FARUK ÇELİKTEN UYUMSUZLUK MASALI!

 Şanlıurfa bugün; her dönemin el ayak öpen ve yabancı hayranı sözde birkaç gazeteci zırtosu ile avanelerinin, Faruk Çelik üzerinden yürütülecek olan ortalığı bulandırma operasyonunu ''Faruk Çelik'ten Şanlıurfa için flaş sözler!'' başlığı ile verilen haberleri konuştu. Hemen hepsinde Şanlıurfa'yı yine yeniden Faruk Çelik'e engaje etmek, Çelik'i Urfa'nın siyasetinin olmazsa olmazı göstermek ve Şanlıurfalıları Çelik'e yönlendirmek gayesi o kadar zavallıca vurgulanmıştı ki...

  Şaşırmadım... Şanlıurfa'nın yaklaşan Ak Parti Olağan Kongresi öncesi siyasi tarihinde ilk kez bir ahenk içine girmesinin eşiğine gelmesi; başta yabancı hayranları olmak üzere, malum kitleleri rahatsız edecekti, etti de... Bir dönemin SGK ve GTH Bakanı Faruk Çelik'in tam da böyle bir süreçte "Urfa'da uyum sorunu var!" açıklaması bunun en güzel dışa vurumu oldu.  Bekliyordum...

  O açıklama yapmasa bile birileri mutlak şekilde ona açıklama yaptıracak, ayakları dibine çöküp el etek öpecek ve ortalığı karıştıracaklardı.

 Gelin, birlik olma noktasında ciddi adımların atılmaya başlandığı ve Ak Parti Olağan Kongresinin yaklaştığı bir süreçte, Şanlıurfa yeniden güçlü temsil noktasına bu kadar yaklaşmışken, sayın Faruk Çelik'in yaptığı bu çıkışın altında yatan mesajları okuyalım. 

  Efendim; sayın Faruk Çelik aslında Şanlıurfa halkına ''ahenk içinde olursanız ve birbirinden değerli 8 milletvekilimiz kol kola girerse başarılı hizmetlerde bulunurlar'' demek istemiş. Geçiniz... Küllahıma anlatsanız yetmez... Pabucuma anlatınız bu teraneleri...

  Hadi biz Faruk Bey'in gerçekten iyi niyetle bir açıklama yaptığını (ki zamanlama manidar...) var sayalım. İyi de satır aralarında büyük puntolarla verilen mesajlar ne diyor bir bakın yahu.

8 URFALI MİLLETVEKİLİNİ HEDEFE KOYUYOR! 

Faruk Çelik kim?
Ak Partinin bir dönem çok güçlü isimlerinden birisi olup, yıllarca bakanlık yapan, an itibari ile de Ak Partili etiketi ile bir bankanın yönetim kurulu üyeliğini yürüten isim. Yani Faruk Çelik'in siyasi kariyerinin kilometre taşlarını Ak Parti döşemiş, değil mi? Peki, burada malum kesimin ve bazı yalaka basınının dört elle sarılıp adeta "Siye kurban olam Faruk Çelik, gel, gel gellll" diye çarşaf çarşaf paylaştığı bu sözde söyleşide, Çelik nasıl oluyor da kendi partidaşları olan 8 Ak Parti milletvekillerini uyumsuzluk suçlamasıyla Şanlıurfa halkının önüne atıyor? 

 Bakınız; sayın Faruk Çelik ile özel de çoook derin olmasa da saygıya dayalı bir hukukum vardır. Dolayısı ile kendisine karşı öyle af olsun diye bir eleştiri yapmak gibi bir derdim yok. Mutlaka memleketime hizmetleri olmuştur. Lakin onun deneyiminde bir ismin ''uyumsuzluk'' kelimesi ile ''sanırım'' söylemini aynı cümle içinde kullanıp sonrada ''Aslında Ankara'da çok imkan var'' şeklinde bitirmesinin tek izahı var.

  -Sizin 8 Ak Parti milletvekili o kadar etkisizler ve uyumsuzlar ki Ankara'da Şanlıurfa lehine olabilecek hiçbir imkanı kullanamıyorlar ey Urfalılar! 

  Ben böyle okudum. Bundan başka anlam çıkardım diyenin aklından şüphe ederim veya yalancıdır arkadaş.

  Bakınız; aralarında bakanlık yapmış an itibari ile ve uzun süredir AB Uyum Komisyonu başkanlığını oldukça başarılı sürdüren, TBB idare amirliği ve KYK üyeliği de olan 8 Ak Parti Milletvekili benim Urfalılarımdır. Kanımdandırlar, canımdandırlar... Şunu açık yüreklilikle ifade ediyorum ki artık şu yabancı hastalığının yanı sıra sürekli Faruk Çelik'i Urfa'nın tek kurtuluşu olarak gösterme zavallılığından kurtulmalıyız. Aslında kurtulduk ve bugün ki haberler son çırpınışlar ya neyse...

  Ve bir Urfalı olarak 8 Ak Parti milletvekili içerisinde olup halihazırda mahkemelik olduğum, günahım kadar sevmediğim ve beni sevmeyen Halil Özşavlı dahil benim için başka bir bölgeden gelerek temsil edecek her isimden çok ama çok daha değerlidir.

  2.3 milyonla ifade edilen nüfusu, kadim geçmişi, zengin tarihi, kültürü ve yapısıyla medeniyetin beşiği olarak bilinen koca Şanlıurfayı ısrarla kendi evlatlarının değil yabancıların eline verme isteği, bir kişilik yoksunluğu hastalığıdır ve bu hastalık geçmişte Şanlıurfa'ya çok ama çok derin yaralar bıraktı.

Bakınız; Ak Parti sayesinde siyasi kariyerini idame eden ve ayakta duran Faruk Çelik hangi mantıkla şu cümleleri kurabiliyor? 

SANIRIM 8 AK PARTİ MİLLETVEKİLİ VAR! 

 Sn. Çelik, bir yandan "Şanlıurfalıların emrindeyim, iyi Ak Partiliyim" mesajı verirken, nasıl olur da "sanırım" diye başlayan bir cümle ile "Aslında Ak Partinin Urfa'daki milletvekilleri hiçbir işe yaramıyor!" mesajını veriyorsunuz?

  Siz nasıl iyi bir Ak Partilisiniz ki uzun yıllar milletvekili olarak temsil ettiğiniz Şanlıurfa'nın daha kaç milletvekili olduğundan habersizsiniz? 
  Daha da çarpıcı olan soru şu: Daha kaç vekili olduğundan emin olmadığınız bir ilde o vekillerin uyumsuz olduğu kanısına nasıl vardınız?

UYUMSUZLAR! 

Sn. Çelik; belli ki sizin döneminizde, sizden aldıkları imtiyazlar ve güçle bu şehrin ana artel akarlarını ellerine geçiren, fakir fukaranın alın terini sömüren, ihale vurgunları ile zenginleşen bir avuç isotçu takımı sizi çok özlemiş... 

  Not. Burada sayın Çelik'i herhangi bir şeyle itham etmiyorum lakin onun gölgesine sığınıp servetine servet katan, Şanlıurfa fakir fukarasının alın terini sömüren; yahu bırakın bunları ''Seni Faruk Çelik ile tanıştıracağım ve sana iş ayarlayacağım'' vaadi ile torunu yaşındaki kızlara cinsel tacizde bulunan gazeteci kisvesi altındaki yavşakları bilirim ve görüyorum ki o onursuzlar bütünüyle hüküm sürdükleri o günlerin özlemi ile bugün Şanlıurfa siyasetinde yeni bir algı operasyonunun düğmesine bastılar.

  O düğmeyi var ya, kursağınıza tıkarım nefessiz kalırsınız...

  ANKARA'DA ÇOK İMKAN VAR AMA!

  Sayın Çelik bir yandan ''Benim Şanlıurfa ile bir alakam kalmadı. Israrla beni Urfa gündeminin içine sokmak istiyorlar!'' derken, öte yandan ''Ankara'da çok imkan var ama uyum sorunu olduğu için Şanlıurfa halkı bu imkanlardan yararlanamıyor!'' demenin siyasi, mantık ve akli açıklamasını nedir?
 
  Ben bu açıklamayı '' Sizin 8 milletvekili o kadar uyumsuz ki ve bu gidişle size asla hizmet getiremezler! Tek çareniz yine benim!'' olarak okudum. Bunu benim anladığımdan farklı okuyanın aklıyla alay ederim. Yalancıdır, sahtekardır. Kaldı ki ''Flaş sözler'' başlığı ile verilmek istenen de ''Ey Şanlıurfalılar; Şanlıurfanın tek umudu Faruk Çelik'tir'' mesajını yaymak değil de nedir?

  HELE BİR BAKANLIK VERİN BAKALIM 8 VEKİLİMDEN BİRİSİNE!

  Elbette Sayın Faruk Çelik'i bu kadar kendinden razı kılan ve iddialı konuşturan geçmişte bakanlık yaptığı için Şanlıurfa'ya artı olarak kazandırdığı bazı hizmetlerdir. Bakınız; bırakın vekillerimizden birisini: Hele o denli güçlü bakanlığı bana verin neler yaparım neler. Güç elde iken konuşmak, yapmak kolay tabi. Yahu Türkiye'de bakanlar artık milletvekillerine randevu vermez hale geldiler. Hangi bakanın kapısını çalsan ''para yok'' cevabı veriyorken 8 milletvekilimizden ne bekliyoruz Allah aşkına?

 BU BİR ALGI OPERASYONUDUR!

  Bir dönemin FETÖ, başka dönemin solcusu, işine gelince sağcı ama özünde Ahmet Kaya'nın Fatih Kısaparmak için kaleme alıp bestelediği üretme kabızı şarkısındakilerin Şanlıurfa basınındaki karaktersizlerinin Faruk Çelik üzerinden Şanlıurfa siyasetini karıştırmak, yaklaşan MKYK ve kabine öncesi olası Şanlıurfalı isimleri engellemek amaçlı bir algı operasyonu olduğu apaçık ortadadır.

 Sayın Faruk Çelik'in de tam da böyle bir zamanda UYUMSUZLUK iddiasını ortaya atarak 8 vekil yüzünden hizmet gelemiyor olduğunu ima etmesi bu operasyonun başkahramanlarının ekmeğine yağ değil, bal bile sürmüştür ve kendisine yakışmamıştır.

  Ha, bu satırları okuyan güzel gözlü herkesin hoşgörüsüne sığınarak Ekrem Arpak'ın uyumsuzluk tanımını ifade edeyim:

''Urfa'da sorun, dürüstlerin dürüstler ile uyumu. Yoksa dürüst olmayanlar dürüst olmayanlarla iyi uyum sağlıyor'' İşte bu gerçeği görmüş, bedelini siyaseten ağır ödemiş Şanlıurfalılar bir daha da dürüst olmayanların dürüst olmayanlarla yarattıkları uyumun şehrin üzerine çökmelerine müsaade etmeyeceklerdir.

  Yaklaşan kongre ve kabine süreci öncesi Faruk Çelik'i gündemin ortasına atmak Şanlıurfa'ya ihanettir. Size yemin ederim bu ihanet içerisinde olduğunu öğrendiğim kim varsa sokağa çıkamaz hale getirene kadar bildiklerimi yazarım. Yeter ulan memleketi sattığınız!