HOPS HADDİNİ BİL VE CANBEYLİ NE DİYOR!
Değerli dostum Mehmet Canbeyli sosyal medyasında ‘’Şanlıurfa Toprak Mahsülleri Ofisinde 150 milyondan fazla yolsuzluk yapıldı. Bazı kurum çalışanları tutuklandı. Görünen o ki siyasi ayaklarına dokunulmadı! Oysaki bu sahtecilikte payı olanlar afişe edilmeli, kamuoyu bilgilendirilmeliydi ayrıca muhalefet partileri Şanlıurfa’nın birilerine seyranlık edecekleri samanlık olmaması gerek’’ şeklinde haklı bir serzenişte bulunmuş.
Duruşundan, prensiplerinden ödün vermeyen, sözünü her şart ve platformda esirgememiş bir o kadarda mesleğin tecrübelerinden olan Sevgili Mehmet Canbeyli’nin bu serzenişini okurken memleketin haline tüten acı bir gülümseme düştü yüzüme.
TMO, Ceylanpınar’da sigara ve silah kaçakçılığı, Villalar, nepotizm, Eyyüp Nebi TOKİ Evleri ve bu şehrin fakir fukarasının sofrasından çalınan her bir ekmek kırıntısının bol acılı hüznü dadandı yüreğime. Sevgili Canbeyli doğru diyordu da bu şehirde doğruları söyleyenlerin o yanlışları yapan veya yaptıranlarca yalancı gibi lanse edildiğini, yargı yoluyla baskı altına alındığını, ekmekleriyle oynandığını unutmuş muydu acep?
Yarın mutlaka kendisine soracağım bazı sorularım var benim...
1- Mesela sevgili Mehmet Canbeyli iktidar partisinin il başkanının siyasi gerekçelerle değil, alçakça bir video algısı ile gönderildiği bir şehirden nasıl bir şeffaflık bekliyor, merak ediyorum.
2- Mesela Sevgili Mehmet Canbeyli Ceylanpınar’da silah ve sigara kaçakçılığı operasyonu ile gözaltına alınan gencin bu şehrin bazı siyasilerinin yeğenleri olması hasebi ile serbest kalmasından kelli nasıl bir hak, hukuk ve dürüstlük bekliyor?
3- Mesela bu şehirde gencecik bir makam şoförüne fake sayfa açtırıp kendi partilerini, partidaşlarını kamuoyu önünde rencide eden isimler bugün makam sahibi iken, sevgili Canbeyli kimden adalet, dava, şeffaflık, temizlik bekliyor da yazıyor?
4- Mesela Sevgili Canbeyli 150 milyonluk vurguna rağmen gözaltına alınan herkesin serbest kaldığını bilmiyor mu? Bilmiyor mu ki ben, o veya bu şehrin bir fakiri tek bir ekmek çalmış olsa vatan haini gibi taziyesinde bile gözaltına alınır ama milletvekili yeğeni, kardeşi, amcası, dıdısı milyonluk vurgun yapsa bir gün dahi mahpus yatmaz?
Sevgili Mehmet Canbeyli TMO’ya takılı kalmış... Yahu üstadım; bu şehirde OSB Müdürü çıktı ‘’Yatırımın gelmesini kendi rantları için istemeyen belediye başkanı kardeşi var!’’ demedi mi? Peki, o yatırımı engelleyen belediye başkanının kardeşi mi ödedi bedeli yoksa adeta suçluymuş gibi istifaya zorlanan OSB Müdürü mü?
Evet, Mehmet Canbeyli bu şehirde hak, hukuk, adalet diyen bir avuç basın emekçisinden birisidir. Eminim ki tüm samimiyeti ile gerçeklerin ortaya çıkmasını istedi lakin merak ediyorum:
Bu şehrin adeta kanını emen, tarım ve hayvancılığı neredeyse bitiren, esnafın belini büken DEDAŞ ile mücadele etmeyen siyasi erkten ne bekliyor da hala yazıyor?
Mehmet Canbeyli gibi bir adam bu şehrin birçok gencinin, esnafının, çiftçisinin intihar etmesine sebep olan TEFECİLİK ile mücadele dahi etmeyen erklerden ne bekliyor hala?
Hastane, hasta yatak, doktor, hemşire, tıbbi malzeme, sağlık personeli sayısında ülkenin en gerilerinde olan bu şehirde, insanların sudan ucuz nedenler ve sağlıktaki aksaklıklar yüzünden öldüğü uzun yıllardır tek bir düzelme dahi yokken ne bekledin bu şehirden?
Yeni müdürümüz sayın Fvezi Kurt’u tenzih ederek diyorum ki eğitim her bir kıstasında ülkenin son basamağında olan ve adeta kronikleşen eğitim sorunlarını çözmeyen, çözmek için adım atmayanlardan ne bekliyorsun?
İnsan aç Mehmet Canbeyli...
İşsizliğin artık yuva yıktığı, can aldığı bir zamanda kaç istihham alanı yaratıldı da dürüst, gerçekçi, liyakata dayalı bir adaletin tahsisini beklersin hala?
Firmanın biri geldi, yüzlerce işçinin 3’er maaşını ödemeden toz oldu gitti de kim eğildi bu soruna Canbeyli?
Bin yıllardır geçimini göçer olarak sağlayan 1.500 aile adeta kaderleriyle baş başa bırakıldı da kılını kıpırdatan oldu mu?
SANA TAVSİYEM CANBEYLİ!
Hoş, yazılı günlük gazeten, babadan kalma (Allah artırsın) evin, tarlan ama en önemlisi karakterinle tenezzül dahi etmesin ya lakin sana tavsiyemdir: Suya, sabuna dokunma Kekooo!
Sen birileri gibi bir siyasinin özel hayatını bir başka siyasetçi istedi diye para karşılığında şantaj veya algı operasyonu için kullanmazsın ama en azından görmezden gel lo!
Şantaj yapmayı öğrenemediysen özelden sana birkaç isim vereyim git ders al onlardan...
Ne bileyim git Ankara Tanıtım Günleri diye bir şeyler uydur, milyon kazan...
Bak, eski bir FETÖ Basın yayın organının resmi temsilcisi veya herhangi bir siyasetçinin yeğeni, ortağı, akrabası olsaydın zaten senden kralı olmazdı. Bırak yani bu hak, hukuk ayaklarını... Zira ben dik durdum da ne oldu?
BENİM BABAM DA SENİN BABANDAN BÜYÜKTÜ VEKİL!
Vekilin birisinin bana kini, nefreti dinmek bilmiyor. Umurumda değil de son zamanlarda haddini de aşmaya başladı bu vekil...
İktidar partisinin milletvekili olmayı bir ilçenin tüm makamlarına akrabalarını atamak, gazeteciye yargıya baskı yaparak ceza aldırmak, bir okulu basıp korumalarınca vatandaşa tokat attırmak, kendi seçmenine KÜÇÜK İSRAİL, gazeteciye MECZUP diyerek hakaret etme hakkını verdiğini sanan bu vekil benim arkamdan ‘’O adamdan intikamımı alacağım’’ diyormuş.
Orada dur vekil beg!
Bir: O adam dediğin, babası da ailesi de seninkinden çok daha büyük ve kadim bir geçmişe sahip Ekrem Arpak. Diğerini kıyasa girmeyeceğim zira merhumeme hakaret sayarım...
Evet, benim babam senin babandan büyüktü çünkü evlatlarına kul hakkı yememeyi öğretti. Sense makamını kullanarak yargıya baskı yapıp, gazetecinin, gazinin, emekçinin ekmeği ile oynamakta behis görmeyen bir adamsın.
Benim babam ölene kadar eşine gövdesini feda edecek kadar bağlıydı ailesine...
Buradaki tutumunu kaleme almaktan utanırım...
Benim babama hiçbir toplantıda ihale nedeniyle kimseler saldırmadı ölene dek...
Benim babam evlatlarının makamı üzerinden araç, araca bedava yakıt koydurmadı...
Benim babam tek başına dalardı kavgaya da arkasına makam alıp kimseyi ezmezdi...
Benim adım Ekrem Arpak vekil beg. Sana şerefimle yemin ediyorum ki bir gün iktidar milletvekili apoletleri omuzlarından düştüğünde bu devletin saygın, onurlu hâkim ve savcıları karşısında bana, fakir fukaraya ettiklerinin hesabını vereceksin.
Şunu bilesin vekil beg, ‘’Ekrem Arpak anneme, eşime, namusuma küfür etti’’ diye iftira atıyorsan kanıtlamak zorundasın. Kaldı ki benim babam kimseye iftira atmamayı öğretti. Baban yaşıyor bence git iftiranın günah olup olmadığını öğren de camiye git. Pek tabi o da haberdarsa bundan.
Benden bahsederken, Hore’nin oğlu Ekrem Arpak diyeceksin. Zira ben annemle daima gurur duydum ki bir evlat için en büyük zenginliklerden birisi de anne ve babasıyla gurur duyabilmektir. Bilmem anlatabildim mi?
Seni tanımam vekil begım. Seni tanıyanlardan duyup eleştirdim. Yani-si: Ekrem Arpak’ın dostları var ama senin dostun var mı diye bir bak çevrene... Bir sorgula bakalım: Sana dair bunca şeyi nasıl öğrendim de kaleme aldım.
Sana dair üzüldüğüm tek şey ne biliyor musun vekil; senin mecliste olmanı bu şehre hakaret sayanların bugün seninle birlikte benim doğrularıma karşı saf tutmaları ama Allah görüyor ya, yeter bana.
Merak etme vekil, Gaziantep FETÖ Ablası olduğu iddia edilen şahıstan tutalım da daha birçok ağır mevzuyla üzerine gelmeyeceğim çünkü söz verdim Fuat Erbülbül’e ama bence Hore’nin oğlunu illa hapse attıracaksan, müebbet olsun... Zira senin vekillikten düşmen yakın benimse en fazla yatacağım birkaç ay olur.
Sonra hâkim ve savcı karşısında rolleri değişebiliriz ha...
NE TÜRKÜSÜ YAHU?
Bu aralar bana gelen en büyük eleştiri veya tavsiye ‘’Neden türkü söylemiyorsun?’’ Sanırım şaka yapıyor diyenler çünkü bu şehirde söylenecek tek bir türkü bıraktılar ‘’ Eşeği saldım çayıra, otlasın karnın doyura.’’
Eşeğin otlayacağı çayırı, merayı dahi bırakmayanların memleketinde benimse son bestem şöyle bitiyor:
Eşeğin otlayacağı otu göreninde …....