DEFOLUN GİDİN ARTIK!
Dünyanın sıfır noktası olarak tabir ve tarif edilen, Göbeklitepesi, Balıklıgöl’ü, Karagül’ü, fıstığı, pirinci, hanları hamamları, Harran Üniversitesi, evleri, ruhunu suya teslim eden Halfeti ve Takoran Vadisi derken üzerinde barındırdığı sayısız turistik varlıkları ile yapamadığımız reklamı yine ölüm üzerinden yaptık çok üzgünüm çok...
Doğrusu, benim memleketimde 1 dönüm arazi, bir tavuk, bir köpek, birkaç koyun için kardeş katliamlarına alışmıştık ve bu kez yolun orta yerine serdik 5 cansız bedeni.
Yerde ölü yatana kurşun sıkacak kadar kaybedilmiş insanlık...
Aynı aileden 3'er, 4'er, 5'er öldük geçmişte de...
Ölüm yoruldu da bu kardeş kavgasından, biz doymadık lanet olsun...
Yine yeniden altın sarısı buğday başakları yerine kan gülleri saçıldı yollarımıza.
Tarifi olmayan bir kin, nefret duygusunun ölüm mevsimi ne yağmur dinledi ne kar...
Bizim oralarda her mevsim ölüm, her mevsim kardeş kavgası var...
MESELE TAM DA BUDUR!
Evet, dün yine arazi kavgasında aynı aileden cesetleri yola serilmiş, ölü bedenlerine dahi kurşun sıkılan vahşet tablosuyla tüm dünyaya manşet olduk.
Sanayimiz, tarımımız, turizm ve sanatımızla yapamadığımız büyük reklamı acımasızlığımız ve cehaletimiz üzerinden yaptık.
Cehalet demişken bir duralım. Zira mesele tam da budur...
Cahiliz...
Ve sosyal medya da yine terane:
*Yüreğimiz yandı!
*Akıllanmadık!
*Bu ne cahillik!
Herkes bir öğüt telaşında ve herkes ikiyüzlü maskesini takmış, gerçeklere dönüp sırtını sorunu cehaletin üzerine atıp sütten çıkmış ak kaşık rolünde duyarlı adamı oynamakta...
URFALI OLMAKTAN UTANIYORMUŞ HASPAM!
Hepimizin ciğerini yakan ölüm kokulu fotoğraf karesinin üzerine ‘’Urfalı olmaktan hiç bu kadar utanmadım!’’ yazanları görünce tüylerim diken diken oldu. İçime sığmayan bir öfke ile kalktım ayağa ve onlar o anlarda karşımda olsalar tüküresim vardı çoğunun yüzlerine…
Kimliğini, aslını, doğduğu toprakları inkâr etmekle adam olacaklarını sanan ve bu sorunun asıl muhataplarına, faillerine ses çıkaramayanların yarattığı ölüm mevsiminde yüzlerine tükürük yağmurları yağdırmak istedim.
Urfalıyım ben…
Ve Mezopotamya’nın esmer alınlı evladı olmaktan hiçbir zaman utanmadım, utanmayacağım ulan. Bu hayatta utandığım tek bir şey varsa asıl suçlulara yalakalık yapmak zavallılığı içerisinde gerçeklere sırtını dönen sizin gibi alçaklarla aynı topraklarda hayata gelmiş olmak sadece…
Evet, cahiliz…
Urfalı olmaktan utanmak yerine bu coğrafyayı 100 yıldır cahil bırakan sistem ve hükümetlere sorunun çözümü çağrısında bulunmak gelmek aklınıza değil mi? Kıçınız yemez 2 dakika adam gibi onurlu durmayı…
Evet cahiliz…
Çünkü bu ülkenin en zavallı eğitimini bizim çocuklar alıyor be utanmaz, arlanmaz herifler…
Cehaletle terbiye edildiğimizi görmeyip kabahati yine bize atan bizden olan terbiyesizler; tüm dünyayı etkisi altına alan corona pandemisi sürecinde Şanlıurfa da eğitimin içine düştüğü rezil çıkmazdan dem vurmaya kıçınız yemez değil mi?
Milli Eğitim bakanlığına ‘’Uzaktan eğitim sisteminde bizim bir milyona yakın öğrencilerimizin tabletleri nerede?’’ diye sorma cesaretini asla kendinizde bulamayacaksınız değil mi?
*Okul yok!
*Yeterli öğretmen yok! Ülkenin en toy öğretmenlerinin deneyim kazandığı coğrafya senin memleketin…
*Kaliteli eğitim ve günümüzün eğitim sistemi için gerekli teknolojik gereksinimler yok!
Ve sen bunları sorgulamak yerine Urfalı olmaktan utanıyorsan defol git ulan bu memleketten…
Kendinden utanmak yerine bu yokları var etmeye emek versen ne kaybedersin?
Yemiyor değil mi; Viranşehir de sözde öğretmen evine ayrılan 1 milyon 200 bin lirayı cukka edenleri sorgulamak?
Yemiyor değil mi, bu coğrafyanın çocuklarına kaliteli eğitim vermek yerine sayelerinde makam sahibi oldukları siyasilerin yakınlarına taşıma, yemek, kırtasiye ihalesi veren çakma eğitimcileri sorgulamak?
Yemiyor değil mi; hakkıyla müdür olması gerekenlerin ötelendiği kokuşmuş eğitim sisteminde birileriyle aşk meşk yaşayanların müdür olduğu eğitim sistemine hayır demek?
Dün benim ülkemde mühendis, öğretmen, doktor, hemşire, avukat, savcı, hâkim binlerce işsiz genç gelecek kaygısı ile seslenirken yetkililere: Sen Urfalı olmaktan utanmanın zavallı korkaklığını tercih ettin.
Ama yemiyor değil mi ‘’Urfa’da binlerce öğretmen açığı varken ülkemde atamayı beklerken ölen öğretmenlerin çaresizliği çelişkisini konuşmak?’’
Urfa da binlerce öğretmen açığı varken sürüyle masum Urfalı öğretmenin KHKlarla işinden, aşından edilmiş olmasına iki kelime etmeye yüreğin yok ama kendinden utanmaya gelince arsızca yalakalık yaparsın değil mi?
Urfalı gençler üstelik bazı siyasilerin dahi bulaştığı tefeciliğin ve devletin bir türlü önlem alamadığı uyuşturucu satıcılarının, işsizliğin, yoksulluğun, kalitesiz eğitimin pençesinde bir bir solarken ses çıkarmayı kıçın yemiyor değil mi?
BUNDAN SONRA REZİL EDERİM!
Pek konumuzla alakası yok belki ama geçen gün ‘’O MÜDÜRE KİM?’’ başlığı ile kaleme aldığım ve Urfa eğitiminin sapkın ilişkilere, çıkarlara bulaşan yüzlerini bundan sonra isim isim deşifre edeceğim…
Memleketimin çocuklarına eğitim vermek yerine sapık ilişkiler peşinden koşup nemalanan makam mevki sahibi olan, ihale yolsuzluğuna bulaşan, o makamları ajandacısı oldukları milletvekillerine kullanan tüm çakma eğitimcileri bir bir rezil edeceğim...
Yeter ve defolun memleketimden ulan!
TOPRAK REFORMUNU KÖYLÜLER Mİ YAPACAK!
Evet, yola serilmiş ölü bedenler üzerinden ahkâm kesmek ve Urfalı olmaktan utanmak kolay... Yiyorsa 100 yıldır toprak reformu yapamayan siyasilere iki cümle etsenize…
O coğrafya da tapu tapulaştırma yoluyla müşterek ucubesini bitirecek olan köylüler mi yoksa devlet mi?
MERALAR YASAKLANMALI!
Koca coğrafya da tapu olmayacak, oy kaygısı ile devletin arazilerinin, mera alanlarının ekilip biçilmesine ses çıkarmayacaksınız sonra çıkıp Urfalı olmaktan utanacaksınız. Sahtekârsınız çünkü…
Mera alanları derhal yasaklanmalı.
Mera alanları ile devletin arazilerinin kaçak kullanımının engellenmesi için gerekirse özel bir güvenlik sistemi kurulmalı. Mesela köy korucuları gibi saçma ve anlamsız sistem yerine arazilerin korunması için yeni kadrolar açılarak iş istihdamı da sağlanmalı.
Bu coğrafya da toprak reformu yapılmadıkça ve batıyla eşit eğitim hakkı verilmedikçe daha çok kardeşkanı haberlerini geçer basın bültenlerinde…
Urfalı olmaktan utanıyor muş!
Sen önce şehrin siyasetini cinsel sapkınlıklarına alet eden bazı haysiyetsizlerden utan da hesap sormayı öğren…
Sen önce bu şehrin çocuklarına ve halkına hizmet ve eğitim katkısı vermek yerine kendilerine, kardeşlerine, çocuklarına belediye bütçelerinden villa yaptıran siyasilerden hesap sor ve utan…
Sen önce araç kiralama, yakıt, çöp, haşere ve daha sürüyle ihalelerini yakınlarına peşkeş çeken bazı siyasilerden hesap sor ve utan…
Sen önce senin alın terinle Metropoller de metres tutup sen faturalarını ödeyemezken metreslerine lüks arabalar, daireler alanlardan utansana…
Sen önce ‘’Bu coğrafya neden 100 yıldır cehaletle terbiye ediliyor?’’ diye kendine soramadığın için kendinden utan ve defolun gidin lan memleketimden. Asıl ben utanıyorum sizlerden…
Yerde yatan o cansız bedenler utanıyor sizlerden…
DEDAŞ’a ses çıkarmadığınız için iflas eden çiftçiler utanıyor sizden…
İlçesini akrabalarının makam bahçesine çeviren milletvekiline ses çıkaramadığınız için asıl ben utanıyorum sizden…
Kara kışta köstebek yuvasına dönen yollardan dem vuramayıp hala yalakalık telaşında olduğunuz için asıl ben utanıyorum sizlerden…
Peygamberler şehrini fuhuş yuvasına getirenlere alkış çalarken memleketime dil uzatanlar; alın en az sizin kadar zavallı, çıkarcı, sapkın o bazı siyasilerinizi de
DEFOLUN GİDİN MEMLEKETİMDEN ARTIK!
*Rezil sağlık sistemi yüzünden hastalıktan,
*Tefecilikten, haksızlıktan, madde bağımlılığundan,
*İşsizlik ve yoksulluğun çaresizliği altında kahırdan,
*Önlem alınamayan uyuşturucudan ölmek yetmedi birbirimizi öldürmeyi de sevdik!
Toprak yoruldu, ölüm yoruldu da biz yorulmadık kardeş kanı dökmekten.
Döktürenlerden Allah razı olmasın...
FACEBOOK YORUMLAR