YOK ARTIK!

Ekrem Arpak
ABONE OL

YOK ARTIK! 

Ülke olarak kavurucu yaz sıcaklarından bunalırken ansızın başlayan ve evimizden soframızı, cebimizden paramızı, alnımızdan terimizi, yarınlarımızı, emeğimizi alıp götüren sellere dönüşen zam yağışları altında kaldığımız günlerden geçiyoruz.

Şaka değil, yakıta gelen zamlar sonrası bir bardak benzinin fiyatı 10 lira oldu. 

Doğalgaz doğal olmaktan çıktı adeta teknolojinin son sürüm kazığı gibi saplanıyor bir yerlerimize. 

Memur, işçi ve emekli maaşlarına yapılan zamlar ellerine geçmeden buharlaştı. 

TUİK'in resmi açlık ve yoksulluk sınırı rakamlarına bakıldığımda ülke nüfusunun ℅32'sinin açlık ℅78'nin yoksulluk sınırı altına düştüğünü görüyoruz. 

Hal böyle iken Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in açıklamalarını okudukça umudum azalmaya, tepkim artmaya başladı. 

Ne diyor Şimşek; "Kur korumalı mevduat fonunu derhal bitirmez isek iflas ederiz..." 

Yani diyor ki; Nureddin Nebati ülke ekonomisinin içine etmiş, toparlamamız çok zor. 

O halde bu ülkenin hukukçularına sormak isterim. Yeni bakanın yeni söylediklerini geçen yıl söylediğim için ceza almamın gerekçesi nedir? 

Neyse, mesele ben değilim. Kabine sürecinde adeta kapısına gidilen, ekonominin yeni patronu olması için günlerce rica edilen, göre büyük bir yetki ve adeta özerk bakanlık statüsü ile getirilen Şimşek ne yaptı? 

Kemer sıkalım diyor Şimşek. Kurumlara tasarruf genelgeleri gönderiyor. Acı reçete diyor. 

Kendisine üç sorum var:

1- Madem acı reçeteyi bize geçirecektin o zaman sana ne gerek vardı? Bakansız da kel başımıza merhem sürerdik yahu. 

2- Sürekli enkaz edebiyatı yapıyorsun Sn. Bakan. O halde ülke ekonomisini enkaz haline getiren ve bizi kemersiz bırakanlara neden dokun muyorsun?

Servetleri ve banka hesapları adeta ülke ekonomisini kurtarma noktasına gelenler hakkında nasıl bir işlem yaptın da önce bizim zaten artık takamadığımız kemeri sıkma kararı aldın? 

Bize açlığı, sefaleti dayatacağına İn-Ali artık, Nebati hesap ver desene... 

3- Tasarruf genelgesi yani gölü damlalarla yaşamsal sınıra getirmek yerine açtıkları kanallarla suyu hesaplarına aktarıp bizi kurak topraklara mahkum bırakmak yerine reel hamleler yapmak için gelmedin mi? 

Bu halk hesap verecekse nerede kaldı sihirbazlığın? 

Bakınız; size küçük bir örnek vereceğim: Yıllarca başta Özhaseki olmak üzere; Şanlıurfa ile hiç bir kan bağı olmayan bazı siyasilerin sürekli şehir üzerinde hükümranlık kurma heveslerine anlam veremezdim. Geçenlerde Metin Bulut'un Şanlıurfa'da önemli bir ekonomik girdi sağlayan işin başında olduğunu öğrendim. 

Yine Urfa'da gerçekleşen en büyük ihalelerin Özhaseki'nin işareti ile verildiği iddiaları var. 

Bugünlerde mal varlığına dair ciddi iddialar ve kalp krizi ile gündeme gelen  eski başbakan Binali Yıldırım'ın Urfa'da ciddi yatırımları olduğu konuşuluyor. 

Tüm bunları göz önüne aldığımızda Sn. Şimşek'e sormak isterim;

Ekonominin yeniden sağlam temeller üzerine oturması için yolsuzlukların bitirilmesi, bazı kişilerin mal varlıklarının soruşturma altına alınması, ihalelerin şeffaf hale getirilmesi gerektiği apacık ortada iken, birilerinin zenginleşme bedelini biz fakir fukaraya acı reçete ile sunmak mıdır senin vizyonun? 

Birkaç gün sonra aralarında Konyalı, Maraşlı, Kayserili sürü ile siyasetçinin olduğu bir kesimin Urfa'daki ranta nasıl çöktüklerine, malı götürürken kendilerine ortak ettikleri Urfalılar iddialarına dair makaleler ele alacağım. 

Susmak en büyük korkaklıktır. Sustukça fakirleştik, sustukça anamızı ağlattılar. 

Yeter artık, göz yummak ve birileri zenginleşerek diye uçuruma yuvarlanmak istemiyorum. 

Yok artık, birilerinin bu halkın sırtından binmesine sessiz kalmayalım. 

Urfa'da, bu ülke de hepimizin. Birkaç vicdansızın ve evlatlarının rant bahçesi değil. 

Bazı sapıkların, sadistlerin, hırsızların din sömürüsü ile Urfa'mı bataklığa sürüklemesine yok artık diyorum.