KEKE MEHEME VE BAKAN NEBATİ'NİN MUCİZEVİ BAŞARISI!

Ekrem Arpak
ABONE OL

Ülkem adına bugün çok mutlu ve sevinçliyim zira Hazine ve Maliye Bakanımız nihayetinde piyasaları yangın yerine çeviren enflasyonun yanısıra ülke ekonomisinin kamburu haline gelen vergi kaçırma sorunlarını kökünden çözdü. 

Hemi de öyle bir çözüm buldu ki, domates, biber, patlıcan, yağ, çay, şeker toptan ucuzlayacak... 

Sn. Bakanımızın hayat pahalılığının tarihin tozlu sayfalarına karıştıracağı bu büyük ekonomik ve siyasi başarısına geçmeden önce şu tatlı hikayeyi bi okuyalım isterim. 

BİR EMEKLİNİN KOLPALIĞI!

    Bizim Meheme abimiz yeni emekli olmuş, birikmiş emekli aylığı ile o ayki emekli maaşı toplam tam sekizbinlirayı bankadan çekmişti. Ee, dile kolay, hayatı boyunca bu kadar parayı bir arada göememiş olan Meheme, heyecanla yandaki kafeye gidip oturmuş.

   Kafede çay içerken, bir yandan da paraları cebinden çıkarıp bir bir saymaya başlamış. Başını kaldırdığında, yan masada oturan tipi bozuk bir gencin onu kestiğini görür. Meheme abi parayı hemen üzerine iki kazak giydiği gömleğinin cebine koyar ama bir taraftan da kendisini kesen gencin hırsız olabileceğini düşünerek endişelenmeye başlar. "Ya dışarı çıktığımda beni gasp ederse" diye korkar keke Meheme.

   Biraz düşündükten sonra aklına bir fikir gelir: "Eğer bu genç benim Kürt olduğumu bilirse, korkup gasp düşüncesinden vazgeçebilir" diye düşünür ve ardından gencin de duyabileceği bir sesle Kürdçe türkü söylemeye başlar. 

Bir yandan da göz ucu ile genci süzen Meheme, bunun çare olmadığını anlar çünkü hala o genç onu kesiyordur. Korkusu daha da artar. "Belki o da Kürt'tür. Bu yüzden korkmamıştır" diye kara kara düşünürken. Daha parlak bir fikir gelir aklına:

    Telefonunu kulağına tutarak biriyle konuşuyormuş gibi yaparak, "Oğlum ben Diyarbakır'a gelemem, ma bilmisen iki cinayetim var! Polisler beni her yerde ari" dedikten hemen sonra genç ortadan kaybolur. 

    Meheme abi, keyiften bir çay daha söyler. Demekki, "Her dinsizin hakkından bir imansız gelirmiş" diye düşünerek kendi zekası ile gurur duyar. 

   Bir müddet sonra resmi kıyafetli beş altı polis masasına gelerek kendisinden kimlik isterler. Kimliğini verdikten sonra, kolundan tutarak kapıdaki ekip otosuna bindirip karakola götürmüşler. Uzun bir süre GBT araştırması ve Diyarbakır Emniyetinden bilgi istenmiş. Birşey çıkmayınca gece yarısı serbest bırakılmış.

    Gecenin yarısı ve üzerinde onca para varken eve kadar nasıl giderim diye düşünmüş. Baş komisere, "Komiserim beni ekip otosu ile evime götürün üzerimde biraz para var, ne olur ne olmaz.. " dediğinde Başkomiser gülmeye başlamış:

--İki cinayetin var, hala kıçı kırık hırsızlardan korkuyorsun amca! dediğinde, Kafede kendisini gözleyen gencin muhbir olduğunu ancak anlayabilmiş..

Sn. KIRIKÇI'NIN ÇIRPINIŞLARI!

Eski Şanlıurfa Ak Parti İl Başkanı Z. Abidin Beyazgül'ün genel seçim öncesi istifa etmesi, yerine Bahattin Yuldız'ın atanmasından sonra Şanlıurfa siyasi tarihinin en kirli iç muhalefetini yapan Abdurrahman Kırıkçı, Bahattin Yıldız'ın azledilmesi için aylarca, yıllarca süren mücadelesinin meyvelerini siyaseten alamayınca; kendisine yakın birkaç ismin alçakça, belaltı video algısına sığınmıştı.

Ankara, İstanbul ve Şanlıurfa'da aralarında milletvekilleri, Ak Parti Genel Merkez kurmayları, bakanların da olduğu (Özellikle bir dönem milletvekili adayı olduğu HAS Parti Genel Başkanı Numan Kurtulmuş) ile görüşerek  bu çirkin algı operasyonu üzerinden Yıldız'ın azledilmesi için alınteri döktü.

3 Büyük seçimi başarı ile atlatmış, özellikle son yerel seçimde malum ve üzücü olaylar nedeniyle Suruç ilçesi dışında 12 ilçenin kazanılması ile Ak Parti Şanlıurfa tarihinin en başarılı il başkanı olan Bahattin Yıldız'a yönelik operasyon sonunda meyvesini vermişti. 
Elbette ortada bir video yoktu...

Elbette Sn. Kırıkçı'nın kendi yönetim kurulunda:
-Bahattin Yıldız'a yönelik video algısını Yasin Fırat Çiftçi yaptı, ben değil. Ekrem Arpak Yasin üzerinden bana vuruyor!

Söylemi külliyen yalandı zira Video algısını yapan Yasin Fırat Çiftçi değildi. Bilakis, Sn. Kırıkçı'nın bir yeğeni üzerinden ortak olduğu yerel bir gazete ve o gazetenin sözde sahibinin arkadaşları ile bir başka basın mensubu üzerinden ama Kırıkçı'yı başkan yapmak için yapılmıştı.

Kırıkçı'nın siyasi anlamda kendisini ezeli rakip olarak gördüğü diğer isimde BŞ Belediye Başkanı Zeynel Abidin Beyazgül'dü.

İşte bu yüzden Beyazgül'ün BŞ Belediyesinde başarısız olması için önce genel sekreter olan ağabeyi Mahmut Kırıkçı, sonra BŞ'de çalışan bazı personellere fake sayfa açtırmak, bazı BŞ kurumlarına adam sokmak sureti ile her türlü algı operasyonu yaptı.

Kırıkçı'nın hala izaha muhtaç Eyyüp Nebi TOKİ Evleri meselesinde BŞ Belediyesinin evleri SABIR EVLERİ olarak devralması ile milyonlarca liralık zarardan kurtulmasına rağmen, Sabır Evlerine gösterilen tepkiler karşısında ''Benim ne alakam var, BŞ Belediye Başkanına sorun...'' diyordu.

Tıpkı yardımcısının resmen, kendisnin iddialara göre ortak olduğu, Şanlıurfa'da büyük infial yaratıp sonunda iptal edilen ucube petrol imar projesinde, ''Zeynel Başkana sorun, benim ne alakam var?'' dediği gibi...

Sn. Kırıkçı'nın siyaset anlayışı, ''Yap, işlet, kabahati başkasına devret...'' üzerine inşa edilmiş, bunu formülü de herkese karşı başarıyla hayata geçirmiştir.

Bu arada ne gariptir ki, Eyyüp Nebi eski belde başkanı Mustafa Çiftçi'nin açıklamalarına, bizlerin konuyu ele almasına rağmen herhangi bir soruşturma açılmamış olmasını da hala anlamış değilim ya, neyse...

Sn. Kırıkçı'nın il başkanlığı koltuğuna oturması, beraberinde Şanlıurfa teşkilat tarihinde görülmemiş skandalları getirdi.

1- Kırıkçı bir süre sonra sağa sola ''Şehrin ağabeyi benim...'' demeye başladı... 

2- Ağabeyini TBMM'ye vekil olarak göndermek, kendisine yakın bir milletvekilini BŞ Belediye Başkanı seçtirmek için kulis yapmaya başladı.

3- Ceylanpınar Ak Parti ilçe başkanı seçimine Kırıkçı'nın yardımcısı ile ilçe belediye başkanı arasında Abdulcelil Doğantekin' in seçilmesi karşısında 750 bin liralık rüşvet pazarlığı yapıldığına yönelik iddialar spurtnik adındaki sosyal medya hesabında yayınlandı.

4- Ak Parti Ceylanpınar eski ilçe başkanı ve üyeleri, Kırıkçı ve yardımcılarının eski bir HAS Partili olan Doğantekin için kendilerinin partiden atılma ile tehdit edildiklerini ve Bıçakçı'nın dayatıldığını iddia ettiler.

5- Kırıkçı yönetiminde bazı isimler sağlık ve eğitim camiasını dizayn etmeye başladı. 3 masum hemşire sürgün edilirken, Kırıkçı'nın yardımcısının eşine torpil yapıldı.

6- Viranşehir Millet Bahçesi ihalesini alan firma ne hikmettir ki peyzaj işini Kırıkçı'nın firmasına verdi.

7- Kırıkçı'nın 13 milyon liralık borcunu kapatmak için petrol imar projesine ortak olduğu iddia edildi.

8- Kırıkçı'nın ''DEDAŞ sorununu çözdük!'' şovu sonrası çiftçiler gözaltına alındı.

9- MKYK Üyesi Metin Külünk Şanlıurfa'da ''Seçmen ve halk il ve ilçe teşkilatlarından şikayetçi!'' açıklaması yaparken, Urfa'da olduğu halde il başkanını ziyaret dahi etmedi.
Kırıkçı bunun üzerine, Külünk'ün Sedat Peker üzerinden eleştirildiği makaleyi şahsıma göndererek benim imzamla yayınlanmasını istedi.

Tabii ki bedeva olmayacaktı...

Gerçek şu ki, Abdurrahman Kırıkçı, haketmediği o makamda fazla kalmayacak ve siyasi defolarının yanısıra vefasızlığı da ortaya çıkacaktı. Öyle de oldu... Kırıkçı'yı ilk önce uğruna yıllarca mücadele eden ve yardımcısı, dostu, arkadaşı olan Yasin Fırat Çiftçi terk etti. Ardından kendi yönetimi ki asla isim vermem, ben dahil bazı dostlarını arayarak Kırıkçı'ya verdikleri destekten duydukları pişmanlıkları anlatmaya başladı.

Elbette ben bunları kaleme aldığım için Yasin Fırat Çiftçi'yi bir kalemde satan Kırıkçı, şahsıma dair algı operasyonu yapacaktı, yaptı da...

Rüşvete, tehdide, aboneliklerimin iptal edilmesi girişimlerine karşı beni yıldıramayacağını anlayan Sn. Kırıkçı, sonunda tam da kendisine yakışan bir hareketle şahsımı yalakası bir sözde gazeteci üzerinden maaliyeye şikayet etti. Elbette bu şikayet yerelde kalmayacaktı. Şikayetin ucu Ankara'daki Urfalı Maaliye Bakanına kadar uzanacaktı, öyle de oldu.

Kırıkçı'nın şahsım karşısında çaresizce çırpınışları son zamanlarda sıklıkla eleştrilen Sn. Nebati Bakan için de buk
Lunmaz bir umut ışığı olacak ki; hakkımda soruşturma açılmış...
Makalenin girişinde dedim ya; Sn. Bakanımız Nureddin Nebati, ülkedeki vergi açığını benim siteyi soruşturma altına alarak hesabımdaki milyarlarca dolarla enfasyona balta vuracaktı :)
Pek tabii ki Sn. müfettiş Derya Film Müzik Yapım Basın Yayın şirketinin vergisini düzenli ödediğini, sayısız yetim ve yoksul öğrencilerimize destek olduğumuzu ve Şanlıurfa'da kurum amirlerince atılan mesajlarla ''Yunus, falanca gelecek 25 bin ver...'' yılda milyona yakın kazanan, bazı ilçe belediyelerinden 350 bin komisyon alan, şantajdan kazanan, il başkanı ve daha birçok siyasi ile belediye başkan yardımcısı, belediye başkanı, başkanın kardeşi ile ortak olan gazetecilerin kazandıklarının %10'nunu dahi kazanmadığımızı gördüler.

Elbetteki alnımız ak, başımız dikti ama merak ediyorum: Şanlıurfa'da çoğu aynı şahıslara ait olan 276 site, 7 günlük gazete, 3 tv kanalı bizim gibi soruşturmaya tabi tutuldu mu?
Mesela 3 yıl önceki Ankara tanıtım günlerinde 2 gazeteciye ödenen milyonu aşan paralar araştırıldı mı?

Mesela bir ilçe belediyesinden 1 milyonluk ihale alan gazeteci hakkında soruşturma açıldı mı?

Velhasıl Sn. Kırıkçı giderayak çırpınıyor çaresizce. Ekrem Arpak'ı para, tehdit, hak gaspları üzerinden altedemeyeceğini anlayınca, Urfalı bakan üzerinden maaliyeye şikayet etmeye kadar vardırdı işi...

Elbetteki Keke Meheme gibi  "2 cinayetim var!" demeyeceğim zira Keke Meheme gibi korkak değilim lakin kork benden Sn. Kırıkçı...

Çünkü bırak aklımı, birkimimi; sadece kalemimle seni öyle bir anlatırım ki, bir daha o oturduğun koltukları ancak rüyanda görürsün.
Benden söylemesi...

Soruşturma sonucu mu; merak etmeyin. Hazine ve Maliye Bakanlığı banka hesabımdaki milyonlarca liralık euro ile ekonomik krizi bitirecektir...

Şaka gibi memleket arkadaş...