AYLAK ÖRDEKLERİN KİRLİ ROTALARI!

Ekrem Arpak
ABONE OL

Fransız işgalinden kurtuluşunun 101. Şanlı zaferini kutlayan Şanlıurfa; aylak ördeklerin ve cehaletin siyasetini işgalinden ne zaman kurtulacak, inanın bilmiyorum... 

Türkiye'nin en büyük ve en önemli bakanlığında ancak 11 ay durabilen Dr. Ahmet Eşref Fakıbaba gerçeği de şehrin bu cehalet işgalinden kurtuluşunun şart olduğuna örnek olamadı bizlere. 

Zira kendilerini Fakıbaba fedaileri, adamcıkları, sevdalıları olarak ilan edip etrafını kalın duvarlarla ören bazı isimler vardı ki tek başına küçük bir gölete bıraksan aylak ördek gibi kaybolurdu. Ama onlar ki Fakıbaba'nın okyanusta yürütmeye çalıştığı Urfa gemisinin dümenine geçip tüm Urfa'yı alabora ettiler. 

Bu türler sadece Fakıbaba'nın etrafına çöreklenmiş değiller emin olun. 

Şanlıurfa'da birileri her zaman "liderim" dediği ve reelde Urfa'nın tüm sorunlarını çözecek güce, akla, vizyona sahip liyakat sahibi değerlerin etraflarını sararak aşılmaz duvarlar ördüler. 

Ne zaman ki o isimlerden birisi başını güneşe uzattı, tam da Güneşten kocaman bir umut ışığı koparacak: Etrafında duvar örenler güneşi küsütürüp lider dediklerini karanlıklara gömdüler... 

Çünkü asıl gaye "küçük olsun, bizim olsun!" mantığının zehirli sarmaşıkları ile örülmüş duvarları içerisinde o isim/isimler üzerinden Urfa'da makam sahibi olmak, torpil yaptıracak güce erişmek ve ihale almaktı. Hiçbir zaman Urfa ve savundukları liderler ortak paydaları olmadı. 

Şanlıurfa gibi kurulduğundan beridir Ak Partinin kalesi konumunu koruyan, son seçimlerde ayakta kalan ender BÜYÜKŞEHİR Belediyesi olan bir şehrin kabineye, MYK'ya isim koyamamasının ana nedenlerinden bir diğeri de; siyasilerinin kenetlenmek yerine ben merkezci ve kendi Urfalı partidaşını karalama anlayışıdır.

TMO'da yaşanan ve önce 51 gözaltı sonrasında tutuklamalarla devam eden yolsuzluk operasyonunda adı geçtiği iddia edilen isimler bugün bu şehirde hala siyaset yapıyorken Şanlıurfa'nın ülke yönetiminde söz sahibi olacak değerler çıkarması na mümkündür.

Evren Sanayi sitesi gibi basit bir seçimin milyonlarca lira ile anılan ihalelere takıldğı iddiası tek başına şehrin siyaset anlayışının nasıl bir çamura battığının resmidir.

Ceylanpınar sınırında ele geçirilen kaçak sigaralar, silahlar ve bu işi yapanların sürekli Urfalı siyasilerin yakınları olduğu iddiası siyasetimizin çıkar döngüsünde un gibi eridiğinin belgesidir.

Bugün şehir merkezi veya ilçelerdeki neredeyse tüm kurumlarda liyakat sahibi değil siyasi yakınlarının oturuyor olması en hafif tabiri ile rezil bir siyaset anlayışının mahsülüdür.

Bir sağlık personelinin çiçeği burnunda bir başkan yardımcısı ile fotoğraf çektirip, bir milleyvekiline sırtını dayayıp 5 hemşireyi sürgüne göndermesi pardon 2'sini siyasi yakını diye torpille ödüllendirmesi rezaletin daniskasıdır.

DEDAŞ zulmününün bölgede tarım ve hayvanccılığı bitirme noktasına getirmesi karşısında yaşadığımız çaresiziğin tek açıklaması aylak ördeklerin gölde batırdığı Urfa gemisi gerçeğidir.

Sanırım ne demek istediğimi en yalın şekli ile Şanlıurfa, hatta tüm bölgenin siyaseten çok şey beklediği, umut beslediği M. Kasım Gülpınar üzerinden anlatabilirim... 

Kimdir M. Kasım Gülpınar sorusuna verilecek cevaplarım nettir. 

1- Karşılıksız sevgiden beslenen ve asil bir duruşu dedelerinden alan önemli bir değer. 
2- Siyasete vizyonel bakış açısı ile temiz kalmanın zerafetini katmayı başarmış nadir isimlerden. 
3- Devletin kendisine tahsis ettiği kırmızı plakalı aracı dahil özel işlerinden kullanmayarak körpe beyinlere devlet kapısının asalak bir geçim kaynağı olmadığını anlatan gerçek bir siyaset terbiyecisi. 
4- Binlerce dönüm tarım arazisini yoksul köylünün ekmek teknesine dönüştüren modern çağın peygamber şefkatine sahip ismi. 
5- Milletvekilliği dönemlerinde milletvekili maaşını dezavantajlı öğrencilere burs deyi bağışlayan gerçek bir Allah dostu. 
6- Dünyanın ilk üniversitesini bağrında taşırken eğitimde 81 il içinde 78. sıralarda sürünme utancına vizyonu, 6 yabancı dili, diksyonu, entelektüel birikimi ile adeta tek başına direnen Mezopotamya'nın son aristokratlarından. 
7- İhale yolsuzluklarına, torpile, vurguna ve seçmeni kandırmaya adı karışmamış pırıl pırıl bir adam. 
8- Urfa halkının kendisi için Ak Partinin Şanlıurfa mitingilerini tek başına %60 dolduracak kadar sevdiği ve karşılığı sadece Urfa'da değil İstanbul'a kadar uzanan dev bir isim. 
9- başarıyla sürdürdüğü AB Uyum Komisyonu başkanı kimliği ile Ak Partinin  ve dahil devletin elinde Doğu & Batı sentezini en iyi harmanlayacak, köprü olacak ismi. 

M. Kasım Gülpınar'a dair daha sayısız güzellikler ve özellikler sayarım. Gülpınar Şanlıurfa'yı bırakın Doğu ve Güneydoğu Anadolu hatta ülke yönetiminde birçok sorunu çözecek bilgi birikimi ile okyanusların Urfalı kahraman kaptanı olacakken bugüne kadar kabinede olmayışının bendeki tek karşılığı aylak ördeklerin Gülpınar gemisinin dümenini sürekli küçük göletlere rota etmesindendir. 

Elbette ülke siyasetinin son dönemde boğazına kadar battığı liyakatsız, yalaka, şovmen, tefeci, vurguncu, lafazan siyasetçi furyasının güçlü makamlarda olmasının da bu rotanın doğru çizilmemesinde etkisi vardır ama Gülpınar isminden istifade edemiyor oluşumuzun ana nedenleri

1- Kendisini çok sevdiğini iddia edip cehalete bulanmış sevgileri ile zarar verenler! 
2- "Biz dürüst, aydın ağabey, siyasetçi istiyoruz!" çığlığı atarken ihale peşinde koşan, torpil ve nepotizm uzmanı isimlere değer veriyor olmamız!
3- Ortak paydanın Şanlıurfa olmaması! 
4- Türkiye'nin birçok yerinde karşılığı olan Gülpınar ismini kasten Siverek'e hapsetme operasyonları! 

Ama en önemlisi de ne biliyor musunuz? 

Aylak ördekler.... 

Şöyle bir düşünün lütfen. M. Kasım Gülpınar'ın üzerinde taşıdığı manevi, siyasi, ahlaki, ilmi değerleri gözlerinizin önüne getirin ve kendinize şöyle bir soru yöneltin. 

-Gülpınar gibi bir ismin etrafında danışmanlık yapacak isim veya isimler nasıl özelliklere sahip olmalılar? 

Bu soruya verilecek cevap kısa ve nettir. Donanımı, vizyonu, bilgi birikimi ile Gülpınar çizgisine doğrular katacak, güneşe ulaşmayan çalışan eline ışık saçacak kadar liyakat sahibi... 

Sonra da bir soru daha sorun kendinize. Ahmet Eşref Fakıbaba'nın etrafında böyle tanımlayabileceğini birileri olsaydı kabine dışında kalır mıydı? 

Veya Gülpınar'ı bu özellikleri ile taşıyacak birilerinin varlığı Urfa'ya ne katardı? 

Hepimiz, hatta kirli çamaşırları ile Urfa'yı mide bulandıracak lağım çukuruna çevirenler bile kendimize "temiziz" diyoruz. 

Temizlik, vücudu duru suların altında pahalı şampuanlarla mikroplardan arındırmaksa belki öyleyiz ama Gülpınar'ın güneşe uzanan ellerine durmaksızın karanlık serpenlerin kirli ruhlarını ne yapacağız? 

"Gülpınar Siverek'te kalsın!" operasyonlarının başkahramanlarının Urfa'ya yaydıkları koronavirüsten de ölümcül çıkar mikroplarından nasıl arınacağız? 

"Gülpınar küçük kalsın bizim olsun" düşüncesinin küçük beyinlilerini ne yapacağız? 

Evet, M. Kasım Gülpınar Şanlıurfa ve bölge halkının çok şey beklediği ve ümit beslediği bir değerimiz ama aynı zamanda başta DEDAŞ olmak üzere aynı zamanda Ak Parti içine sızmış Akplilerin, liyakatsızların, yalancıların, halkı sömürenlerin Ak Partiye bölgede verdiği zararları tamir edecek son isimdir. 

Hayatları boyunca hiçbir baltaya sap olamamış, böyle değerlerimiz üzerinden asalak gibi beslenen bazı tiplerin 400 sayfalık son romanı daha yeni çıkan şahsımın Gülpınar gerçeğini anlatmalarımdan duydukları rahatsızlığın tek nedeni; onlar lağım göllerinin aylak ördekleri, ben ve benim gibiler hala güneşe sevdalı olduğumuz içindir, vesselam. 

Kendilerini bir halt diye etrafa arzedenlerin kirli çamaşırlarını ortaya dökmeyi midem kaldırmıyor ama özellikle birisine buradan sesleniyorum:

-Hakkında gelen şikayetler yakın gelecekte gerçek yüzünü ortaya çıkardığında yüzüne bir de ben tüküreceğim ve kıçın yiyorsa dedikodu yapma da gelip beni dövsene zırto!