SAHTEKAR VE NEMRUDİLER BİZDEN DEĞİLDİR!
Dün Ankara'da ve sonrasında Şanlıurfa'dan sosyal medyaya düşen fotoğraf karelerinde bir kez daha anladım ki ben ve benim gibilerin dibi çıkmış bu dünyada ısrarla verdiği mücadelelerin bir değeri yok artık...
Evet, dibi çıkmış dünyanın, çivisi çıkmış Urfa siyasetine inat; şehrin her bir karesi için var olması gerektiğine inandığımız ve kavgasında incindiğimiz, dağıldığımız, bedel ödediğimiz barışı, adaleti, kardeşliği, dürüstlüğü, vefayı, paylaşmayı, bölüşmeyi, dini, emeği bize zehretmeye devam edecekler...
Bizler, işçinin emeği, fakir fukaranın alın teri, öksüzün, yetimin rızkı dedikçe, birileri bunları kendi çıkarlarına, yakınlarına peşkeş çekmeye devam edecek, gördüm...
HEPİPİMİZ SAHTEKARIZ!
Evet, iddia ediyorum, Urfa'da kimsenin adil, dürüst, hakperest ve vizyonu olan, Şanlıurfa halkına hizmet getirecek milletvekili, belediye başkanı, bürokrat istediği yok... Külliyen yalan ve çok büyük yalancılarız artık...
Bizim dürüst, vizyonu olan milletvekili tanımı ve ondan beklediğimiz aslında bize torpil yapacak, ihale alacak, bolca yalan söyleyecek, kamuoyunu oyalayacak isimlerin ta kendisinden ibarettir.
İstisnalar hariç, ısrarla böylelerini seçe seçe memleketin içine ettik ve dahi coğrafyamızın.
Nerede iki kelimeyi bir araya getiremeyen cahil, köylü kurnazı, riyakar, yalancı birileri varsa ya meclise gönderdik ya makam verdik.
Geldiğimiz nokta kendi tercihimizin çirkef çukurunda boğulmak oldu. Seçtiklerimiz ve yakınları zenginleştikçe Şanlıurfa'nın yoksul insanları nepotizmin çarkında un gibi öğüldü, adalet çöktü, ahlak çöktü...
Nemrut'un zulmü dahil, Şanlıurfa tarihi boyunca hiç olmadığı kadar harami düzeninin sömürü sahası oldu.
Tefecilik, BEDAŞ, madde bağımlılığı, işsizlik, adaletsizlik, cehalet, nepotizm (akraba kayırmacılığı) torpil, fuhuş: Peygamberler şehrini fırfırlı mini eteği ile mahalle yosmasına çevirdiler ve bizler sadece seyrettik.
Müslümanız diyoruz, muhafazakarlığın göbeği Şanlıurfa diyoruz ama içinde camii projesi üzerinden milyonların cukka edildiği sabır evlerinin açılışını alkışlıyoruz.
Sahaya bakıyorum, yeğenleri devletin vidanjörü ile sigara ve silah kaçakçılığı yapanlar bize ahlak satıyor, "Ben liderim, 1 numarayım!" diyor...
Birbirine demediğini bırakmayan, birbirinin namuslarına dil uzatıp satın aldıkları bazı sözde gazeteciler üzerinden algı operasyonu yapanlar, seçim vakti gelince birlik pozları ile bize din, iman, vicdan, vizyon satıyorlar. Ucuz ahlak pazarının birer paçavraları gibi birilerinin çıkar ticaretinin kirli tezgahlarında üç kuruşa satılan mal olmuşuz.
TİGEM'DE ZULÜM VAR!
Tam 3 yıldır karşıma çıkarılan her türlü baskıya, haksızlığa, tehdide rağmen, başta Ceylanpınar işletmesi olmak üzere; emeğin hiç edildiği, şiddetli hatta zaman zaman ırkçı mobing uygulamaları, zinayı örtbas eden ve devlete büyük zararları olan bir yönetimle adeta tek başıma mücadele ettim.
Tarım Bakanlığının bu feveranımızı görmesi ve yeni genel müdür ataması ile umutlandık. 2 ay geçti ama eski yönetimin zavallı baskıları devam ediyor.
Haydi onu geçtim Ceylanpınar işletmesinden ihale alan firmaların mevsimlik işçilere ödenmesi gereken 213 liralık yevmiyeler 100 lira olarak ödeniyor iddiası ile kahrolduk.
Üstelik kahvaltı yok, öğle yemeği yok, SGK primi yok, can güvenliği yok. Peki, bu zulüm kimin umurunda?
İşletme müdürü şefe küfür ediyor, şef müdürün aracının önünü kesip mafyavari saldırıyor vs vs vs.
Peki, Şanlıurfalı hemşerilerimizi ilgilendiren özellikle Ceylanpınar için hayati önem taşıyan TİGEM'deki bu sorunların çözümüne yönelik adım atan vekil oldu mu?
Varsa yoksa TİGEM'e akrabamı yerleştireyim girişimleri...
KONSERSYUM MU DEDİNİZ!
Dün Şanlıurfa sosyal medyasında bir fotoğraf karesi yayınlandı. Şanlıurfa BŞ Belediye Başkanı Sn. Beyazgül'ün "Şanlıurfa için birlik olalım" mesajıyla kamuoyuna sunulan fotoğraf karesi bir nevi birlik konsersiyumu olarak servis edildi. Peki gerçekte durum bu mu?
Sn. Beyazgül'ün mutlak iyi niyetinden şüphe etmemekle beraber tonla eleştirilecek bir kareydi bu.
Sorarım:
Fotoğraf karesinde Ak Parti il başkanı Sn. Kırıkçı var. Tüm Urfa biliyor ki Sn. Kırıkçı ile bazı milletvekilleri ve BŞ Belediye Başkanı dünya yıkılsa aynı yolda el ele yürümez. Yürümemeli de zaten.
Koca bir şehrin tepki gösterdiği, adı petrol imar ve Egüp Nebi sabır evleri projelerinde sürüyle yanlışa karışmış, şehrin ağabeyi benim havalarında, burnundan kıl aldırmayan ve vatandaştan kopmuş il başkanıyla mı birlik kuracaksınız?
Bir kere karedekiler ve kareye alınmamışlar birlik değil, kime yutturacaksınız?
2- Birlik toplantısında klasik 3 STK başkanı var ama iktidar partisinin 8 vekilinden 3, muhalefetten 0 vekil var! Gazeteci, akademisyen, ileri gelenlerden kimse yok.
Nasıl yani?
Neyin birliği, beraberliği bu?
Belli ki şehir Fakıbaba düşmanlığı ve tekrar listeye girememe riski korkusuyla
-Vekil listesini ben yapacağım! İddiasındaki vekilin yemini fena yuttu.
Yahu ben o vekilin akrabası olsam kendisine derim ki
-Sen ekrana çıkma, konuşma yapma zira vizyonun, diksyonun yetmez. Ha, illa liste yapacaksan sigara kaçakçısı yeğenlerinin listesini yapta memleketi bunlardan kurtar.
Kamuoyu önünde ayetlerle birbirine saldıranlar, beddua ve hakaret edenler bu şehri birlik beraberliğe taşıyacak öyle mi?
Gülerim buna...
GÜLPINAR'DAN NE İSTİYORUZ?
Ben dahil uzun yıllardır AB Uyum Komisyonu Başkanı Sn. Mehmet Kasım Gülpınar'a:
- Neden masaya yumruğunu vurmuyorsun? Baskısı yapıyoruz.
Yahu, vurulacak masa Cumhurbaşkanı masası farkında mısınız?
Peki, hangimiz Kasım Beye dürüstüz?
Gülpınar hangimiz için, kime güvenerek liderliğe soyunup masaya vuracak?
Şahsen vazgeçiyorum bu söylemden. Çünkü artık eminim, kimse dürüst bir ağabey, lider aramıyor...
Kimsenin umurunda değil adalet, hak, hukuk, vicdan, vefa, merhamet, emek...
Kısacası dürürst değiliz ve sahtekarlığın kitabını yazıyoruz el birliği ile.
Sahketar kime denir diye sorarsanız, size Şanlıurfa siyasetinin, ekonomisinin, STKlarının, sağlık ve eğitiminin içinde bulunduğu hallere ve sebeplerine bakın, göreceksiniz derim.
Sözün özü, dün kartlar dağıtıldı. Saflar belirlendi. E bizim tarafımız zaten belli.
Nemrudilere karşı İbrahimiler bizimdir...
Dönen dönsün şeref sözünden, kalan sağlar bizimdir.