KEJANLILAR BU KEZ KABUL ETMİYOR VALİM!
KEJANLI BU KEZ KABUL ETMEZ VALİM!
Ülkemin şerefle taşınacak polis üniformasını üzerinde taşımayı vatandaşa hakaret, tehdit etmekle eş tutan; geçmişte iki okul müdürü, bir sağlıkçıyı darp ettiği iddiasıyla hakkında davalar açılmış ve devam eden, ekmeğinin peşindeki kalıp işçilerini dahi kulakları rahatsız oluyor diye rencide eden ve son olarak bir gencimi ameliyat olacak kadar darp eden bir memurun koca bir ilçeyi provake etme çabasına geleceğim Sayın Valim lakin yüksek müsaadeleriniz ile önce bu memur arkadaşın ve benzer zihniyetteki bir avuç türevlerinin bölge halkını polislerimize karşı karşıya getirme çabalarının ne denli beyhude olduğunu tarihteki örnekleri ile sunmak isterim...
GAFFAR OKAN NERELİDİR?
Sayın Valim;
Doğu ve Güneydoğu Anadolu insanı değerli ses sanatçımız Edip Akbayram'ın bir söyleşisinde anlattığı gibi dünyanın en misafirperver, sevgi dolu insanlarıdırlar. ''Buyurun'' der Edip Akbayram:
-Paris'te bir sokakta açlıktan bayılın! Görün bakalım ambulans gelene kadar kimse size bir damla su verecek mi? Lakin gidin Diyarbakır'a, Van'a, Mardine, Adıyaman'a, Urfa'ya ve rast gele kapısını çalın bir evin. Açım, deyin bakın bakalım elindeki son kuzusunu dahi kesip sizi doyurmaz mı? Üstüne belki de kira parası olan son parasını harçlık deyi cebinize koymaz mı?
İşte böyle bir coğrafyanın evladıyım ben Sayın Valim. Bu coğrafya, ülkemin iç ve dış güvenliğini koruyan kahraman Mehmetçiğini de, polisini de 100 yıldır aynı şefkatle bağrına basmış, evinde ağırlamış hatta sınırda nöbet tutan askerine, polisine kendi gücünce en taze yumurtasını, etini götürüp paylaşmıştır. Öyle insan bilirim ki; evinde aş diye pişirebildiği sadece bulguru vardır, bakkaldan borçlanıp üstüne yoğurt koyup götürmüştür.
İddia ediyorum Sayın Valim;
Değerli polislerimiz ve de askerlerimiz ülkemizin hiçbir noktasında görmedikleri sevgi ve saygıyı benim coğrafyamda görmüşlerdir. Buyurun Sayın Valim; birlikte Ceylanpınar'a inelim ve gezip görelim. Şahit olacaksınız ki Ceylanpınar'a gelip gördüğü bu sevgi sonrası Ceylanpınar'a yerleşen, orada emekli olan veya emekli olduktan sonra geri dönen birçok asker ve polisimiz vardır. Bizim gibidirler, bizden, et tırnak yani...
Coğrafyamızın asker ve polisine olan sevgisinin en unutulmaz ismi Diyarbakırlıların bugün neredeyse memleketlerini unuttukları, o denli bağırlarına bastıkları ve ülkece Diyarbakırlı anılan şehit emniyet müdürümüz Gaffar Okan'dır Valim. İşte biz böyle severiz sevilmeyi hak edenleri Ceylanpınar'da evlerinde şehit edilen iki genç polisimiz de adeta Ceylanpınar'ın öz evlatları gibi her yıl rahmetle, minnetle ama evlatlarını kaybetmiş anne babalar gibi anılıyorlar.
Kejan Aşireti (Ailesi) de bu coğrafyanın kadim tarihinin onurlu, değerli, dik duruşlu ailelerinden birisidir Sayın Valim; şimdi üzerine polis üniforması geçirmeyi vatandaşa hakaret, tehdit etme hakkı sanan bir polis memurumuz 4 gündür koca bir ilçeyi ve ailemi provake etmek için elinden geleni yapmaktadır.
Sayın Valim;
3 gün önce internet bağlantıları işiyle ekmeğini kazanan, Ceylanpınar halkının saflığına, temizliğine gururla refere olacağı Mustafa Bektaş adındaki bir gencimiz yanlışlıkla bu memurun kapısının ziline basmış, memur bey rahatsız olduğu gerekçesi ile gencimizi ambulansla hastaneye kaldırılacak, bileği kırlacak kadar darp etmiş, 'kafana sıkarım!' tehditleri ile her türlü hakereti yapmıştır.
Sayın Valim, beni iyi bilirsiniz. Bir gazeteci ve yazar olarak bir üstteki satırlarıma dikkat ederseniz ''iddia üzerine'' deme gereği duymadım. Hukuki olarak öyle yazmam gerekiyordu lakin bu memur arkadaşın geçmişte işlediği vukuatlar bu olayda haksız olduğunun belgesidir. İddia üzerine demiyorum zira bu insanlık dışı darp ve tehdidi yapmıştır.
Sayın Valim;
Bu polis memuru demeye dilimin varmadığı, her eylem ve söylemi ile zira kahraman polislerimize ve polis camiasına zarar verdiğini düşündüğüm arkadaş:
Geçmişte 2 okul müdürümüze de benzer mobing uygulamış, darp ettiği gerekçesi ile hakkında ayrı ayrı davalar açılmıştır.
Bu memur arkadaş öğretmen olan eşine bazı imtiyazlar tanınması için eşinin görev yaptığı okul müdürüne mobing uygulamıştır.
Bu memur arkadaş aynı mobingi sağlık emekçisine de yapmıştır.
BU OYUNU BU SEFER KABUL ETMİYORUZ VALİM!
Sayın Valim;
Sabah yanlışlıkla ziline basıldığı gerekçesi ile gencimi ölümle tehdit ettiği yetmezmiş gibi, hastanelik oluncaya kadar darp eden, ağır hakaretlerle rencide eden bu polis memuru, Ceylanpınar ve Kejan Ailesinden özür dilemek veya yargı yoluyla kendini adil bir şekilde savunmak yerine provakasyonları, eylem ve söylemleri ile ilçemizi germekte, Kejan Ailesini töhnet altında bırakma çabasına girmekte, haber yapma özgürlüğümü suç duyuruları ile kısıtlama çabasına girmektedir.
Polis memuru ifadesinde emekçi gencimizin sabahın seherinde zilini basarak rahatsız ettiği yetmezmiş gibi ağır hakaretlerde bulunduğu, İYİ Parti Ceylanpınar ilçe başkanı ve Kejan Ailesinin değerli evladı Ömer Koyuncu üzerinden kendisini tehdit ettiğini beyan etmiştir.
Sayın Valim;
Takdir edersiniz ki; Türkiye'nin herhangi bir yerinde bir vatandaşın hele de tüm ilçenin saflığı ile gurur duyduğu Mustafa Bektaş gibi bir gencimizin durduk yere bir polis memurunun kapısına dayanarak hakaret etmesi hayatın akışına aykırıdır, mümkün değildir zira bu eylem haneye tecavüz gibi ağır bir suç kapsamına girdiği gibi polise mukavemet gibi ayrı bir suça göz göre göre yeltenmektir. Sorarım size Valim; bırakın aklı başında bir vatandaşı hangi akıl yoksunu kişi böyle bir cesarette bulunabilir ve kalkışabilir?
Polis Memuru kendini haklı çıkarmak için İyi Parti ilçe başkanımız hakkında da iftiralar da bulunmuş ve ne acıdır ki ilçe başkanı kardeşimiz karakola alınmıştır. Çünkü suçunu, kabahatini örtmek için hastaneye giderek baskıyla, ricayla darp raporu almak isteyen, yeni bir doktordan ancak 3 günlük istirahat raporu alabilen memur bey, kendini aklamak için ilçe başkanımıza FETÖ yapılanması üzerinden iftira atmıştır.
Dolayısı ile Mustafa Bektaş adlı gencimin bu eylemi yaptığına dair beyanı kabul etmiyor, bu tür çirkin oyunu artık kabul etmiyoruz Sayın Valim. Kejan Ailesi olarak suç işleyenlerin aklanmak veya bazı provakatörlerin ortalığı germek için uzun yıllardır üzerimize kurduğu terör örgütü ve FETÖ iftiraları ile yaşanılan haksızlıkları artık kabul etmiyoruz.
Kejan Ailesi bu polis memurunun insanlık suçu olan darp eylemini de iftiralarını da kabul etmeyecektir Valim. Zira artık bizlere gına geldi. Devletini, polisini, milletini, asker ve polisini seven Kejan Ailesi veya coğrafyamın diğer değerli bireyleri bu memur gibi geçmiş dosyası kabarık isimler yüzünden darp edilmekten, ifadeler yüzünden işinden gücünden olmaktan artık yorulmuştur.
Sayın Valim;
Hukukçu değilim dolayısıyle bu darp olayına dair her iki taraftan birisinin haklı veya haksız olduğunu söylemek bana yakışmaz ama şunu açık yüreklilikle ilgi ve bilginize sunarak elinizi vicdanınıza koymanız rica ediyorum:
Diyelim ki; ekmeğinin derdindeki genç kardeşimiz yanlışlıkla değil bilerek zile bastı. Diyelim ki memur beye hakaret etti ve biz bu masalı yuttuk. Peki Sayın Valim; böyle olması memur beye bir gencin bileklerini kırmak, kafasına silah sıkma tehdidi hakkı mı verir?
Abdullah Erin gibi vicdanı, devlet adamı kimliği ile gurur duyduğumuz, Şanlıurfa Halkının yüreklerinin baş köşesine oturttuğu bir valinin, Selçuk Doğuş gibi kısa sürede halkın sevgisini kazanmış ve şahsen de çok değer verdiğim il emniyet amirimizin olduğu Şanlıurfa'da bu polis memurumuzun bitmek bilmeyen mobing, imtiyaz taleplerine artık son vermek yakışır.
BU DAVA ONURUMUZDUR!
Kejan Ailesi olarak ayak bileği kırılana kadar darp edilen Mustafa Bektaş kardeşimizi davası artık hepimizin onurudur Sayın Valim. Ve bu yolda polis memurunun suç duyuruları ile bir ilçe başkanını karakola götürtmek, değerli bir eğitimci olan Seydi Koyuncu hocamız ve şahsım hakkında suç duyurusunda bulunmak sureti ile davayı kapatma girişimlerine boyun eğmeyeceğiz.
Kaldı ki, bu olay öncesi iki okul müdürünü darp ettiği gerekçesi ile mahkemelik olan ve benzer olaylara karıştığı iddiaları ortada bir isim hakkında hala yasal işlem başlatılmamış olması bizleri incitmektedir.
Sayın Valim;
Bizler artık canı sıkılanın şerefli polis, asker üniformasına, vekil zırhına sığınıp mağdur edilmekten bıktık, usandık. Kaldı ki münferti olarak geçiştirilmemesi gereken olaylardır zira bunlar yüzünden vatandaş ile polisimiz ve askerimiz karşı karşıya gelmekte, değerli polis camiası ile askerimize haksız tepkiler doğmaktadır. Önceki Emniyet Müdürümüz Veysi TİPİOĞLU ve Şimdi Emniyet Müdürümüz Selçuk DOĞUŞ beyefendiler, kendilerine ve değerli polislerimize olan sevgilerimi iyi bilirler ama ben gencimi darp eden, haklı çıkma için suç duyuruları ile, iftiralarla ailemi geren bu memuru sevmek zorunda değilim, kimse bana sevdiremez ve bu memur hakkında adil bir soruşturma açılmadığı sürece tepkimiz de dinmeyecektir.
Evet, sıkıldık artık Valim zira aile olarak ta, coğrafya insanları da böyle olayları hak etmiyor.
O üniformayı şerefi ile taşıyan her bir polismiz, askerimiz bizim evladımız, canımız, ciğerimizdirler. Kapımız da, yüreklerimiz de onlara açıktır ve elbette böyle olaylar bu duruşumuzu ve sevgimizi değiştirmeyecektir ama artık üzülmek ve haksızlığa uğramak istemiyoruz.
Kejan Ailesine ve siz değerli Valime en kalbi sevgi ve saygılarımla...