Umulmadık anlarda yaptığı sivri çıkışları ile ülke siyasetinin en renkli ve sıradışı simalarından birisidir Bülent Arınç...
Bana göre kendisine dair bildiğimiz onun izin verdiği kadar olup, bilmediğimiz yönleriyle irdelenmesi gereken, gizemli bir adam...
Kimilerine göre sözünü esirgemeyen kimilerine göre ise iş işten geçtikten sonra popilizm düşkünü, kahramanlık meraklısı.
Uzun yıllardır siyasetin, devlet yönetiminin göbeğinde olan Bülent Arınç özelinde tartışılması gereken çok şey var ancak son söylemleri milyonlarca insanın aklına deli sorular getirdi.
Arınç'ın özellikle sosyal medya Selahattin Demirtaş resmini beğenenlerin dahi sorguya çekildiği, vatan haini ilan edilme noktasına geldiği bir süreçte
*Kürt Halkını anlamalıyız,
*Demirtaş' ı anlamalıyız,
*İkisini anlamak için Demirtaş'ın imza attığı "Devran" isimki kitabı okuyun!
Gibi son dönemde çok da alışkın olmadığımız önermelerini öylesine birer temeniden çok daha önemli buldum.
Açıkçası adı Bülent Arınç dahi olsa ortada yeni bir değişim arayışının olmadığı yerde hiç kimsenin bu tür önermelerde bulunmaya cesaret edemeyeceği kanaatindeyim.
"Demirtaş tahliye edilebilir, edilmeli..." önermesi aslında en kritik ve dikkat çeken cümleleriydi.
Ve ben Arınç'ın bu açıklamaları ile hükümetin kamuoyunu yokladığı, gelecek tepkilere göre yeni bir açılım sürecine imza atacağı fikrindeyim.
Dolar, Euro ve altının ekonomiyi sarstığı, son Kıbrıs ziyareti ile dış ilişkilerimizin iyice sarpa sardığı, yasakların bel büktüğü bir süreçte hükümetin elinde hamle yapacak pek bir done kalmadığını düşünmekle beraber, önü sonunda yeni açılımlar yapılacağını bekliyorum.
Arınç aynı programda her ne kadar KHK mağduriyerlerinin çözümüne yönelik bir çalışma olmadığını ifade etsede "olması gerek" vurgusu yine hükümetin olası siyaset anlayışı değişikliğini işaret etmiş olabilir mi?
NE OLACAK 2 MİLYON İNSAN!
Arınç'ın açıklamaları milyonlarca insanın aklında deli sorulara sebep olurken malum yeni yasaklarla başlayacağız güne.
Ülkemizde 400 bin yeme içme hizmeti yapan işletme var. Bu işletmelerden evine ekmek götüren kişi sayısı ise tam 2.000.
Aileleri ile saydığımızda rakam 10 milyon.
Bu işletmelerin bir aylık toplam ciro kaybı ise 7 milyar. Eski parayla 7 kattrilyon!
Peki, hükümet toplum sağlığı nedeniyle imza attığı bu yasakların halkın belini kırmaması için ne gibi önlemler aldı.
Misal,
1- Adamın iş yeri kapalı iken kira, maaş, SG prim yardımı veya desteği verilecek mi?
2- Peki, çoğu kayıt dışı (garson gibi) çalışan insanlar evlerine nasıl ekmek götürecekler?
3- Kapalı işletmelere stopaj vergisi kesmek nedir?
4- Esnafa ve işsiz kalanlara maaş, kredi desteği veya borç erteleme olanağı sağlanacak mı?
Dünyanın başına bela olan bir virüsten korunmak isterken sayısız iflas ve açlık getirecek yasakların anlamı olmayacağı kanaatindeyim.
Son olarak ben Bülent Arınç'ın özellikle bazı şeyleri kanuoyu önüne atarak nabız yokladığı fikrindeyim, ya siz?
Ve aklımda garip bir soru "Hükümet Bülent Arınç üzerinden topluma mesaj mı gönderiyor? Öyleyse bu mesajları nasıl okumalıyız?"
Bencesi yeni açılım sürecine gebe yarınların arifesindeyiz, ya sizce?
FACEBOOK YORUMLAR