ÇİZGİYİ AŞMA!

Ekrem Arpak
ABONE OL

Pisagor Bardağını bilir misiniz?


Bardakta bir çizgi vardır. O çizgiye kadar su koyarsanız, bardaktır ama yok o çizgiyi birazcık aşarsanız; bardaktaki tüm su aşağıdan dökülür ve tüm suyu kaybedersiniz.

Demem o ki; ne yaparsanız yapın ama asla çizgiyi aşmayın...

Kuvvetle muhtemeldir ki Pisagor'un bu bardağı yapmasının altında yatan gaye ne süslü cam bir bardak yapmak ne de bir bardak suyu boşa harcamayın mesajı vermek. O halde gerçek mesaj nedir? 

Öncelikle şunu ifade edeyim; burada bardak yaşam, dengedir. Haydi kısaca açalım. 

Bilim adamlarının yaptığı araştırmaya göre 21. Yüz yılda insanoğlunun ömrü  70 ile 75 arasındadır. 70-75 yıllık yaşam ortalaması olan bardağa 100-150 yıllık şeyleri sığdırmaya kalkarsanız, bardakta asıl olması gerekeni de kaybedeceğimiz gerçeği var ortada. 

Peki, bardaktaki çizgiyi aşmak nedir? 

Bakınız, bu hayatta her şeyin fazlası zarardır deyimini hemen hepimiz duymuşuzdur. Birkaç çarpıcı örnek vermem gerekirse dünyanın en değerli besin maddesi baldır değil mi? Günde 1-2 kaşık bal insan sağlığı için ne denli yararlı ise 1-2'den sonraki her artış o değerli besin maddesini ölümcül bir zehre dönüştürür. Bu denge bal kadar süt, sebze, meyve ve diğer tüm besin maddeleri için de geçerlidir. 

Aşkın fazlasının bile beraberinde sapkınlık ve sonunda ölüm getirdiğini biliyoruz değil mi? 

Çok muhabbet tez ayrılık getirir deyimi ile fazla naz aşık usandırır deyimi yine aynı meseleyi koyar masaya. Fazlası zarar arkadaş, çizgiyi aşma! 

Bu davranış biliminde de böyledir ve bence çizgi aşılmasının en tehlikeli hali davranışlarındaki aşırılıktır. 

İnsanın kendini bilmesi harika bir özelliktir ama insanın haddini bilmesi hem harika hem de aynı zamanda bir başarı anahtarıdır. 

Belki aşırı yediğiniz yani çizgiyi aşan baldan zehirlenme haline tıp çözüm bulabilir ama davranışlarınızdaki had aşma veya çizgiyi geçme durumu kariyer, özel hayat, dostluklar, iş veya tüm yaşamınızda telafisi olmayan kayıplara sebep olabilir. 

Bu nedenle sizlere samimi tavsiyem asla ama asla haddinizi aşmayın. Kibir, hadsizlik ve dahi düşünülmeden atılan adımlar, kullanılan bir kelimenin bedeli ağır olabilir. 

Yine özellikle belirtmek isterim ki asla ama asla anlamını bilmediğiniz kelimeleri kullanmayın... 

Konumu, durumu, gücü, kariyeri, ekonomik durumu, makamı ne olursa olsun dostlarını kıracak çizgiyi veya haddinizi aşmayın. 

Özellikle kimseyi hafife almayın veya itham etmeyin. Hele dostlarınızı, kardeşlerinizi sakın ola kırmayın. 

Birini hafife almak, hafif olmakla itham etmek ağır bir hakaret ve büyük bir yanlışa düşmek olacaktır zira bir bakmışsınız ki o bardaktaki su misali yere dökülürsünüz.

Mesela nerede istenmeyen, sorunlu bir bürokrat varsa Urfa'ya atamak Urfalıları hafife almak hatasıdır. 

Şahsi olarak en nefret ettiğim nedir bilir misiniz? 

Size emek veren, değer katan kimseleri hafife almayın. Hele benim gibi birine denk gelirseniz o bardaktaki su boşalmakla kalmaz, tuz buz olur, dağılır. 

Diğer önemli konu, milletvekili, belediye başkanı olmanız sizi ağır, size emek vereni hafif yapmaz. 

Benden söylemesi... 

İtiraf edeyim ki, 50 yıllık ömrümde  insanlara güven konusunda çizgiyi sürekli aşıyor ve sonrasında hayal kırıklığı, kırılıyor, inciniyor olma geleneğimden hep zarar gördüm ama bugünden itibaren o geleneği yok ediyor ve çizgiyi aşanları çıkarıyorum hayatımdan. 

Kişinin milletvekili, belediye başkanı, il başkanı, iş adamı, bakan olması benim kırmızı çizgilerimi aşacağı hakkı vermez kimseye. Bi dur demesini iyi bilirim yani.