BUGÜN SEÇİM OLSA URFA'DA KİM KAYBEDER KİM KAZANIR!
Başta CHP ve İyi Parti olmak üzere muhalefetin ısrarlı erken genel seçim çağrılarına her defasında 2023 yılını işaret ederek büyük bir özgüvenle cevap veren Ak Parti ve küçük ortak MHP'nin, Devlet Bahçeli'nin çıkışı sonrası seçim barajını %7'ye çekme hamlesini doğru okumak durumundayız.
Ülke siyasi tarihinde sayısız örnekleri olan baraj hamlesinin tedirginlik mi yoksa özgüvene dayalı bir meydan okuma olup olmadığını gelin veriler üzerinden analiz edelim.
Bu arada bu hamlenin kamuoyunda yakın tarihimizde ANAP'ın hamlesine benzetildiği ve Ak Partinin özellikle ciddi oy kaybı yaşadığı ve %10 barajını aşamama tehlikesi ile karşı karşıya kaldığı iddia edilen MHP'yi kurtarma amacı taşıdığı şeklinde algılandığını belirtmek isterim.
Kamuoyunun bir kesiminde ise iktidarın artık anketlerde ortaya dökülen gözle görülür oy kayıplarının daha fazla olmadan bu hamlenin 2022 Mart veya Nisan ayında baskın seçim ön çalışması olduğu fikri var.
Geneli 2023, erkeni belirsiz bir seçim analizini yapmak elbette oldukça zor lakin somut fikirler verecek birçok veri ve parametrelerin varlığı bize en azından Şanlıurfa'da neler olabileceğine dair güçlü ipuçları veriyor. Biz yine de Şanlıurfa'ya geçmeden küçük bir ülke geneli alanizi yapalım.
Ak Partinin son yıllarda yaşadığı oy kayıplarının artacağı sinyallerini son yerel seçimde alarm derecesinde aldık aslında.
Yerel yönetimlerden sorumlu Mehmet Özhaseki'nin Ankara'da, tekrarlandığı halde son Başbakan Binali Yıldırım'ın İstanbul'da yaşadıkları hezimetler ve birçok BŞ belediyesini kaybeden Ak Partinin buradan gerekli dersi çıkarmadığı kanaatindeyim.
Zira O Özhaseki yaptıkları ve yapmadıkları ile aynı zamanda Ak Partinin Doğu ve Güneydoğu'daki kalesi olarak bilinen Şanlıurfa'da da ciddi oy kaybının yaşanmasında önemli rol üstlenmiştir.
Bunun dışında
* Sedat Peker'in açıklamaları,
* Kabinelerin Karadeniz ağırlıklı olması,
* Berat Albayrak krizi!
* Bitmek bilmeyen zamlar!
* Ülke genelinde başta DEDAŞ olmak üzere enerji şirketlerinin yarattığı tepkiler.
* Kayyumların ve Selahattin Demirtaş'ın Ak Partili Kürt seçmen üzerindeki negatif etkileri!
* Gri pasaportla artık patlak veren ve neredeyse her hafta bir başka Ak Parti belediyesinde yaşanan nepotizm, ihale, yolsuzluklarının gündemden düşmemesi
* 15 Temmuz sonrası başlatılan FETÖCÜ avında çok sayıda masumun KHK'lar ile mağdur edilmesi.
* Güçlü emaralere rağmen FETÖ siyasi ayağına yönelik adımların atılmaması!
* Yargıda yaşanan tıkanıklık! Örneğin Kemal Bayraktar'ın açıklamalarına yargının tepkisiz kalması.
* Boğaziçi Üniversitesi örneğinde olduğu gibi tepki toplayan atamalar!
* Ak Parti içerisinde 3'e ayrıldığı iddia edilen grupların iç çekişmeleri!
* Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın eskisi kadar halkın içinde olmaması!
* Eğitim, sağlıkta yaşanan istikrarsızlık!
* Son genel ve yerel seçimde Şanlıurfa'da bariz şekilde seçime olumsuz etki eden hatalı milletvekili ve yerel yönetici listeleri!
* Suriyeli mülteciler sorunu!
* Pandemi sürecinin esnaf üzerinde yarattığı olumsuz etkiler!
Ve daha sıralanabilecek birçok sorun veya olaylar Ak Partinin artık olası veya genel seçimde hesap kitap yapması gereken parti konumuna gelmesine neden oldu.
Bütün bunların özellikle Şanlıufa'da seçime nasıl etki vereceğini konuşacağız. Gelin biraz da baraj tartışmaları üzerinde duralım.
Barajın %7'ye çekilmesi milliyetçi kesimin "HDP'yi kurtarmak operasyonu" eleştirilerini tırnak içinde komik ve hedef saptırma olarak görüyorum. Çünkü:
Selahattin Demirtaş sonrası HDP'nin dağılacağını savunanların unuttukları gerçek şu ki; HDP seçmeninin partisiyle ilişkisi iktidar, yerel yönetimde söz sahibi olmak, ekonomik güç ve daha birçok siyasi beklentilere dayalı değildir. HDP seçmeninin %99'unun partisine duyduğu ilişkinin altında ideolojik ve derin bir bağ vardır ve HDP seçmeni parti değiştirmez dolayısı ile %10-14 bandında kemik oya sahip olduğu için barajın düşmesi HDP'yi olumlu, olumsuz etkilemez.
Ancak, diyelim ki milliyetçi kanadın %10 barajına takılacak iddiası doğru. O halde asıl kaybedecek olan Ak Parti dolayısı ile ortağı MHP olacaktır.
Şaşırdınız mı?
Şaşırmayın zira basit açıklamaları var bu savımın...
1- MHP son yıllarda varlığını neredeyse sadece sert Kürt politikası ve HDP'yi yıldırma siyasetine borçlu. Dolayısı ile HDP'nin meclis dışında kalması fonksyonunu yitirmesine neden olacağı gibi Kürt seçmenin tepki oyları CHP ve hatta İP parti başta olmak üzere diğer partilere kayar ki, bu da MHP'yi iktidar ortaklığından çıkarır.
2- HDP'nin meclis dışında kalmasından nemalanacak tek parti CHP olur ve bu durumda en büyük zararı Ak Parti görür.
Dolayısı ile barajın %7'ye çekilmesinin HDP'yi kurtarma operasyonu olduğu savı temelsiz bir savdır.
Kaldı ki %7 bandı en çok İyi Parti karşısında oy kaybeden MHP'ye yaramaktadır.
Ben bu hamleyi meclise girmesi mümkün olmayan birkaç partinin daha tek başına seçime girme cesareti verme hamlesi olarak görüyorum.
Bu durumda ittifaklar azalacak veya ciddi oy alacak diğer partiler kendi aralarında uzlaşamayacak.
ŞANLIURFA'DA NE OLUR?
Dedik ya; belirsiz erken seçim ihtimali veya genel seçime çok zaman olması hasebi ile analiz yapmak risk ve zor ama Şanlıurfa için çokta zor değil zira özellikle Ak Partinin Şanlıurfa'da ciddi zarar gördüğüne, diğer partilerin ise güçlendiğine dair elimizde yeterince done var...
Öncelikle Şanlıurfa'da seçimi direk olumsuz etkileyecek başlıklara göz atalım.
1- DEDAŞ Faktörü:
Bir türlü çözülemeyen ve bin yıllardır geçimlerini hayvancılıkla, tarımla yapan köylü ile çiftçinin adeta perişan olmasını sağlayan DEDAŞ, Şanlıurfa'da Ak Partiyi en çok zora sokacak faktör olacaktır.
Rahmetli Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in "tencere- iktidar" ilişkisine yaptığı tez konusu olması gereken vurgu burada devreye girecektir.
Zaten son dönemde 1-2 ismi saymazsak oyunu Erdoğan hatırına Ak Partiye veren çiftçi ve köylü, DEDAŞ'ın fahiş faturaları, desteklemelere koyduğu blokeler, trafoların sökülmesi, insanlık ve hukuk dışı cezaları ile bu kesimin tenceresini boş bırakmıştır.
Son zamanlarda yaşanan gözaltılar ve kurak geçen mevsim de enerji kesintileri çiftçi, köylü kadar esnaf ve vatandaşı da iflas, borçlanma hatta intihar noktasına getirdiği için tepki oyları doğacaktır.
Elbette Ak Parti seçmeni, DEDAŞ kadar sorunun çözümü için adım atmayan veya adeta alay eder gibi çözdük twwitleri atan Ak Parti siyasileri nedeniyle de ağır tepki koyacaktır.
Gerçek şu ki; DEDAŞ önümüzdeki olağan ya da erken genel ve yerel seçimde Şanlıurfa’da Ak Partinin en büyük muhalifi olacaktır.
2- İŞSİZLİK SORUNU!
Aslında ülkenin tümünde ciddi anlamda var olan işsizlik sorunun Şanlıurfa’da seçimlere nasıl etki edeceğine üç farklı başlık altında bakmak ve analizi öyle yapmak daha doğru olacaktır.
A) Şanlıurfa ülkenin en genç nüfusuna sahiptir. Dolayısı ile neredeyse her yıl oluşan yeni iş bulma sorununu temelden çözecek adımların atılmaması seçmeni etkileyecektir. İstihdam alanı yaratacak yeni projelerin ortaya konulmaması Ak Partinin en büyük eleştiriyi aldığı noktadır.
B) Tarıma elverişli araziler ve hayvancılığın reformlarla önlerinin açılması yerine bir türlü çözülemeyen DEDAŞ, su ve yol sorunları her yıl işsiz ordusuna yüzlerce hatta binlerce yeni ismin katılmasına sebeptir.
Yani işsizliği körükleyen çiftçiliği, hayvancılığı bırakma noktasına gelmek tepki sebeplerinden birisidir.
C) İşsizlik noktasında doğacak en büyük tepki Şanlıurfa Ak Parti teşkilat ve yerel yönetimlerinde yaşandığı iddiadan öte bariz şekilde ortada olan yakınına iş istihdamı sağlama meselesidir. Encümenlerin, başkanların, bazı milletvekillerinin yakınlarını işe sokmaları, makamlara atamaları hatta ihaleleri yakınlarına verme yani iş takipçiliği iddiaları seçimde Ak Partiye ciddi zarar verecektir.
Kaldı ki; işsizliğin Şanlıurfa nüfusunun %55’ni yardım kolilerine muhtaç hale getirme boyutunda giderek artması ve buna paralel olarak torpillerle birilerinin zengin olmasının etkiye tepkisi de gayet normal değil midir?
Liyakatın, vizyonun, hak hukukun, adaletin, kanunların, vicdanın yok sayıldığı torpiller yüzünden iş bulamayan insanların artık sokakta ve sosyal medya da tepkilerini ortaya koymaya başladığı gerçeğini görmezden gelemeyiz.
Oğlunu, kızını Metropollerde iş bulmaya gönderen, ailece diğer bölgelere mevsimlik göçen on binler elbette var olan iş imkanlarının Ak Partililer tarafından yakınlarına sunulmasından rahatsız olacaktır ve maalesef Şanlıurfa’da bu sorun vardır.
Xale Ahmet’in bilmem ne üniversitesinden mezun oğlu Metropollerde çöp topluyor, kızı asgari ücretle bulaşık yıkıyorken; eski yeni bazı milletvekillerinin damatlarının, kızlarının, oğullarının, yeğen, kuzen, amca, dayı, hala, teyze ve çocuklarının kolayca iş buluyor olması elbette bir şehirde tepki sebebidir ve kim bunun yaşanmadığını iddia edebilir?
Yılların müteahhitti, iş insanı ihale alamazken il başkanının, falanca vekilin, filanca belediye başkanının oğlu, kızı, yeğeni vs vs ihaleleri alıyorsa; elbette tepki doğacaktır.
Bu noktada Ak Partiye verilen zararın tek sorumlusu Ak Partililerin ta kendisidir...
3- TAPU TAPULAŞTIRMA!
Düşünebiliyor musunuz; Ceylanpınar ilçesinde hala tapusu olan ev yok! Veya torpili olan birkaç insan tapu alabilmiş. Şehrin genelinde yaşanan bu tapu sorunu Ak Parti için Urfa’da bir başka eleştiri sebebidir.
Bunun yanında kan davalarına sebep olan mera alanları ve iç içe olan arazilerin doğru projeler ve tapu tapulaştırma ile hukuki zemine oturtulamamış olması Ak Partinin başını ağrıtacaktır.
4- OSB VE SANAYİCİLERİN ETKİSİ!
Yıllardır su ve enerji sorunları çözülemediği için ciddi anlamda zarar gören, yabancı yatırımcıların gelmesine engel olunan OSB bu seçimi direk etkileyecektir.
Unutulmamalıdır ki; bir ülke siyasetini de tıpkı ekonomisi gibi aslında sanayiciler yönetir ve Şanlıurfa sanayicilerinin mutlu oldukları söylenemez.
5- EĞİTİM SORUNU!
Aslında bu sorun sadece Şanlıurfa’nın değil, tüm Doğu ve Güneydoğu Anadolu’nun ortak kanayan yarasıdır. Bölge insanının ülke kurulduğundan beridir kaliteli, nitelikli eğitimden yoksun kalmasının en temel sebebi ŞARK GÖREVİ adı altında stajyer ve yeni öğretmenlerin adeta denekleri olma durumudur.
Batıya deneyimli öğretmen yetiştirme laboratuvarı durumuna gelmiş Şanlıurfa ve bölge bu soruna çözüm bulmadıkça kaliteli eğitim aması mümkün olmayacaktır. Her yıl mezun olan öğretmenlerin tamamının bölgeye gönderilmesi yerine tüm ülkeye eşit derece dağıtılması sağlanmalıdır. Buna ilaveten yetersiz derslik, okul, öğretmen artı rant yuvasına dönen taşımalı eğitim ve siyasilerin eğitim kurumlarının başlarına yakınlarını ataması Urfa’da Ak Parti adına bir diğer eksi puan olarak yazılacaktır.
Kaldı ki; benzer sorun şehrin sağlık alanında da yaşanmaktadır. Yetersiz hasta yatak, hastane, doktor, hemşire, uzman, sağlık personeli sorunu Şanlıurfa’da ciddi anlamda ölümlere neden olduğu gibi, ŞARK GÖREVİ meselesi yüzünden işinin ehli doktor ve sağlık personeli sıkıntısı da had safhadadır.
6- KÜRT ve ARAP SEÇMENİN ETKİSİ!
Kayyumlar ve iktidarın sert Kürt Politikası tüm ülkede olduğu gibi Şanlıurfa’da da tepki oylarının doğmasına neden olacaktır. Ak Parti değil, Erdoğan ve karşılığı olan 1-2 Ak Partilinin hatırına partiye oy veren Şanlıurfalı Kürt seçmenin alacağı tavır seçime direk etki edecektir.
İki seçimi başarıyla atlatmış il başkanını siyaseten değil bel altı algı operasyonları ile göndermiş, nepotizm, torpil, ihale vurgunları ile gündem olan Şanlıurfa Ak Partililere duyulan güvendeki azalma Kürt seçmeni başka arayışlara itebilir ki bu bağlamda DEVA Partisi yaptığı çalışmalarla şimdiden bir ivme kazanmıştır.
Özellikle tarımla uğraşan Harran ve Akçakale’de Arap halkının DEDAŞ ile yaşadığı ciddi sorunlar nedeniyle bu kez arayışa girmesi, Ak Parti ve MHP ekseninden çıkma ihtimali de güçlü bir olasılık olarak masada duruyor. Bu durumda oyların İyi Partiye kayması kuvvetle muhtemeldir.
7- DİĞERLERİ!
Tüm bunların yanı sıra Ak Partinin Şanlıurfa’da kendi içinde yaşadığı iç çekişmelerin bel altı algı operasyonlarına dönüşmesi, tefecilik, fuhuş, mülteci sorunlarının bir türlü çözülememesi de Ak Partinin kaybettiği diğer başlıklar olarak karşımıza çıkıyor.
PEKİ NE OLUR?
Elbette müneccim değiliz ve elbette siyaset gibi her dem kaygan zemine sahip bir mecrada tahmin yürütmek zor ama Ak Parti yukarıda saydığım sorunlara ivedilikle çözümler üretmez, yeni bir dinamizm katmazsa kanımca aşağıda yazacağım olasılıklar bir bir gerçekleşecektir.
Bence olası bir seçimde Şanlıurfa’da sürprize en yakın parti İyi Parti olacaktır. İyi Partinin en az bir hatta 2 milletvekili çıkarması, HDP’nin vekil sayısını 5’e, CHP’nin ikiye çıkarması benim için sürpriz olmaz. Arap Halkında yaşanacak bir eksen kayması MHP’nin vekil çıkarmaması Ak Partinin de 8 olan vekil sayısının 4 maksimum 5’e düşmesine şaşırmam.
DEVA ve GELECEK Partilerinin o güne kadar yapacakları çalışmalar da mutlaka seçimde etkin rol oynar. Ülke genelinde olumlu bir ivme kazanan DEVA Partisinin barajı aşması halinde Urfa’dan vekil çıkarmasına da şaşırmam ve emin olun böyle bir tabloda kaybeden tek parti Ak Parti olacaktır.
AK PARTİ ADINA UMUT YOK MU?
Şimdi özellikle koyu Ak Partili ama aslında Ak Partiye büyük zararları olan birileri bu analizimi felaket tablosu olarak görebilirler lakin bu öyle bir tablo değil, bizzat kendilerinin partilerine verdiği zararların öngörüsünden ibarettir.
Elbette Ak Parti bu kötümser tablodan çıkarak en azından mevcut oylarını koruma, düşükte olsa artırma şansına sahiptir ancak bu olasılıklar için başta milletvekili ve yerel yönetim adaylarının ciddi anlamda revize edilmesi şarttır.
Belediyelerin hizmet anlamında hızlanması, ihale vurguncularının ayıklanması, örneğin Ceylanpınar’da yaşananların soruşturmalarla hak ettiği şekilde kamuoyuna arz edilmesi, DEDAŞ sorununun çözülmesi artık kaçınılmazdır.
Buna ilaveten Ak Parti Genel merkezinin derhal Şanlıurfa’da karşılığı olan, bu karşılığı vizyonu, bilgi birikimi ile dolduracak bir lider ve liyakat sahibi kadrolarla yeniden dizayn etmesi en öncelikli zaruri yetidir.
Gerçek şu ki; Ak Parti hatta Şanlıurfa yılardır denenmiş, başarısızlıkları tescilli ve artık kabak tadı veren isimlerden kurtulmadıkça kaybedecektir. Ak Parti adına Şanlıurfa’yı kaybetmek neredeyse bölgenin tamamını kaybetmek anlamına geleceğini biliyoruz.
Bakalım Ak Parti Şanlıurfa’yı kaybetmeyi göze mi alacak yoksa var olan sorunları çözüp yeniden yağa mı kalkacak.
Hep beraber göreceğiz..