DAĞ FARE DOĞURUR MU!
Oldum olası atasözleri ve deyimler de yer alan nokta atışı özetleme halini çok sever ve kendi yaşantımda özel bir yere koyarım.
Bir meselenin özünü ortaya koyan o vurgular, ironik dokunuşlar her bir atasözünü özel klan özetler bütünüdür benim için.
Bu gün istedim ki yine benim kendim veya toplumsal hayal kırıklığı hallerinde sıklıkla kullandığım bir atasözü üzerinden 31 Mart 2024 yerel seçimlerinin Şanlıurfa üzerinde yarattığı etkileri masaya yatıralım ve küçük bir analiz yapalım.
DAĞ FARE DOĞURDU: Bir insanda, toplumda, halklarda yani yaşamın herhangi bir yerinde yaşanılan derin hayal kırıklığını kısaca ortaya koyan en güzel deyim veya atasözüdür diye düşünüyorum.
Siz bakmayın sosyal medya profillerini değiştiren, paylaşımlarını kaldırıp 360 derece dönen, ansızın Mehmet Kasım Gülpınar aşığı kesilen bazı taklacı kuşlara; yerel seçim sürecinde aralarında gazeteci, hukukçu, siyasetçi, sanatçı, esnaf, iş adamı ve daha bir çok meslek gurubundan insanların olduğu 43 kişi ile girdiğim takım elbisesini kazanan bendim zira bugün benden çok Gülpınar-cı kesilen bazılarının YRP ve Sn. Gülpınar'ın kazanacağına inancı da, arzuları da yoktu.
Garip tabii. Hele de içlerinden bazılarının:
-Alır 100-150 bin oy, oturur oturduğu yerde! Söylemleri sonrası bugün takındıkları tavrı ibretle izliyorum.
Seçim sürecinde gündüz Ak Parti, akşam YRP SKM'lerinde ikili oynayan bazı bazın mensuplarının bu gün yaptıkları yalakalık şovları yüzünden 23-24 günde 7 kilo verecek kadar kustum.
Pek tabii ki çoook uzun yıllardır Sn. Mehmet Kasım Gülpınar'ın vizyonunu, ferasetini, vicdanını, adalet anlayışını, liyakata dayalı bakış açısını kaleme alan birisi olarak yine yeniden kendisini anlatmayacağım ama seçimin üzerinden daha bir ay geçmemişken bazı şer odaklarının atamalar üzerinden yaratmaya çalıştıkları "Dağ Fare Doğurdu" Algısını kabul etmem mümkün değil.
Özellikle yapılan bazı atamalar üzerinden yürütülen bu algı operasyonlarına verecek birinci cevabım aynen şudur:
-İyi de arkadaşlar; Mehmet Kasım Gülpınar bir dağı teslim almadı ki...
-İyi de arkadaşlar; 5 yıldır neden sesiniz bu kadar gür çıkmıyordu?
Atamalar üzerinden kamuoyuna empoze edilmeye çalıştığınız toplumsal bir beklenti ise pardon ama daha dakika bir yahu. Gülpınar ve henüz tam oturmayan ekibi daha birinci ayını doldurmadı...
Yok eğer kendi makam, ihale, iş, torpil anlamında yaşadığınız hayal kırıklığı üzerinden Gülpınar ve ekibini yıprtatma taktiği ise size kötü bir haberim var:
Verem eder sizi Kasım Gülpınar!
Kanser eder, kan kusturur ve kendi mokunuzla oyun oynar hale getirir sizi zira Gülpınar'dan değil size, babasının oğluna bile ihale, torpil, makam peşkeşliği çıkmaz bilesiniz.
Bakınız; sizlere "atamaların hepsi harika, muhteşem" Demiyorum. Elbette benim içime sinmeyen, şaşırdığım hatta daha da ileriye gideyim üzüldüğüm atamalar da var...
Not: Şanlıurfa'ya dışarıdan bürokrat getirmek sanıldığı kadar kolay değil ha. Kolay değil daha yüksek maaşları, deniz kenarında veya metropoldeki ışıltılı sosyal hayatı bırakıp buraya gelerek görev kabul etmek.
Gözleri ateş eden, sorgulanmayacak, atandığında halk nezdinde kredi verilecek ve daha genç, daha dinamik atamalar olabilir miydi, evet ama bi duralım, çok erken çoook. Bir de dedim y,a, kolay değil o adamları getirmek. Burada yok mu ki? Diye sorduğunuzu duyar gibiyim. Gerçek beyinleri, liyakat sahiplerini torpile kurban ede ede küstürdük ve gittiler çoğu. Kalan varsa ki vardır, Gülpınar bulup çıkaracaktır, az sabır.
Ha, şunu derseniz anlarım. 'İyi de çıtayı şehir hatta coğrafya tarihinin en yükseğine diken Mehmet Kasım Gülpınar'dır. Böyle birinden çok daha vizyonel, yıpranmamış, genç ve gelecek vadeden atamalar beklemek bizim hakkımızdır"
Sonuna kadar haklısınız. Der geçerim lakin müsterih olun çünkü adım gibi biliyorum ki Mehmet Kasım Gülpınar o çıtayı bırakın yere düşürmeyi çoğumuz için ütopik denilecek rekor yüksekliğe dikecektir.
NE DAĞI & TÜMSEK DEĞİLDİ!
Gerçek şu ki neredeyse tüm birimleri ile tam karmaşanın orta yerinde kalmış, hizmet anlayışının nemalanma yarışı ile yer değiştirdiği, liyakate dayalı atamaların torpilin kurbanı edildiği velhasıl koca şehire damla kadar hizmet yapmanın neredeyse imkansız hale geldiği bir belediyeyi devraldı Gülpınar.
Sizlere en basit ama bir o kadar somut bir örnekle durumun vehametini anlatmaya çalışayım.
50 milyon olan basın ve halkla ilişkiler bütçesi yetmemiş üstüne + 25 milyon ek bütçe çıkarılmış ve 2024 yılının daha 3. Ayında elde kalan para 760 bin küsür lira!
Akraba torpili + seçim yatırımı olarak ile alınanlar, ATM memurları, troller derken hangi birimini tutsan elde kalacak bir BŞ Belediyesi var ortada.
Yani gerçek şu ki ortada bırakın fare doğurma ihtimali olan dağ, farenin kendi bile kalmamış...
O yüzden sakın henüz bitmeyen trol hesaplardan yaratılmaya çalışılan olumsuz havaya kaptırmayın kendiniz.
Bu şehirde çok az kişi benim kadar iyi tanır Sn. Gülpınar'ı ve biliyorum ki ekibi oturmaya başladığında Urfa başından bereketli karların, yağmurların eksik olmadığı, gerçek manada turizmin, kültür sanatın, modern ve adil belediyeciliğin hata sanayileşmenin koca dağı olacaktır Urfa.
Dağ zaten fare doğurmaz. Dağlar bereketin göğe uzanan nişanesidir ki Gülpınar o dağı diker, merak etmeyin.
BARDAĞIN DOLU KISMI!
Bardağın dolu tarafından bakalım demeyeceğim size çünkü Mehmet Kasım Gülpınar'ın içine birkaç damla su dökecek bardak yok ortada.
Az biraz sabır dostlar. O bardak o halkın sofrasına gelecek hem de sadece su bardağı olarak değil.
Adalet içeceğiz, adam gibi hizmeti içeceğiz, sevgiyi, bereketi, kardeşliği, vizyonu. Hem de ayrımız, gayrımız olmadan.
Gülpınar birilerinin serpme kahvaltılarda şişkin karınlarından yürüyemez hale geldiği bu şehirde hiç bir anne babanın evlatlarından utanarak oturacakları boş sofraya müsaade etmez.
Bekleyin, göreceksiniz.
FACEBOOK YORUMLAR