URFA'YI KURTARMAK İÇİN YUVARLAK MASAYA LÜTFEN AMA LÜTFENNNN!
URFA'YI KURTARALIM!
Şanlıurfa özelinde sosyal medyanın son günlerdeki modası ''OSB'' Organize Sanayi Bölgesi'nin enerji sorununun çözümü nedeniyle Cumhurbaşkanımıza teşekkür yarışında ve başarıyı kendine mal etme noktasında twit yağmuruyla göle dönen başarı hikayesi...
İşin açıkçası enerji sorununun çözümü kimin sayesinde oldu, Cumhurbaşkanına kim ilettiyse; Urfalı olarak sadece teşekkür ederim ama basit bir soru sormadan da geçemiyorum. ''İNTİHARLAR VE KAN DAVALARINA ÇÖZÜM MÜ İSTİYORSUNUZ!'' başlıklı makalemi yazana kadar şehrine aşık, OSB'nin enerji, su ve parsel sorunlarının çözülmesi halinde 15 bin kişilik iş istihdamı ile şehrin ekonomisinin şaha kalkacağını bilen, bunun içinde canını dişine takmış M.Korkut Polat, İbrahim Yıldız ve Mehmet Yetim (İş İnsanı) bir avuç isimden başka kimselerin umurunda değildi.
O makalemde Şanlıurfa basınının alışagelmiş eleştiri veya güzelleme anlayışının aksine, manifesto niteliğinde çözüm önerilerini sunmuş ve Ankara başta olmak üzere yüzlerce önemli isimden büyük takdirler almıştım.
Bugün ''ben çözdüm!'' yarışına girenlerden bu öneriler için bir teşekkür beklerdim ama aynı zamanda o teşekkürün gelmeyeceğini biliyordum... Zira şehirde Ekrem Arpak'ın doğruları ile baş edemeyen, oturup bu adam ''hiç mi doğru söylemiyor veya ne diyor?'' sorgusuna girmeyen malum kesimin içinde nezaket, vefa, teşekkür olmayacağını da biliyordum. Neyse, konu Ekrem Arpak değil...
Bugün aslında o çözüm önerilerimin devamı niteliğinde olan bu makale ile bir kez daha memleketimin kurtuluş reçetesini siz değerli okurlarıma anlatmaya çalışacağım. Pek tabi çözüm önerilerinde bulunmak için öncelikle sorunları bilmek ve doğru tahlil etmek gerekir. Bu minvalde buyurun öncelikle şehrimizin sorunlarını başlıklar halinde sıralayalım.
Rakam koymadan ilk sırada SEVGİSİZLİK var!
1- İşsizlik
2- DEDAŞ
3- Eğitim de kalitesizlik
4- Sağlık
5- Tefecilik
6- Nepotizm
7- Pandeminin artçı ekonomik depremleri
8- Artık halkın gözüne sokularak yapılan ihale yolsuzlukları
9- Kırsalda yol + su sorunu
10- Liyakat sorunu
11- İlkokul çağına inen madde bağımlılığı
12- Nüfusu giderek artan, şehrin ekonomisine ele geçirmeye, şehrin huzurunu, ahlaki değerlerini bozmaya başlayan mülteciler sorunu
13- İntiharlar
14- Kan davaları
15- Basın
Elbette detaylı bir analiz veya araştırmaya girersek bu başlıklar 25/ 30 aralığında uzar gider ama biz en temel sorunları sıralayalım ve çözümlerine yönelik aklımız, havsalamız, bilgi daracığımız yettiğince kalem sallayalım dedik.
KURTULUŞ REÇETESİ!
(1) BİRBİRİMİZİ SEVMEYİ ÖĞRENECEĞİZ!
Türkiye'nin en genç nüfusuna ve çok büyük bir iş gücüne, verimli topraklara sahip Şanlıurfa'nın bütün sorunlarının çözümünde ilk ve en büyük adım: Gerekirse psikaytr, psikolog destekli yeni bir yerel eğitim modelini devreye sokmak. Nedir bu modelin ana teması? Birbirimizi sevmeyi ABC'yi yeniden öğrenir gibi öğrenmek, hep birlikte.
Birbirimizi sevmeyi yeniden öğrendiğimizde, dedikodunun, riyakarlığın ayıp olduğunu hatırlayıp birbirimize güvenmeyi de öğreneceğiz.
Yahu adam benim yanımdan can ciğerim diye kalkıyor, telefonı açık unutuyor ve arkamdan sallıyor. Bu mantık, bu kafa çirkin bir kafa yahu. Birbirimize güvenmek bu kadar mı zor?
Mesela ben en kutsalıma el uzatanları, ekmeğimle oynayanları, vefasızları dahi sevmeye hazırım yahu...
*Birbirimizin ölüsüne, dirisine, özeline saygı duyacak kadarcık sevgi tomurcuklarını yüreklerimize ekecek bir eğitim süreci...
* Elhamdulillah Müslümanız diyerek güne başlayan, ülkenin en muhafazakar şehrinin güzel insanlarına dedikodunun, bel altı siyasetin, kirlenmiş, haram ticaretin, vefasızlığın, vicdansızlığın yakışmadığını bizlere hatırlatacak bir eğitim.
*Önce eşlerimizin, sonra evlatlarımızın, sonra akrabalarımızın, komşularımızın ve sırayla hayatımızda bulunan veya şehrimizdeki her bir bireyin olmadığı bir yaşamda, tek başımıza bir anlam ifade etmediğimizi; renklerimiz, dillerimiz, ideolojilerimiz, partilerimiz, makamlarımız, takımlarımız, esnafımız, çiftçimiz, çöpçümüz, fabrikatörümüz, STK'larımız ile güzel olduğumuzu anlayacağımız bir eğitim.
*Urfa'mızın taşını, toprağını seveceğiz ama dünyevi her şeyin aslında bu topraklar üzerinde nefes alan canlılarla güzel olduğunu öğreneceğiz.
*Eskisi gibi bir ekmeği komşularımızla bölüşmeyi hatırlayacak ve komşularımız aç uyurken uykularımızın kaçmasını seveceğz.
En önemliside her insanı insan olduğu ve yaradandan ötürü sevmeyi bize hatırlatacak sürece gireceğiz. İşte o zaman yolun yarısını başlarken katetmiş olacağız.
(2) YUVARLAK MASA & GAZİANTEP MODELİ!
Ak Partisi, CHP, HDP, MHP, İP, DEVA, GELECEK, DP, SAADET...
Sağcısı, solcusu...
Türk'ü, Kürt'ü, Arap'ı...
Çöpçüsü, fabrikatörü, manavı, kasabı, çiftçisi, yerel yöneticileri, bürokratları...
Yaşlısı ve genci ile yanı başımızdaki Gaziantep modelini iyi gözlemleyecek ve onlar gibi konu Şanlıurfa olduğunda şehrimiz için şartsız, çıkarsız yuvarlak masa diye tabir ettiğim omuz omuza verme meclisinde oturacağız.
Birbirimize saygıyla şehrimiz için omuz omuza çözüm aramaya başladığımız gün, sevginin de itici gücüyle çözüm bulmada zorlanmayacağız.
(3) İŞSİZLİK SORUNU OSB VE DEDAŞ / TARIM REFORMU İLE BİTER!
En büyük yaralarımızdan birisi maalesef günden güne artan işsizler ordusunun gelecek kaygısını minimize edecek istihdam alanı yaratmak. Oysaki çok ama çok basit ve pratize edilecek yollar var aslında.
a) OSB'nin su, enerji ve parsel sorunlarını çöz ki bunun için 80 milyonluk kaynak lazım ve pekala bulunur. Alın size 15 bin kişilik istihdam. Kaldı ki 15 bin kişinin işe başladığı bir süreçte ekonomi zincirleme olarak başka iş alanları açar. Ulaşım, yemek, içmek, SGK'dan tutun da fırında pişecek ekmeğin ustası bile aranır hale gelir zira 15 bin kişi * 4 desen 60 bin insan daha fazla ekmek alacak anlamına gelir. Unu, buğdayı vs vs vs...
b) Kişileri üretime kazandıracak finansman veya kredilerle desteklemek.
4) LİYAKATSİZLİK BİTERSE EĞİTİMDE DEVRİM OLUR!
Dünyanın ilk üniversitesini bağrında taşıyan bir şehrin ülke genelinde 78. sırada olmasının utancı hepimize ait ve bu utancı ortadan kaldıracak, hızla başarı basamaklarnı tırmandıracak çözümler de basit.
a) Siyasi yakınlarının eğitim kurumlarının başına atanmasına son verilmeli.
b) Eğitim sistemi başta taşımacı eğitimcilik adı altında rant mecrasına dönüşmekten kurtarılmalı.
c) Taziye evleri yerine daha çok okul, derslik ve okul yolları yapılmalı.
d) Milli Eğitim Bakanlığıyla kurulacak diyaloglarla şehrin öğretmen açığı kapatılmalı, Şanlıurfa stajyer öğretmen bahçesi olmaktan arındırılmalıdır. Şark görevi bu bağlamda şehrin eğitimini baltalamaktadır zira tüm stajyerler bu bölgeye gelmekte ve çocuklarımız birer kobay olmaktadır.
e) Şehre ikinci bir üniversite açılması için kamuoyu yaratılmalıdır ki bu aynı zamanda şehrin ekonomisine ve iş istihdamı anlamında da ciddi katkı verecektir.
(5) UYDURUKTAN TEYYARELER İLE KAPATILAN HASTANELER SAĞLIK MERKEZLERİ AÇILMALIDIR.
Malum, 15 Temmuz kanlı darbe kalkışmasından sonra sağlık sektörü garip bir şekilde en ağır darbeyi bizim şehirde yedi. URSU gibi lokomotif olan dev bir hastane bile kapatılı. Sayısız sağlık merkezleri hakeza öyle. Tüm şehirlerde kapatılan hastaneler, sağlık merkezleri bir bir açılırken bizde kangren haline geldi. Bu da zaten yetersiz olan doktor, hemşire, hasta bakıcı, sağlık personeli, sağlık malzemeleri alanlarında ciddi boşluklar doğmasına neden oldu. Dolayısı ile bu sorun derhal çözülmelidir.
Cumhurbaşkanının 4 kez yanıltıldığı şehir hastanesi derhal bitirilmelidir.
Doğum oranı en yüksek il olmamız hasebi ile kadın doğum hastaneleri ve doktor sayısı arttılılmalıdır.
Akraba evliliklerinden dolayı sayısı oldukça fazla olan telasami, kansızlık gibi hastalıklar için uzman doktor sayısı arttırılmalıdır.
Hastanelerimizde ve sağlık kurumlarında siyasi yakınları değil, şehrin sağlık sorunlarına vakıf, birikimi olan isimler görev almalıdır.
(6) TORPİLİ NEPOTİZMİ VİCDANLA ÖLDÜRÜN!
Bu sorunun tek çözümü torpil yapanların vicdanları ile yüzleşerek kul hakkı yemekten vazgeçmeleridir. Kul hakkı ile gitmeyin, yanarsınız, affı yok!
(7) Siyasilerimiz ve yerel yönetimlerimiz Ankara nezdinde çok daha fazla mesai harcayarak pandemiden ağır şekilde etkilenen esnaflarımıza kredi destekleri bulmalıdır. Esnafların daha fazla mağdur olmamaları için her türlü çalışma yapılmalı hibe krediler yaratılmalıdır.
(8) Ceylanpınar örneğinde olduğu gibi, halkın vicdanını yaralayan, vatandaşın A Partiye ve devletine olan güvenini zedeleyen yolsuzluklara son verilmeli ve gerekli adli işlemler, gerekirse görevden azledilmeler pratize edilmelidir.
(9) UĞUR BÜYÜKHAİPOĞLU ŞANSTIR, MİLAT OLUR!
Bakınız, defayeten dile getirdim makalelerimde. Uğur Büyükhatipoğlu bu şehrin kırsalında yol ve su sorunlarının çözülmeye başladığı mihenk taşıdır ve devrim niteliğinde hizmetlere imza atan ender isimlerden birisidir. Bugün bırakın kırsaldaki yol ve su sorunlarını, şehrimizdeki okulların, eğitim yuvalarının birçoğu onun vizyonu ile meydana gelmiştir.
Kaldı ki Büyükhatipoğlu sadece yol ve su değil, vizyon olarak bu şehre lazımdır ve Genel Sekreterliğin en çok yakışacağı isimdir. Deneyin, yanılırsam kendimi asarım diyecek kadar iddialıyım!
(10) ÇOCUKLARINIZ SEVİN İŞTE O ZAMAN MADDE BAĞIMLILIĞI BİTER!
Madde bağımlılığının ilkokul seviyelerine inmesinin başlıca nedeni:
-Ben yaşamadım evladım yaşasın!
mantığı ile evlatlarımızın anne babaları olmak yerine arkadaşları olmayı seçme yanlışımızdır. Osaki çocuklarımızın sokakta yüzlerce arkadaşları var ve onların kendilerini kontorl eden, seven, disipline eden, hayata hazırlayan anne babalara ihtiyaç vardır. İlaveten elbette rehabilitasyon merkezlerinin kurulması da çok önemlidir.
Gençler arasında yaşanan intihar vakalarının büyük oranı da buna paralel ve artı olarak hala kız çocuklarımıza yapılan feodal baskılardır.
(11) Kan davaları asırlardır süregelen ve bize öğretilmiş akraba düşmanlığının, cehaletin ve de mera alanlarının yarattığı sorunlardır. Çözümü oldukça basittir.
a) Mera alanlarının derhal kullanıma yasaklanması.
b) Tapu tapulaştırmanın bir an evvel hayata geçmesi
c) DEDAŞ belasının sona erdirilmesi.
(12) YARATTIĞINIZ İĞRENÇ BASINDAN KURTULUN ARTIK!
Şanlıurfa'nın en önemli sorunlarından birisi de, iki kelimeyi, okuma yamayı bilmeyen bazı şantajcı, tacizci, satılık ve maaş namus dengesi maaştan yana ağır basan tiplerin varlığıdır.
a) Her eleştirenin kendisini, eşini, evladını işe almaya son verilmelidir.
b) Aynı partiden veya muhalif partiden rakiplere saldırılması için para gönderilmesine son verilmelidir.
c) Siyasetçi, bürokrat gazeteci ortaklığı bitmelidir.
d) FETÖCÜ gazeteciler ayıklanmalıdır
e) Tacizci, iş takipçisi gazeteciler ayıklanmalıdır.
f) Gazeteciler ihalelere karıştırılmamalıdır.
OLMA MI ????
Şimdi bu satırları okuyan herkese soruyorum: Hangi önerim gerçekleşmesi imkansızdır. Şanlıurfa'mızı kurtarmak için herkesi yuvarlak masa etrafına davet ediyor hatta yalvarıyorum. Geç olmadan....
Dip değil üst not: Tüm bunların sağlıklı, vizyonel, çağda, vicdanla harmanlanmış şekilde realiteye dönüşmesi için şehrin ayrıca herkeste karşılığı, saygınlığı olan bir lidere ihtiyacı vardır.
İsim vermem, ne hacet?
İsim verdim de ne oldu; tonla düşman edindim yahu :)