FADİLE ÖZDEMİR NE DİYOR DUYAN VAR MI!
-Gözlerime bakın, ne görüyorsunuz? Diyordu Dünya tarihinin en destansı kurtuluş savaşı sonrasında 100 yıl önce özgürlüğünü ilan etmiş ve temelleri atılan Türkiye Cumhuriyeti'nin Hazine ve Maliye eski bakanı Nureddin Nebati...
Hazır Nebati demişken, siyasi tarihimizin bu en renkli bakanının yapay zekayı dahi gölgede bırakacak birkaç söylemini sizlerle paylaşayım:
“Bürokratlara hep söylerim, milletvekillerine çok değer verin çünkü milletvekili olmak çok zor, feleğin sillesini yiye yiye buraya kadar geliyorlar” sözleriyle başlayan Nebati, “gözlerdeki ışıltı” konusunda ise “Anlaşılıyor ki gözlerimdeki ışıltı çok güçlüymüş. 10-15 milletvekilimiz bundan bahsetti”
HDP’li Garo Paylan’ın “Eksi faiz kaç ülkede” sorusuna “Google hazretlerine bakıp izah edeceğim” diyen Nebati’nin tutanaklara yansıyan bir açıklaması olmadı.
Dana etinin fahiş fiyatlara gelmesi üzerine şöyle buyuruyordu Nebati Hazretleri:
Bakan Nebati, “Birileri koyun etinin kokudan dolayı yenmeyeceğini söylüyor. Koyun eti yağlıdır, koyun eti güzeldir, koyun eti güç verir. Bırakın dana etini, koyun eti yiyin!''
Bakan Nureddin Nebati’nin efsane, dolar ve Türk Lirası enflasyon tahminlerine dair yorumunu unutmak ne mümkün... “Türk Lirası en düşük durumda, daha ineceği bir yer yok, vatandaş rahat olsun”
Kur korumalı mevduat fonu ucubesini bu ülkenin başına bela eden ve gözlerindeki ışıltıya, tekne kaptanlığına güvenmemizi isteyen de Nebati idi...
Bugün geldiğimiz noktada kurtarıcı gözü ve umuduyla ve adeta yalvar yakar bakanlığa döndürülen Mehmet Şimşek'in tek yaptığı şey bütçe açığını kapatmak için vergileri yükseltmek ve Nebati'nin ülke ekonomisini iflasa sürükleyen dev bir enkaz bıraktığını deklare etmek oldu.
Refah hakkı ve torpilin yarattığı çoklu maaş ucubesinin ülke ekonomisini çökerttiğini göremeyen iki bakanın olduğu süreçte elbette ülke ekonomisine dair bir umut ışığından dem vurmak mümkün değil.
Bugünkü konumuz aslında ekonomi de değil, ahlaki değerler. Zira ahlaki değerleri çöken bir ülkenin, milletin hiçbir alanda başarılı olması mümkün olmayacaktır.
Ben de bugün ulusal ve yerelde ses getiren birkaç isim üzerinden ne halde olduğumuzu, nereye gittiğimizi masaya yatırmak istedim.
1- LAİK AZGINLIK NEDİR?
Sosyal Medya da yapılan bir paylaşımda yaşı 12 olarak belirtilmiş bir kız çocuğu şöyle bir döviz tutuyordu ellerinde:
''İSLAMİ YÖNETİME EVET & LAİK AZGINLIĞA HAYIR''
Elbette bu kızımıza dair şahsi fikrimi sizlerle paylaşacağım ama önce bir sosyal medya kullanıcısının kızımıza yönelik söylemlerini paylaşayım:
''Sevgili pankart açan kız,
Dünyada kelle kesen bir laik görülmedi.
Domuz bağıyla adam boğan bir laik de görülmedi.
Yarısını toprağa gömüp diğer yarısını açıkta bırakılmış bir kadını taşlayarak öldüren bir laik görülmedi.
10-12 yaşındaki bir kız çocuğunu kadın diye yatağına atan bir laik görülmedi.
Eğer sen bunların devamını istiyorsan;
'laikliğe hayır' demeye devam et!''
Sorular oldukça yerinde lakin biraz ağır bir genelleme olmuş kanaatimle beraber o kızımıza ben de birkaç soru sormak isterim:
Sevgili Kızım; henüz 12 yaşında nasıl bir laik azgınlığa maruz kalmış olabilirsin?
Sevgili kızım; karşı çıktığın laiklik olmasa bırak o pankartı (döviz) elinde tutmayı, evden dahi çıkamayacağını biliyor muydun?
Ve sevgili kızım; seninle maalesef hayatımdaki travmalardan birisi olan bir anımı paylaşmak isterim.
Yaklaşık birkaç yıl önce memleketimde senden sadece 1 yaş büyük bir kızımızın baş ağrısı ile götüüldüğü hastanede 4 aylık hamile olduğu tespit edildi. Devlet bu evladımıza sahip çıktı çünkü kendisini hamile bırakan kişi öz ağabeyi idi.
Aile erkek çocuklarını korumak için sesini çıkarmadı... O kızımızın babası 4 kez hac vazifesini yerine getiren bir muhafazakardı. Annesi 5 vakit namazını kılan bir mümin.
Kızımız şimdi senin azgınlık ile itham ettiğin laik birileri o arkadaşın için ellerinden geleni yaptılar ve güzel kızım; Urfa'da birçok kız çocuğunun intihar sebebinin aile içi cinsel istismar olduğunu biliyor muydun?
Güzel kızım; eminim ki laikliğin ne olduğunu dahi bilmiyorsun zira bilmiş olsan onun sayesinde dünya üzerinde kadınlara seçme ve seçilme hakkı tanıyan ilk ülke olduğumuzu da bilirdin.
Yani laiklik sayesinde bugün evlerde cinsel bir köle gibi kapatılmak ve çocuk yaşta para için deden yaşındaki erkeklere pazarlanmaktan kurtulduğunu da...
Elbette birer terör örgütü olarak saydığım Hizbullah, DEAŞ ve Taliban ile İslamiyeti bir tutmayacağım ama güzel kızım; senin yaşlardaki yavrular ile annelerinin Afganistan'da, Suriye'de, Irak'ta köle pazarlarında satıldığını biliyor muydun ve o ülkelerde laikliğin olmadığını?
Laklik, devlet ve din işlerinin birbirinden ayrılmasıdır kızım. Bunu bugün tam anlamıyla başaramadığımız için birilerinin siyasal İslam üzerinden anamızı ağlattığını biliyor musun?
Mesela başta Ensar Vakfı ve bazı Kur'an kursları, medereseler olmak üzere; yaşanan iğrenç çocuk tecavüzlerinin laikler tarafından da yapıldığını iddia edebilir misin?
2- HİLAFET ÇAĞRISI!
Zanımca siyasal İslam'ın en ikonik provakatörlerinden birisi olan şahıs bu kez kürsüden hilafet çağrısı yaptı...
Emin olun herhangi bir Diyarbakırlı, Urfalı, kısacası Doğu veya Güneydoğulu Kürt vatandaş bu çağrıyı yapmış olsa bugün derdest edilir, içeri atılırdı oysa bu camii imamı maaşları bizim vergilerimiz ile ödenen devletimin 6 polisi tarafından korunuyor.
Halil Konakçı kimdir?
Hangi cürret ile anayasaya aykırı çağrılarda bulunmaktadır?
Aslında mesele sadece Halil Konakçı değil, camii imamlarının son 20 yılda geldiği çizgidir. Bugün geleceği inşaa eden öğretmenlerden bile fazla maaş alan cami imamlarından zamlara, haksızlığa, sömürüye, hukuksuzluğa dair tek bir eleştiri duydunuz mu?
Siyaset nasıl olur da Allah'ın evine yani camiilere girdi?
Sorgulamıyoruz dostlar, sadece izliyoruz yok oluşumuzu...
3- DONDURMA FUHUŞU!
Ak Parti'ye yakınlığı ile bilinen İslamcı Yazar Emine Şenlikoğlu, dondurmayı yalayarak yiyenler ve reklamını yapanlardan diğer dünyada davacı olacağını beyan ediyor ve dondurma yiyenleri fuhuşa bulaşmakla itham ediyor pervasızca.
Aynı Şenlikoğlu birkaç gün önce de atesit ve desitlerin anne ve babaları ile evlenebileceklerini ifade etmiş.
Yahu bunun adı rezalet, ahlaksızlık be...
Ensar Vakfında 49 çocuğa tecavüze gıkını çıkarmayan Şenlikoğlu çıkmış insanların namusuna, ailevi ve ahlaki değerlerine dil uzatıyor.
Bu üç isim örneğinde görmemiz gereken şey ne biliyor musunuz; Siyasal İslam'ın provakatörleri şeriat, hilafet çağrısı yaparak, cinselliği ön planda tutup bizi uyutma görevlerini eksizksiz yapıyorlar.
Bizler bunların yarattıkları gündemler üzerinden meşgul olup birbirimize düşerken ülke ekonomisi giderek bataklığa sürüklendi.
Nüfusun %27'si açlık, %70'i yoksulluk sınırının altında artık. Peki, bu ülkeyi deistler, ateistler, solcular mı yönetiyorr?
4-NE DİYOR FADİLE ÖZDEMİR?
Bir kere telefonla şahsımı arayıp anneliğine saygı duymamı rica etmesi dışında Fadile Hanımı tanımıyorum. Tek bir görmüşlüğüm, görüşmüşlüğüm yok kaldı ki ismini Mustafa Arısüt ve Cengiz Aksan ile yaşadığı polemik üzerinden duydum.
Fadile Hanımın anneliğine ve kendime saygımdan Arısüt polemiği diyorum yoksa tüm şehrin kulaktan kulağa fısıldadığı rezalet hala hafızamda...
Sahi, bir yıla yakındır bu hanımefendinin verdiği mücadele hakkında fikriniz var mı?
Kendi sosyal medyasında çoğu belgeli çarpıcı iddialarda bulunuyor Fadile Hanım.
Bir zamanlar kısmen ortak olduğu ve birlikte çalıştığı Mustafa Arısüt ve Cengiz Aksan'a dair oldukça çarpıcı iddialarda bulunuyor ama ne hikmetse tek bir savcımız harekete geçmiyor.
Peki, kimdir Cengiz Aksan?
Ben söyleyeyim. Coğrafyamızda saygınlığı olan bir Seyda'nın yeğeniyim piyarı ile kendine imtiyaz sağlayan, bir valimizin akrabası olduğu için Mardinli olduğu halde ŞURKAV Ankara şube başkanı olan şahıs.
Fadile Özdemir daha dün bu beyefendiyle ilgili whatssap yazışması ile belediyelerden gayri meşru para aldığının görselini paylaştı. Daha öncede aynı beyefendinin kendisini tehdit ettiğini de iddia etmişti.
Malumunuz, Arısüt ve Aksan'ın 3-4 yıl önce Ankara'daki Şanlıurfa tanıtım günleri için 1,6 milyon liraya yakın bir para aldıklarına dair güçlü iddialar da var.
Peki, Mustafa Arısüt kim?
15 Temmuz Hain darbe kalkışmasından sonra bu ülkede Taraf Gazetesinin resmi temsilcisi olup tutuklanmayan tek isim...
Basın yasasına göre yazılı, görsel veya işitsel hiçbir yayın organı resmi kuruluşlar, belediye başkanı, milletvekili, belediye başkan yardımcısı veya devlet memuru ile ortak olamaz.
İPEKYOL Gazetesi sahibi Arısüt'ün Şanlıurfa'da eski bazı belediye başkanları, yardımcıları, BŞ Genel Sekreter yardımcısı, avukat ve birkaç memur ile ortak olduğunu biliyoruz.
Hatta eşinin yaşandığı iddia edilen bir aldatma vakası nedeniyle açmayı düşündüğü boşanma davası öncesinde gazeteyi kaptırmamak anlamında kime devrettiğini de biliyoruz.
Soru şu:
Ben eğer bir belediye başkanı, yardımcısı, memuru, encümeni ile ortak isem; o belediye veya kurumdan aldığım abonelikler aynı zamanda ortaklarıma gider değil mi? Bu da makamı kötüye kullanmak ve rant devşirme suçuna tekabül eder.
O halde ortaklarımın para kazanmak için bana hak etmediğim kadar fazla ödeme yapması ihtimali var.
Zaten Fadile ÖZDEMİR bunun bir ihtimal olmadığını defalarca paylaştı.
Son paylaşımında Karaköprü'de bir gazeteciye 700 bin lira zam yapıldı iddiasındaki şahsın Arısüt olduğunu görmemek için kör olmak gerek değil mi?
BU KORKUNUZ NİYE?
(Bakınız, adam 14'ünüzü de tefe koyup zan altında bırakmış yahu... Bu hanginizsiniz?''
Bakın yukarıda Mustafa Arısüt'ün kendi resmi sosyal medyasında paylaştığı eleştiri var. İsim vermeden belediye başkanını hedef gösteriyor ve çok ağır ithamlarda bulunuyor. Merak ediyorum; en ufak eleştirimde hakkımda suç duyurusunda bulunan 14 belediye başkanımız zan altında kaldıkları halde neden tepki göstermiyorlar?
Şanlıurfa kamuoyunda Arısüt ve Aksan'ın pandemi sürecinde Eyyübiye Belediyesinden milyonluk maske ihalesi aldığından tutun da bir çalışanı ki kimi iddiaya göre çalışandan çok daha özel bir hanımefendiyi ilçe belediyesinde işe sokmasına, bir diğer ilçe belediyesinden yıllar önce 350 bin lira komisyon almasına kadar sayısız iddialar var.
Canı sıkıldığında Urfa milletvekilleri, BŞ başta olmak üzere tüm ilçe belediye başkanları, kurum amirlerini hedefine koyup ağır eleştiren Arısüt'ten korkunuzun sebebi ne? Arısıüt'ün elinde size dair neler var ki bu adama korkunç paralar aktarıyor ve her şımarıklığına, saldırısına karşı sessiz kalıyorsunuz?
Yoksa şehirde yarattığı iddia edilen Alman Vakıfları iatihbaratı ile çalışıyorum gizemi mıdır sizi korkutan?
AHLAK SATMAYIN ARTIK!
Yahu, Nebatiden girdin Fadile'den çıktın. Ne alaka dediğinizi duyar gibiyim ama emin olun hepsi birbiri ile alakalı zira bu ülkenin temel sorunu ne ateistlerdir, ne deistler ne solcular ne de ekonomi. Bu ülkenin sorunu, ahlaksızlığın dibine vurup bize ahlak satanlardır. Bu ülkenin sorunu, Siyasal islam, dar bölgecilik ve onların maşalarıdır.
Mesela eski bakan Nureddin Nebati defalarca Hac'a gitmiştir. Cuma namazlarında boy göstermişliği de vardır. Bir rivayete göre Pensilvanya'ya gitmişliği de. Aynı Nebati'nin dönemin Ak Parti Şanlıurfa il başkanını arayıp ''Ekrem Arpak'ı işten çıkarın ile İstanbul bakanlık müfettişlerine bana ceza kesilmesi yönündeki talimatlarını hangi ahlaki, insani, siyasi kural ve etik ile bağdaştıracağız?
Mesela Şanlıurfa'da o kadar aydın var iken Mardinli Seyda ve valinin yeğeni olması hasebi ile Cengiz Aksan'ın ŞURKAV Şube başkanı olmasını hangi ahlaki, siyasi, bürokratik kurallarla ele alacağız?
Benim şehrimde Seval yengeyi 4-5 milyon lira çarpıp g*tüne barnak attıran adamlar ahlak dersi vermedi mi?
Bugün haznenin malına adeta çöken ve onu da kiraya veren siyasetçimizi hangi ahlaki değerlerle ele alacağız?
Bakınız; Mustafa Arısüt ve Cengiz Aksan'a tören merasim giderleri üzerinden yani faturasız ödeme yapıldığına dair birçok belediyemiz çalışanından ihbarlar geldi. Belge göndereceklerini de söylediler. Yemin ederim hepsini ifşa ederim.
Bu ülkenin ve memleketimin sorunu laikler değil efendiler; siyasal İslam üzerinden bizi sömüren ahlaksızlardır.
Birileri bu eleştirimi işlerine gelmediği için din adamları ve İslamiyet'i eleştirmek olarak lanse etmeye kalkmasın. Ben yıllardır gerçek bir Müslüman'ı anlatmaya çalışıyorum. Mehmet Kasım Gülpınar. Dini, ahlakı, dürüstlüğü, adaleti dinleyeceksem en iyi ondan dinlerim. Size de tavsiye ederim yoksa ahlaksızlara yem olmaya devam edeceğiz.
FACEBOOK YORUMLAR