SÜRESİZ NAFAKA İŞKENCESİ!
Yuvası dağılanlar, iflas ve intihar edenler, borç batağına sürüklenirken yaşama sevinci ve aile kutsallığına olan inancını yitirenler; hayır, bir savaştan bahsetmiyorum bilakis, süresiz nafaka nedeniyle perişan olan erkeklerin dramıdır bu...
On yıllardır kadın erkek eşitliğini tartışan ve dünya üzerinde kadına seçme, seçilme hakkının verildiği ilk ülke olan Türkiye'de sadece birgün, birkaç ay veya birkaç yıl evli kalıp farklı nedenlerle eşlerinden ayrıldıktan sonra bir ömür boyu nafakaya mahkum olan erkeklerin yaşadıkları trajedi bu ülkenin en önemli yaralarından birisidir.
Geçtiğimiz yıl yeni nafaka yasasıyla son bulacağına dair yeşeren umutlar maalesef yasanın bekleme alınması ile bir başka bahara kaldı.
Gelin süresiz nafaka mağdurlarından birisi olan Cihangir Canbeg'in yüreğinden kopan satırlarda sorunun derinliğine inelim.
''Mevcut yasalar aile kurumuna zarar vermektedir. Bu durum değişmediği sürece erkekler evlenmek istememektedir.
Yasalar bırakın mağduriyeti gidermeyi yeni mağduriyetler yaratıyor.
Kadını koruyalım derken maalesef erkekler mağdur edilmektedir.
Ve maalesef bazı kadınlar kendi lehlerine olan bu durumu suistimal etmektedir.
Düğünden erkeğe kalan borçlar yanında bir de karşı tarafa nafaka ödemek zorunda kalmak ekonomik ve psikolojik sorunlara neden olmaktadır.
Aile ve toplum zarar görmektedir, genç erkekler evlenmek istememektedir.
Bu durum neslimiz ve bu toplumun geleceği,nüfus yapısı üzerinde kalıcı sorunlar oluşturacaktır.
6284 nolu yasa "kadının beyanı esastır" olduğu sürece bu ülkede aile kurumunu ayakta kalamaz.
Birçok erkek psikolojik sorunlar yaşamaktadır ve bu durumun sonuçları ağır olmaktadır.
Madem herkes yaşadığını iddia ettiği mağduriyetin tarafı
o zaman bizim de tarafımız budur.
Her fırsatta çıkıp kadın haklarını savunan STK'lar, kadınlar ve bazı erkek bu duruma hiç ses çıkardığını gördünüz mü?
Bu erkekler ne neyi savunduğunu tam olarak iyi biliyor ya da nefsine kul köle olmuş tipler.
Kadın-Erkek eşitliği diye diye bir tarafa pozitif haklar verip diğer tarafı mağdur ettiniz.
6284 nolu yasa "kadının beyanı esastır" bu eşitsizliğin daniskasıdır.
Erkek doğru bile söylese kanıt isteyeceksin kadın yalan söylese bile doğru kabul edeceksin ve direk lehine hüküm vereceksin.
Sonra çıkıp erkeğe diyeceksin ki hakkını ara nasıl mı kadının yalan söylediğini ispat et.
Yani mağduriyetini bana ispat et mahkemeyi hiç yorma.
Ha bu arada geçen zaman da yaşadığın mağduriyet, zararlar önemli değil.
Kadını koruyan ve kadının beyanını esas kabul eden 6284 nolu yasanın mağdurlarından biriyim.
Hiçbir şey yapmadığım halde sırf karşı taraf kadın olduğu için beyanı yalan bile olsa doğru kabul edildiği için erkekler mağdur olmaktadır.
Ben doğru söylediğim de bile bizden ispat etmek için delil istenir iken sırf kadın olduğu için yalan bile söylese doğru kabul edilmesi eşitlik ilkesine aykırıdır.
Ve birçok kadın bu durumu suistimal etmekte ve eşlerine karşı bir tehdit unsuru olarak kullanmaktadır.
Birçok erkeğin psikolojisi bozulmakta ve zor durumda kalmaktadır.
Benim nacizane isteğim şudur ki bu yasanın değişmesi ve mağduriyetlerin giderilmesidir.
Eşitliğin ve Hakk'ın yerini bulmasıdır.''
Peki, sayın Canbeg haksız mıdır isyanında? Dünya üzerindeki en kutsal ve yaşamın en değerli yapı taşı olan aile kurumunu bu kadar zedeleyen bir madde günümüz şartlarına uygun hale getirilemez mi?
Kadın ve erkek eşitliğini savunurken yaşamın tüm ağırlığını nafaka mahkumluğu ile erkeğin sırtına yüklemek ve kadını asalak gibi göstermek ne kadar doğru?
Anlaşamadığın bir kadınla boşanma özgürlüğünü elinden alarak yaşama hakkını yok etmenin neresi insan haklarına uyuyor?
Süresiz nafaka ucubesi derhal son bulmalı yoksa nice yuvalar dağılmaya, erkekler intihar etmeye, çocuklar babasız kalmaya devam edecek...