Bugün ki konumuz başlık parası değil aslında, başlık parası üzerinden algıda seçicilik yani gündem değiştirmek için başta Harran ve Akçakale ilçeleri olmak üzere Arap kardeşlerimize yapılan alçakça saldırının perde arkasındaki isimleri sizlere anlatmak ama elbette bölgemizin en önemli toplumsal sorunlarından birisi olan başlık parası meselesini ana hatları, tarihçesi ile ele alarak başlayacağız.
Yoksul demiyorum, zira üzerinde barındırdığı bereketli topraklar, yeraltı ve yer üstü zengin kaynaklar, milyonlarca turisti şehre ve bölgeye getirecek kadim tarihi ve dahi henüz çıkarılmamış petrol kaynaklarına rağmen yoksul bırakılmış... Cahil demiyorum zira hiçbir zaman nitelikli ve kaliteli eğitim imkanı görmediği için cehalete teslim edilmiş coğrafyamın kronik yaralarından birisidir başlık parası.
Bu lanet gelenek yüzünden sevdiklerine kavuşamayan sayısız genç bilirim. Sayısız büyük aşklar, sevdalar sevdalılarla beraber solup gittiler. Birçok gencimiz bu yüzden intihar ederken birçoğu sevdiğini alamamanın derin üzüntüsü içinde gurbete gidip derin bir yalnızlığa mahkum oldular. Dolayısı ile başlık parası en az DEDAŞ, işsizlik, yolsuzluk, yol ve su, nepotizm kadar önemli ve derhal çözülmesi gereken sorunlarımızın başında gelir.
Başlık parası sorununu bu şekilde kaleme alıp okuruna sunacak her bir gazeteciyi, bireyi alnından, yüreğinden, gözlerinden öper, baş tacı ederim gelin görün ki algı operasyonlarının alçak gönüllüsü birileri beslendikleri, harçlık aldıkları birilerinin gerçek yüzleri ortaya çıkmaya yüz tutunca bizlerin algıda seçicilik yani gündemi bilinçli bir şekilde değiştirme refleksi ile Arap Kardeşlerimize saldırdılar...
Bağ evlerinde kurulan çilingir sofralarında karaokeler ile şiir okuyan, türkü çığırdığını sanan dostlarının gerçek yüzlerini, bu şehri nasıl rezil bir algı ile yönettiklerinin ortaya çıkma tehlikesi baş gösterince, şimşekleri bile bile üzerlerine çekerek gündemi değiştirmeye kalkıştılar. Bunun içinde utnamaz, rezil, ırkçı ve alçakça cümleler kurmaktan kaçınmadılar.
Başlık parasının Doğu ve Güneydoğu Anadolu'nun her bir karışında görülen, yaşanılan sorun olduğunu bile bile Arap kardeşlerimizi alenen evlatlarını satmakla itham ettiler. Şimdi tam bu noktada birkaç sorum olacak bu zırtolara.
-Renkli gözlü kızlarını şu rakama veriyorlar! Diyerek bir halkı evlat satıcısı ilan eden zata sormak isterim:
Yıllarca bağ evinde oturup şiirlerini, türkülerini dinlerken Bahattin Yıldız ve Zeynel Abidin Beyazgül'e algı operasyonunun çalışmasını dinlediğin; İstanbul'da ellerinden plaket aldığın dostlarının sana verdiği; içinde işsiz bir kadınının iftiraları olan ses kaydını kaç para karşılığında yayınladın?
Evladına çeyiz almak için yüz yıllardır süren gelenek gereği başlık parası alan anne baba mı onursuz yoksa kalemini algı operasyonlarının ses kaydına satan sen mi?
ve daha bilmem kaçıncı sorularıma devam edeceğim ama dedim ya; bir meseleyi ele alırken tarihçesini ve ana hatlarını ortaya koymak durumundasınız. Bakınız, lise arkadaşım ve çok değerli Arap Kardeşim Hüseyin Aslan Arap coğrafyasının başlık parası geleneğini nasıl anlatmış bizlere:
Sevgili Ekrem Kardeşim;
Bir hatta belki de birkaç asırdır Arap geleneğinde kızını evlendiren baba, kızına bir miktar çeyiz (veya çehiz) yapar, hatta bu insani bir mecbureiyettir. Bunu yapamadan kızını evlendiren babayı çevresi ayıplar kınarmış. Tabi eskiden herkesin böyle bir çeyiz yapma imkanı olmadığından, bazı anne babalar kızlarını istemeye gelenleri reddetmek zorunda kalmışlar. Bu durum çevrenin dikkatini çekince, hali vakti yerinde olan kişiler fakir ailelerden kız istemeye gelince, kız babası çeyiz yapsın diye oturduğu halının altına bir miktar para sıkıştırırmış. Zamanla bu gelenek kızı istemeye gelen kişilerin çeyizi üstlenmesi şekline dönüşmüş. Tabi Dünya değişiyor insanlar da öyle... Zamanla ekonomi gelişip yaşam kalitesi artınca kız babaları kızlarını isteyen kişilerden çeyiz parasını açıktan istemeye başlamışlar. Kızını evlendiren olan anne baba, aldığı bu parayla kızına çeyiz yapar. Bu gelenek hala mevcut ve devam ediyor. Türkçe ifade şekli başlık parası olarak adlandırılan bu gelenek babanın kızını satması anlamına gelmemeli. Ama maalesef böyle bir algı oluşmuş. Bu sıralar Arap kız evlendirme geleneğinde iki usul oluşmuş durumda.
Birincisi, eski gelenek olan kızı isteyen taraf çeyiz parasını (herkesin başlık diye bildiği) kızın babasına verir. Kızın babası bu parayla kızına çeyiz yapar. İkinci usul kızı isteyen tarafa çeyizlik olarak istenen eşyaların listesi verilir. Bu eşyaları alması istenir. Başlık parasının aslında yapılacak çeyize karşılık olduğunu bütün toplum biliyor. Ama maalesef bazı cahil ve kendini bilmez (bunun içinde Arap toplumunun cahil kesimi de dahil) kişiler başlık parasını kızın satılması şeklinde lanse ediyorlar.
Açıklanması gereken bir konu daha var ki bu para neden bazı kesimlerde çok fahiş derecede yüksek iken bazı kesimlerde çok düşük. Bu da toplumun ekonomik durumu ile izah edilebilecek bir durumdur. Taktir edersin ki şehir kesiminde de fakir veya zengin bir ailenin evlendireceği çocuğuna yapacağı ev eşyası çeyiz falan aynı değil. Bu nedenle Arap kesiminin eşraf diye tabir edilen, ya da bazı aşiretlerin sayılı ailelerinden kız isteyen kişiler, o ailenin isteyebileceği çeyizin bedelini ödemek zorunda.
Selamlar...
Ha, başlık parası üzerinden Arap Kardeşlerimize saldıran zatlar bu gerçekleri bilmiyorlar mı; adlarından iyi biliyorlar lakin onlar için kendi menfatleri uğruna harcamayacakları kimseler yoktur.
Biz dönelim sorularımıza...
2. Bahattin Yıldız'ı il başkanlığından göndermek için sözde iş adamı olan bir şahsın ve onun Ak Parti İl Başkan yardımcısını kullanarak Viranşehir'de kayıt edilmiş ve içinde toplu oy kullanan gençlere para vereceğini söyleyen bir milletvekilinin olduğu söylendiği bilinen bir videoyu ''elimizde Bahattin Yıldız ve Beyzgül'ün yeğenine ait aşk videosu var!'' şeklinde Şanlıurfa Kamuoyuna pazarlamak için kaç para aldın?
Hepimiz biliyoruz ki, o iş adamı bir yandan Ak Parti Genel Merkezine, şehrin ileri gelenlerine, milletvekillerine elimde 78 bin liraya satın aldığım ve Bahattin Yıldız'a ait video var derken, bir yandan dönemin il başkanı Bahattin Yıldız'dan randevu almak için Mado köşelerinde saatlerce beklemiş, sonrada hatırlı dostları araya koyarak buluştuğu ilk günde de ''sen benim akrabamsın, elimde video var diyerek sana algı yapan Ekrem Arpak'tır'' diyerek özür dilemiştir.
Ancak yine hepimiz biliyoruz ki Bahattin Yıldız'ı il başkanlığından etmek için kurulan bu bel altı, alçakça operasyonun kamuoyuna ifşa edilmesi görevi senin ve fake sayfa açarak veya EL PROFESÖR adıyla açılan sayfanın adminine bilgi sızdıran bir diğer Ak Parti İl Başkan yardımcısıdır.
Yanisi zırto; bağ evlerinde karaokelerle okuduğunuz şiirlerin hepsinin temelinde Bahattin Yıldız'ı gönderme hedefi vardı ve o kadar güzel bir oyun oynadınız ki; Zeynel Abidin Beyazgül ile sorununuz yokmuş gibi davranırken bir daire başkanının şoförü üzerinden kamuoyuna BŞ Belediyesine dair gizli bilgileri iftiralar ile harmanlayarak aslında Beyazgül'ü de yıprattınız çünkü Beyazgül'ün il başkanlığını elinden aldığını iddia eden dostunun iki hedefi vardı: Bahattin Yıldız ve Zeynel Abidin Beyazgül. Bu ikisini hem makamlarından indirmek hem de birbirine düşürmek için namus üzerinden bel altı yapmaktan bile gocunmadınız ve bu rezaletin rezil gazetecisi sendin. Ama Şanlıurfa Kamuoyuna videonun Ekrem Arpak'ta olduğunu yaymakla kalmayıp, El Profesörün de ben olduğunu anlattınız oysaki Ek Profesöre bilgi vereniniz Ak Parti İl Başkan yardımcısıydı, daire başkanı ve bağ evlerinde karaokeler ile şarkı türkü şiir okuyanlardı.
Koskoca Büyükşehir Belediye Başkanı olan Zeynel Abidin Beyazgül bu algı operasyonunuzu öyle bir yedi ki; beni namusuna dil uzatmakla itham edip ekmeğimle oynadı, hıncını annemin taziyesinden alacak kadar ileri gitti. İşte Şanlıurfa halkının bilmesi gereken en önemli konu sen ve dostlarının bu denli tehlikeli olduğunuzdur ve daha da önemlisi Bahattin Yıldız siyaseten gitmemiş, kurduğunuz alçakça video algısı yüzünden gittiğidir.
Peki, benim Arap kardeşlerimi kız çocuklarını göz renkleri, boyları, kiloları üzerinden fiyatlandırmak gibi alçakça iddialarla suçlayan zırto: Bir meclis üyesi ile beraber ilçe belediyesinden maske ihalesini kaç paraya aldınız?
Bir başka ilçe belediyesinden aldığın iddia edilen 350 bin liralık ihale komisyonunu neyin karşılığında aldın?
Bahattin Yıldız'a saldırmak için kaç para aldın?
Ankara tanıtım günleri adı altında sırtını Valimize dayamış bazı kurumlara giderken 'ben valinin yeğeniyim' sözüyle oturup para isteyen ortağınla kaç para alıp tanıtımın içine ettiniz?
Ajansını kime, kimlere kaç paraya sattın?
Bak Zırto: Sana şeref sözüm olsun ki, bilgi belge ile sizleri mahkemeye vereceğim ama aynı zamanda sana bu kez bir değil sen kusana kadar tuzlu kajve ısmralamaz isem adam değilim...
Arap kardeşlerime yönelik bu alçakça saldırın nedeniyle tuzlu kahve ısmarlamak boynumun borcu olsun zırto...
MİLLİYETÇİLİK!
Bir yandan Arap Kardeşlerimi başlık parası üzerinden evlatlarını satmakla itham edecek öte yandan Arap kardeşlerim eleştirince de milliyetçilik yapmakla isteham edeceksin öyle mi?
Ee, hatırladığım kadar bir zamanlar HDP'liydin ve kurban olasın HDP'ye ki HD'yi bile rahatsız edecek kadar yaptığın paylaşımlarla Kürt milliyetçisiydin.
Ee, bir zamanlar sende bakana ayar vermeye kalkacak kadar FETÖ Elebaşının milliyetçisi, aşırı savunucusuydun.
Pek tabi sana para veren veya belediyelerin gizli belgelerini gönderip vurmanı isteyen sonrada aldığın parayı bölüştüklerinin de milliyetçisi değil misin?
Zırto; hangi belediye başkanları, başkan yardımcıları, Ak Parti il başkanları ve yardımcıları, avukatlar ve bürokratlarla gazete ortağısın ve bunlar üzerinden ne kadar kazandınız?
PEKİ NEDEN YAPTILAR?
Elbette durdum yere Arap Kardeşlerimize yapılan bu saldırının altında k*ç korkusu vardı...
Eyyüp Nebi'de yapılan ve bir türlü tamamlanamadığı için TOKİ'nin almayı kabule etmediği için BŞ Belediyesinin pat satın alıp müteahidi 40-50 milyon zarardan kurtardığı iddialarının ortaya çıkmasından korktunuz.
Sabır evleri adı altında konumlandırılan bu evlerin yapımı sorun olduğu için tadilat adı altında açılan ihalenin saçmalığının ortaya çıkmasından korktunuz.
Bahattin Yıldız'a kurulan video kumpasının gerçek olmadığı ve bunu kamuoyuna duyuranların bugün hangi makamlarda oturduğunun görülmesinden, Ak Parti il başkan yardımcısı ile o iş insanının hangi ihaleleri aldığının ortaya çıkmasından korktunuz.
El Profesör ve video yalanıyla 2 yıl ekmeğiyle oynanmış Ekrem Arpak'ın sizleri rezil edeceğinden korktunuz ki edeceğim.
Son olarak eski görevini tamamlamış Endülüs'ün kapatılarak flora adı altında ihaleler almaya başlanmasının deşifre olmasından korktunuz ki korkun zira Urfa her şeyi bilgi belgeleri, ses kayıtları ile öğrenecek. Ne demiştim; video ile gelen video ile gider ama size şeref sözüm olsun ki ben sizler gibi alçakça, olmayan bilgi belgelerle sizi rezil etmeyeceğim...
Not: Arap kardeşlerimize yapılan bu çirkin saldırıyı kınıyor ve bu saldırıyı yapanlar yargı önünde hesap verene, benden 3 adet tuzlu kahve içene kadar en koyu Arap Milliyetçisi olduğumun bilinmesini isterim.
LÜTFEN ARTIK GİT VALİM!
Biz gelelim bir yılı Adıyaman son 4-5 yılıdır Şanlıurfa'da her daim vicdanı, devlet adamı kimliği, merhameti, vizyonu ile gurur duyduğumuz, duruşuna şerefimle kefil olduğum Şanlıurfa Valimiz Sayın Abdullah Erin'e:
Sayın Valim;
Coğrafyama, memleketime kattığın her şey için tüm kalbimle teşekkür ederim. Vicdanına, merhametine, örnek devlet adamı kimliğine, vizyonuna olan inancımdan zerre yitirmedim ama lütfen artık memleketimden gidin valim, lütfen!
Senin için yüzlerce makale yazmış, kitabında öyküsüne yer vermiş, seninle uğraşanlarla Urfa'da, Ankara'da, Kocaeli'nde, İstanbul'da mücadele ettiği için hak gasplarına uğramış, tehdit edilmiş bir kardeşin olarak rica ediyorum git... Çünkü ben ve benim gibiler birine bir kez KEKO (Ağabey) dedik mi oradan dönmeyiz. Hal böyle iken seni eleştiremiyorum.
Ama merak ettiğim için soruyorum Valim;
Bahattin Yıldız'a yapılan Video algısının benimle alakası olmadığını, Facebook canlı yayınımda hukuksuz hiçbir şey olmadığını bile bile senin için canını, ruhunu ortaya koymuş Ekrem Arpak'ın annesinin taziyesinde gözaltına alınması için savcımıza talimat verirken vicdanın hiç mi sızlamadı?
Sayın Valim; kitabımda bir masal gibi anlattığım ve seni doğurduğu için ellerinden öptüğüm sevgili anneniz rahatsız biliyorum. Sevgili anneniz ve babanıza acil şifalar dilerken ne denli üzüldüğünüz de biliyorum. Peki, haydi benim verdiğim emeklerin hatırı yoktu ya; 6 evladını dertle kederle büyüten, dilsiz, yatalak annemin hiç mi hatırı yoktu gözaltı emrini verdiniz?
Vidanınız hiç mi sızlamadı vicdanına kefil olduğunu dile getirdiğiniz, Kekom dediğin Ekrem Arpak'ı vatan haini gibi annesinin taziyesinde gözaltına aldırırken?
Git Valim git; seni kardeşini annesinin taziyesinde gözaltına aldıran KEKOM olarak hatırlamak istemiyorum...
Git Valim; bu şehirde algı operasyonları yaparak il başkanı gönderen, FETÖ'nün resmi yayın organlarının resmi temsilcileri cirit attığı halde bir soruşturma dahi başlatmadığın için git lütfen!
Kaldı ki onlardan birisi yıllardır valinin yeğeniyim diye haksızca, hukuksuzca OSB'den, Belediyelerden, sözde tanıtım adı altında STK'lardan tonla para kazanırken aldın Urfalılar ölmüş gibi ŞURKAV Şube başkanı yaptın.
Git Valim git lütfen; şehre geldiğinden beridir arkanda duran 3 bilemedin 5 yürekli, seni kalben seven insanları değil; aman ses çıkarmasınlar diye ne kadar çapsız, çıkarcı, hırsız tip varsa ses çıkarmadığın için git. Ve sana yemin ediyorum sen buradan gittiğinin birinci günü değer verdiğin bu adamlar seni unutacak, arkandan sallayacaklar ve sana söz veriyorum gittiğin yerde çayını içmeye gelecek 2 bilemedin 3 kişiyiz sadece. Bunu bildiğin halde beni şehirdeki çapsız birkaç gazeteciye, siyasetçiye, STK Başkanına ezdirdiğin için git artık.
Git Valim;
Aylardır OSB yapısının derhal değişmesi gerektiğini, 80'er milyonluk su ve enerji projeleri ile OSB'ye dışarıdan gelecek yatırımcıların 15 bin yeni iş istihdamı sağlayacağını haykırmamıza rağmen; 300'ü aşan OSB'de en ucube OSB yönetiminin Urfa'da olduğunu ve bunun çözümleri engellediğini gördüğün halde adım atmadığın için git lütfen.
Git Valim;
Şanlıurfa tarihinde görülmemiş kadarı ile başarısız olduğu halde hala arkasında durduğun il milli eğitim müdürü İsmail Yapıcıer'in bu şehrin eğitim seviyesini yine sen ve Şerafettin Turan'ın çıkardığı çıtadan sonuncu sıralara indirmesine ses çıkarmadığın için git lütfen.
5 Gün önce bir polis memuru bir gencimin bileğini kırdı ve sizden tek bir açıklama yok!
En önemlisi de ne biliyor musun Valim;
Sen o makamdasın, sana tek kelime gelmesin diye susmaktan yorulduğum için git lütfen. Yoksa başta BŞ olmak üzere; kurumları arayarak özel personel isteyen adamı rezil rüsva ederdim Valim...
Yoksa öyle şeyler yazarım ki; milyonlar şaşa kalır ama işte seni seviyoruz ya, sevgimiz dilimize, yüreğimize pranga olduğu için git artık rica ediyorum. Ha kalacaksan Valim; lütfen ama lütfen geldiğin zamanki o Abdullah Erin ol. Valimiz ol yani. Siyasi liderimiz değil...
Başta Ceylanpınar ve Eyyüp Nebi olmak üzere o vurgunlara bir soruşturma aç artık...
Şöyle etrafına bir bak, dostların sana kırgın...
Biz eski Valimizi özledik. Ya bizim Kekomuz ol ya da bizi daha da kahretmeden git Valim...