" twiti ile üzüntü emojini koyan gazeteci haklı bir dava da haklı olan müdürü hedef haline getirdi.
Firmaya ortaklık dayadığı iddia edilen başkan yeğenini ve başkanı deşifre etmesi gereken basınım yine kendini üç kuruşa satarken bir diğeri 5.000 lira yerine 1.500 lira aldığı için müdüre saldırdı.
Gazetecilik dansözlük değildir. Bunu söylerken dansözlükle ekmeğini kazananları asla hakir görmüyorum bilakis onlar bizim bazı gazetecilerimizden çok daha onurludurlar. Zira en azından kırmızı dekolteli kıyafetleri pantolon altına giymiyorlar...
CANLI CANLI SÖYLEYECEKSİN!
Dünkü yayında Viranşehir ve Siverek Belediyelerinde yapılan araç, yakıt, ilaçlama ve çöp ihalelerinin iptal edilmesi gerektiğini gerekçeleri ile ifade ettim.
Ceylanpınar belediye başkanının bir milyona mal olduğu iddia edilen yeni villasını hangi parayla yaptığını sordum.
İhaleler neden bazı belediye başkanlarının akrabalarına veriliyor diye sordum.
Çünkü gazeteci sorgulayan, araştıran ve doğruyu okuruna olduğu gibi sunandır. Ajansını, sitesini belediyelere satan, kalemşörler değil.
Urfa Kamoyunun sorgulaması gereken "O başkan kim, o yeğen kim?" sorusunu dansöz gibi kıvırıp müdürü istifaya zorlayan habercilik anlayışı ile Urfa bir arpa boyu yol alamayacak...
Şu rezil ve her biri bir belediye başkanı, bir milletvekili yakınına paket edildiği iddia edilen ihaleler sorgulanmadıkça bir yere varamayacağız.
13 Belediye başkanı zan altında kaldı demek Ak Partiyi savunmak değildir bilakis 13 başkan da bunu yapmış olabilir demektir aslında ama 13 belediye başkanı bunu dahi fark etmiyor ne yazık ki...
ÇIK ONURLU DUR AÇIKLA MÜDÜR!
Urfalı birisi olarak Yunus Emre Aksu'ya sesleniyorum. Benim o başkanı ve yeğenini bilmek hakkımı elimden alamazsın.
Koltuğunu kaybettin bari onurunu kaybetme ve çık açıkla...
Açıkla ki, Urfa kamuoyu rezaletleri bilsin artık...
CANLI YAYINLARA DEVAM!
Bundan böyle 15'er günlük periyotlarda canlı yayınlar ile karşınızda olacağım.
Bildiğiniz pantolon, gömlek üzerimde adam gibi yüzlerine haykıracağım gerçekleri.
Bu ihaleler ile savaşacağım sonuna kadar. Makamlara atanan akrabaları bir bir deşifre edeceğim.
Görüşmek üzere dostlar.
FACEBOOK YORUMLAR