KÜRTLERE KARŞI ARTAN SALDIRILARI ŞİDDETLE KINIYORUM / YETER!
Afyon, Ankara ve Konya'da Kürtlere karşı yapılan ırkçı saldırılarda masum bir Kürt'ün yaşamını yitirmesiyle son dönemde artan ve Kürt karşıtlığının zirveye tırmandığı olaylar ülkenin gündemine oturdu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Diyarbakır ziyaretinde Kürtçe konuşmasının akabinde gelen ve hatta artmaya başlayan saldırılar tüm Kürt halkı arasında sabır taşını çatlatan ciddi tepkilere neden olurken, İçişleri Bakanlığından saldırılara yönelik ciddi tedbirlerin alınmaması da Kürt vatandaşlar arasında rahatsızlık yaratıyor.
KÜRTÇE MÜZİK DİNLEMEK CİNAYET SEBEBİ!
Özellikle Konya ve Karadeniz'de yoğunlaşan saldırıların ana sebebi o bölgelere giderek ekmeklerini kazanma derdinde olan mevsimlik işçilerin kendi ana dillerinde şarkılar dinlemesi gibi görünüyor. Ülkenin Cumhurbaşkanının ''Kürt kardeşlerim'' diyerek selamladığı Kürt Halkının masum, savunmasız işçi, emekçilerini kendi dillerinde şarkılar dinledikleri için katleden ırkçı, hasta ruhlu katillerin hak ettikleri cezaları almamaları saldırıların giderek artmasına ve ölümlerin çoğalmasına neden oluyor.
KÜRTLERE YAŞAMAK YASAK!
Siyasilerin seçim vakitlerinde bu ülkenin kadim ve kardeş halkı diye hitap ettiği Kürtler kendi ülkelerinde ana dilleri yüzünden ırkçı, hasta ruhlu katillerin saldırılarına maruz kalıyor, öteleniyor, dışlanıyor ve adeta yasaklar ortasında bir yaşam mücadelesi veriyor.
Kürt kökenli milletvekilleri hukuk dışı kararlarla hapishanelere atılıyor!
Kürtçe eğitim hakkı verilmiyor!
İşçi olarak gittikleri memleketlerde pompalı, keleşli, taşlı sopalı saldırılara maruz kalıyor!
Futbol takımları dahi statlarda terörist muamelesi görüyor, hakemlerce katlediliyor
İftira ile PKK/PYD/FETÖ damgası vurularak işinden, aşından ediliyor, hapishanelere atılıyor!
Kızları tecavüze maruz kalıyor!
Tüm bunlar yaşanırken 100 yıldır ''Kürtler bizim kardeşimizdir'' masalına inanan Kürtler hayatın der deminde terörist, vatan haini ilan ediliyorlar.
Vatan haininin TDK'da "Vatanın yüksek çıkarlarını hiçe sayarak onun aleyhinde iş gören kimse" tam da bu şekilde iken buyurun Kürtler bu tanımın neyine uyuyor bir göz atalım:
*Bugün Türk Kahraman Ordusunun %65'ni Kürt kökenli Mehmetçikler oluşturuyor!
*Kürtler batıya göre vergilerini çok daha düzgün şekilde ödüyor!
*Kürt coğrafyasında Türk bayrağının asılı olmadığı tek yer yok!
Siz, Kürtlerin yoğun yaşadığı Doğu ve Güneydoğu Anadolu'nun herhangi bir yerinde Kürtlerin tek bir Türk'e saldırdığı haberini okuyamazsınız.
Siz, tek bir Kürt'ün Türk kızına tecavüz edip bunu da sosyal medyasında gururla paylaştığını, sonrasında serbest bırakıldığını da göremezsiniz. Oysa yargı askeri üniformalı bir sapığın Kürt kızına tecavüzünü dahi görmezden gelebiliyor.
Bir Karadenizli, bir Egeli, İç Anadolulu, Trakyalı, Akdenizli tüm Kürt coğrafyasında istediği gibi kendi lehçesinde Türkçe şarkıları hem de Kürtlerin alkışları arasında söyleyebiliyor ama siz, Kürt sanatçıları bırakın, Kürtlerin kendi dilinde şarkılar dinlemesine dahi müsamaha gösterilmediğini defayeten okursunuz.
IRKÇI SEBEPLER!
Tüm bu suçların ve hataların artmalarının altında Kürtlere karşı işlenen suçların sürekli hafifletici sebepler altında adeta hoş görülmeleri yatar.
Manyağın birisi çıkar HDP il binasına saldırır, bir Kürt kızını sabah kahvaltısında katleder ama MHP Genel Başkanı ve iktidarın küçük ortağı Devlet Bahçeli dünyada eşi benzeri görülmemiş şekilde adeta bu cinayeti meşru kılmaya kalkar.
Sapık bir uzman çavuş Kürt kızına tecavüz eder. Bunu da gururla paylaşır. O sapığın ceza alması gerektiği yerde bu tecavüze tepki koyan dizi oyuncusu hakkında soruşturma açılır.
Kürtsen eğer, potansiyel teröristsin anlayışı hakim kılınmıştır.
Taksimde kayıp evlatlarını arayan cumartesi annelerine izin verilmez, itilir, kakılırlar ama Diyarbakır HDP Binası önünde evladı dahi olmayan veya evladı Yalova'da hapiste olan, evlenmemek için evden kaçan annelerin aralarında bulunduğu bazı anneler Diyarbakır ortasına adete kışkırtma gülleri gibi konarak destek verilir.
Not: Diyarbakır'da annelerin eylemlerinin samimiyet kazanması için evlatlarını PKK Terör Örgütünden kurtarmak için HDP'den değil, devletten istemesi gerekiyor. HDP iktidar partisi değildir ki vatandaşının güvenliğini sağlasın.
KONYA SABIR TAŞIRIYOR!
Hz. Mevlana'nın yattığı dolayısı ile hoşgörünün, kardeşliğin hakim olması gereken Konya son zamanlarda Kürtlere saldırıların çoğaldığı, ırkçılığın Kürtler üzerinden egosunu tatmin ettiği şehir konumuna gelmiş durumda. Bu bağlamda Konya Kürt halkının sabrını da zorlamaya başlarken tehlikeli bir oyunun fitilini ateşlemeye çalışmaktadır.
Diyarbakır'da, Şınak'ta, Mardin'de, Hakkari, Ağrı ve dahi Kürt coğrafyasının her bir karışında yaşan Konyalı hemşerilerimiz baş tacı edilmektedirler ve Kürtlere yakışan da budur. Konyalılara o hemşeriyle konuşarak kardeşliğin, paylaşmanın, hoşgörünün, komşuluğun dersini almalarını tavsiye ederim. (Pek tabi Hz. Mevlana'nın güzel yürekli Konyalılarını tenzih ediyorum)
BU SALDIRILAR DERHAL BİTMELİDİR!
Sözün özü: İçişleri Bakanlığı son zamanlarda Kürt vatandaşlarımıza yapılan saldırılara derhal bir çözüm bulmalı, bu saldırıların faillerine caydırıcı cezalar verilerek Kürt / Türk kardeşliğinin lafta değil, gerçekte, hukukta da var olduğunu göstermelidir. Zira ekmek uğruna mevsimlik işçilik yapan masum Kürtlere yönelik bu saldırılar bir zaman sonra ülkenin huzurunu bozma noktasına getirir diye korkuyorum.
NE GÜZEL ÖLÜYOR KÜRT KARDEŞLERİMİZ!
Türkiye geneline yayılan bu saldırıların faillerine tanınan imtiyazlar adete ''Kürt kardeşlerimiz ne güzel ölüyorlar!'' der gibi insanlık suçunu öylece seyretme sınıfına girer.
Bu ülkenin Kürt vatandaşı olarak diyorum ki yedi bölgesiyle ülkemi ve ülkemin 82 milyonunu seviyorum ama artık türkülerimiz, dilimiz ve daha sürüyle ucuz sebeplerden dolayı öldüğümüzü seyretmek istemiyorum.
Son dönemlerde Kürtlere karşı yapılan saldırılar kabul edilemez ve şiddetle, nefretle kınıyorum.