Son birkaç gündür sabaha uyanmak, güne başlamak öyle ağır gelmeye başladı ki; kütük gibiyim adeta. Ruhsuz, duygusuz, ağır ve keyifsizim.
Hasta değilim şükürler olsun ama kanserin son evresinde kemoterapinin bile kar etmediği garip bir psikolojinin sarmalında öyle berbat haldeyim ki, gıdım yaşama sevinci yok içimde.
Yine de yaşamak gerekiyor işte.
Hatta bedellerini ağır ödeyeceğimi bildiğim kavgalarım var, benim dediğim günler için uyanmak gerek. Mecburen kalktım yataktan. Uzun yıllardır İstanbul sabahlarına uyanırken edindiğim kahvaltı alışkanlığını burada da sürdürüyorum. Beni tanıyanlar bilirler; genelde börekçiye gider, 2 dilim Kürt böreği, bir büyük demli çaydan ibarettir kahvaltım.
Bu arada asırlardır Kürt halkının damak tadı olan Kürt böreğine Küt böreği diyen de var ya o ayrı bir tartışma konusu.
Neyse, Karaköprü'de yer alan Dilan Börek'e gittim.
Beni gören;
“Abi sana ne olmuş böyle? Gözlerin kanlanmış şişmiş...“ Dediler. Aslında doğru ama sadece gözlerim değil, ayaklarım şiş, vücudum şiş. Böbreklerim resmen zonkluyor.
Ne yapıp etsem de o iki dilim böreği yiyemedim. Pudra şekeri döktüm, yine tat vermedi.
Not: Gerçek pudra şekeri ha...
Sonra kanala geçtim. Kanalda da aynı söylemler. Bir süre sonra Novada İş Merkezi’ne gittim.
Gören aynı şeyi söyledi.
“Gözlerin şişmiş!”
Bekledim, bekledim ama tek bir kişi bile aslında yüreğimin şiştiğini göremedi ya, ona yandım.
Sahi ya; biz ne ara bu kadar duyarsız, duygusuz ama en önemlisi de vefasız olduk?
Aynı ceketi, gömleği, ayakkabıyı ve yer sofrasındaki bir tabak bulgur ile kuru soğanı bölüşen bizlere ne oldu da her şeyimiz makam, rant, ihale, torpil oldu?
Benim çocukluğumda solcusu, sağcısı, ülkücüsü, kemalisti, komünisti, muhafazakarı kim varsa harbiydik davamızda.
Sahi ya biz ne ara davalarımızı, sevgimizi, çocuklarımızı, vefamızı, duruşumuzu rant sofrasına meze edip sattık?
Kendi adıma bu şehir de değer verdiklerim için, sevdiklerim, memleketim, inandıklarım için kurulan sofraların çoban salatasına soğan dilimi olmaktan çok yoruldum...
Korkuyorum kendimden, fena patlayacağım ya da kahrımdan bir yere düşüp geberip gideceğim diye.
Dişleri, tırnaklarıyla kazıya kazıya ekmek parası kazanan gençlere ayrı bir sempatim vardır. Şişen yüreğimin sızısı biraz diner diye Ümit kardeşim ile dertleşelim dedim pişman oldum.
Öyle ya Ümit günde iki ayrı işte çalışarak ailesine katkıda bulunan aslan gibi bir genç.
Ağabeyini de o evlendirdi. Fakat aynı ağabeyi;
”Ben mi yapın dedim?” Diyerek bugün Ümit'in darlığına sırtını dönmüş!
Sahi ya biz ne ara kardeşliğimizi üç kuruşa satan adamlar olduk?
Derken, Google Amcada aradım şişen yüreğime serin gelecek bir umudu.
Karşıma Fethi Şimşek çıktı.
Sanırım son günlerde Şanlıurfaspor için yaptığım paylaşımlar nedeniyle telefonumun önceliği Şanlı takım ve ona hizmet edenler olmuş.
Fethi Şimşek'i bilenler bilir ama bilmeyenler için şöyle tarif edeyim:
Kardeşin kardeşi, babanın evladı, evladın aileyi üç beş kuruşa ulu orta sattığı bu kokuşmuş düzende bu şehirde sayısız yoksula el uzatmış, çaresize çare, düşmüşe umut, işsize iş, hastaya derman olmuş koca bir Urfalı Fethi Şimşek.
Biraz daha araştırdım ve gördüm ki; yollarımız, kavgamız ve ödediğimiz bedel farklı olsada sonuçlarımız ( Vefasızlık) büyük değerimiz Fethi Şimşek ile aynı.
Sonucumuz bir evet; kocaman bir vefasızlık ve ardında yürekte kalan derin kırgınlıklar.
Fethi Şimşek, bugün bile benim diyen iş insanları 100 bin lira vermekten kaçarken Şanlıurfaspor'u 1. Lig'de tutmak için cebinden 10 milyon dolar harcayan koca çınar yani.
Evet, evet yanlış duymadınız. Fethi Şimşek adındaki bu koca çınar kendi cebinden 10 milyon dolar harcamış şanlı takım için.
Fethi Şimşek gibi adamlar, yaptıkları iyilikleri reklama, şova dünüştürmezler. Veren eldir onlar. Geri istemeyecek kadar narindirler…
Eminim, kendi bile unutmuştur verdiği eğitim bursları sayesinde okuyan yoksul öğrenci çocuklarımızın sayısını.
Eminim, kendi bile unutmuştur yaptığı yatırımlar sayesinde evine ekmek götüren anne, babaların sayısını.
Eminim, kendi bile unutmuştur kaç masum çocuğun yüzünü güldürdüğünü, kaç derman bekleyen hastaya el uzatıp merhem olduğunu.
Peki, biz ne yaptık Fethi Şimşek için?
Şehir olarak bir gün olsun bu koca çınara kalben teşekkür ettik mi?
Onore edip, sevgiyle kucakladık mı?
Bizler; Fethi Şimşek, Feridun Geçgel gibi bir avuç değerlerimizden hep bizi iyi etmelerini bekledik. Peki, biz birgün olsun karşılarına geçip
“Sen iyi misin, Allah razı olsun.” Dedik mi?
Dün itibari ile kaleme aldığım ve Arpak Medya’da 102 bin 489 kez okunan, X sayfamda 50 bine yakın görüntülenen Şanlıurfaspor manifesto ve makalem de ifade ettiğim gibi;
bizler Fethi Şimşek'lerin, Feridun Geçgel'lerin, sayıları bir avucu geçmeyen zengin gönüllülerin ve iş insanlarımızın değerini bilmezsek, ne Şanlıurfaspor yaşar ne eski biz.
Kendi adıma, şanlı takımımıza cebinden 10 milyon dolar veren bu koca çınara tüm kalbimle teşekkür ediyorum.
Fethi Şimşek'e 10 milyon dolarlık Şanlıurfaspor, milyar dolarlık insanlığa dair vefa borcumuz var bizim.
İyi ki varsın Fethi Şimşek başkan. Allah sana sağlık, huzur, barış ve başarı dolu uzun bir ömür versin. İyi ki varsın ve lütfen var olmaya devam et.
Not: Kendi adıma tüm dostlardan ve hemşehrilerimden ricamdır:
Lütfen Şanlıurfa Büyükşehir Belediyesine ve değerli başkanımız Sn. Mehmet Kasım Gülpınar'a olan sevgim üzerinden emeklerime dair bana tek soru sormayın.
Ön yılı aşkın ne yaptıysam her birinden gurur duydum ve pişman değilim.
Yaşadıklarımı ben biliyorum, Allah biliyor bu da bana yeter...
Şanlıurfa Büyükşehir Belediyesi ve halkı yerel anlamda tarihinin en şanslı döneminin başındadır. Aristokrat, Entelektüel, adaletli, vizyoner harika bir Büyükşehir Belediye Başkanınız var artık. Biraz sabır, kocaman destek ile unutulmaz hizmet ve projelere imza atacaktır.
Büyükşehir ile organik, inorganik bağım olmadığı gibi zerre emeğim de yoktur. Bu nedenle lütfen bana Büyükşehir veya Sn. Başkana dair bir şey demeyin artık. Gözlerim, bedenim, ayaklarımdan sonra yüreğim de şişti. Lütfen!
FETHİ ŞİMŞEK KİMDİR?
Fethi Şimşek, 2002 yılında 100 öğrenci ile eğitim hayatına başlayan ve 52 okulu bünyesine katarak bugün 21 bin öğrenciye ulaşan Doğa Koleji ile Doğa Okulları kurucusu ve Yönetim Kurulu Başkanıdır.
Fethi Şimşek, 1958 tarihinde Şanlıurfa’da doğmuştur. İlk, orta ve lise eğitimini Şanlıurfa'da tamamladı.
Şimdiki adıyla; "Marmara Eğitim Fakültesi" olan İstanbul Atatürk Eğitim Enstitüsü Fizik Kimya Biyoloji bölümünde kimya dalını seçti oradan 1979 yılında mezun oldu. Ardından da ikinci okul olarak İstanbul Üniversitesi'nde Sosyoloji Bölümü'nde 2 yıl okudu.
"Öğretmenliktense işletmeciliğe daha çok ilgim vardı" diyen Fethi Şimşek, 1979 yılında öğretmen olarak başladığı Kültür Dershanesi'ne kısa sürede ortak oldu. Kültür Dershanesi'nin 1991 yılından beri ortağı olan Şimşek, 1995 yılında Fatih Dersanesi'ni devir aldı ve büyüttü. 1998'de “English Time” dil okullarını kurdu. 2001'de de Doğa Okulları'nı kurarak özel okul sektörüne adım atmış oldu. 10 yılda 29’u İstanbul’da olmak üzere 52 okula ulaştı. 21 bin öğrenciye eğitim veren Doğa Koleji’nde 3 bin öğretmen görev yapıyor. 2001’de Edutime Özel Öğretim Ltd. Şti. adıyla Fethi Şimşek ve Orhan Özbey tarafından kurulan eğitim kurumu, Aralık 2005’te Doğa Eğitim Kurumları Ltd. Şti. adını alıyor.
Fethi Şimşek, 2010 yılında Doğa Okulları'nın hissesinin yarısını girişim sermayesi fonu Turkven’e sattı. Söz konusu ortaklıktan sonra en az 10 yeni kampüs daha açtı. 2012 yılında Doğuş Üniversitesi’ni ve Doğuş Anaokulu ile kolejlerini satın alarak üniversite alanına da girmiş oldu.
Fethi Şimşek, eğitim ve çeşitli sektörlerdeki başarılı çıkışlarından dolayı, dünyanın tanınmış prestijli iş dünyası dergisi Forbes’in, Forbes Türkiye 2012 Mayıs ayındaki sayısına kapak konusu oldu.
"Doğa Grup" adı altında yeni bir yapılanmaya giderek, Doğamar, Doğa Yatırım, Doğa Girişim, Doğa Nanobiotech, Doğa Telekom gibi kuruluşları bu grup altında topladı. Doğa Grup Irak'ta Demir-Çelik alanında gerçekleştirdiği yatırımları ile faaliyetlerine devam ediyor. Doğa Yapımcılık Görsel Medya ve Prodüksiyon AŞ adlı bir şirket kurdu.
Bir ara Şanlıurfaspor Kulübü Başkanı da olan Fethi Şimşek, aynı zamanda Doğa Eğitim Vakfı Kurucusu, Mütevelli Heyeti Başkanıdır.
2012 yılında Yunanistan batı Trakya’da Serez şehrinde 2 milyon Euro yatırımla bir fabrika satın aldı. Bu fabrikada Trakya Helal Et markası altında Salam, sucuk, kavurma gibi birçok işlenmiş üretim yapacak ve Avrupa ülkelerine ihracat yapacak.
Fethi Şimşek evli ve 4 çocuk babasıdır.
Cebinden 10 Milyon Dolar harcayarak Şanlıurfaspor'u 4 yıl ligde tutan bu büyük değerimiz hala dağ gibi ayakta iken değerini bilip, vefa borcumuzu ödememiz gerekir.
FACEBOOK YORUMLAR