AR DAMARI ÇATLAYANLAR!
''Namusu kadının iki bacakları arasına sıkıştıran zihniyet, kadını ar damarı çatlayanların namussuzluklarına paravan ettiler...''
Benim sözümdür...
Öyle ya; namus dediğimiz: Kadın meselesi değildir zira ekmeğimiz, alınterimiz, davalarımız, dilimiz, dinimiz, ırkımız, rengimiz, inandıklarımız, sevdiklerimiz de namusumuzdur bizim.
Fakir fukaranın, tüyü bitmemiş yetimin hakkını sömürmektir namussuzluk mesela. Mesela bir davayı, partiyi, makamı, gücü arkana alıp bir halkı, bir şehri sömürmektir namussuzluk.
Lakin, ar damarı çatlamayıversin bir kimsenin... İşte o an bütün namussuzlukları yapıp, namussuzları kendi çıkarı için savunup, namuslu insanların üzerine suç gibi atmanın en alçak kurnazı oluverirler. Şanlıurfa'da son yıllarda yaşanan tam da budur... Ar damarı çatlayan bir avuç emek sıçanı, kemirgenlerinin kendi çıkar kavgalarında şehri kör bir karanlığa sürüklemesini çaresizce izliyoruz.
Karşı çıktığımızda, ''haksızlığa hayır!'' dediğimizde ise ar damarı çatlayanların namuslu pozlarıyla zavallı birer korkak gibi kah yargı yoluyla, kah tehditle kah ekmek teknelerimize saldırı, kah rüşvetle saldırılarına maruz kalıyoruz.
Bıkmadan, usanmadan bu namussuzlukları savunanlarda cabası işin...
Bir şehir düşünün ki, bin yıllardır geçimini tarım ve hayvanclıktan sağlayan köylüsü, çiftçisi enerji şirketi yüzünden toprağa tohum atamaz olmuş!
Ağır, hukuksuz, fahiş faturaların yüzünden ekinlerin solduğu, hayvancılığın ve tarımın bitme noktasına geldiği bu şehrin, dünyada buğday ve mercimeğin ilk ekildiği yer olduğunu ama şehrin yüzde 67'sinin açlık sınırının altında ve kolilere muhtaç yaşadığını düşünün...
Bir şehir düşünün ki, bağrında peygamber türbeleri taşısın ama ülkede fuhuşun merkezi haline gelsin...
Bir şehir düşünün ki; işsizilkten, borçtan intihar eden gençlerin annelerinin ağıtları göğe yükselirken, bazı siyasilerin damatları, kızları, oğulları, yeğenleri kaçakçılıktan, ihaleden, tefecilikten yaptıkları vurgunlarla milyonluk araçlara binsin.
Bir şehir düşünün ki, bir ülkenin hükümetinin mücadele ettiği, tarihinde ilk kez meclisi bombalamış 254 masum cana kıymış terör örgütünün resmi yayın organlarının resmi temsilcileri olan gazetecilerini, o şehrin bazı siyasileri karakollardan kurtarmış, yetmemiş ortak olmuş, ihalelerden komisyon verip satın almış!
Bir şehir düşünün ki, devletin resmi araçları ile Suriye'den kaçak sigara, silah ticareti yapan gençler, bazı siyasilerin yeğeni kontenjanından ceza bile almamış.
Bir şehir düşünün ki, BŞ Belediyesi genel sekreterlik görevinden 1 yıldır ayrılan kişi hala devletin resmi aracını kullansın, maaşını alsın!
Bir şehir düşünün ki, ben ve Ömer Seyfettin artı bir muhtar ve Bilal Tekatlı olmasa, 70 milyonluk ucube bir petrol arazi projesi dikilecek şehrin göbeğine!
Bir şehir düşünün ki, iktidar partisi sayesinde makam sahibi olanlar, kendi partisinde yer alan yol arkadaşlarına makam için belaltı, alçakça video, whattssapp görselleri ile saldırsın!
Bir şehir düşünün ki, bazı siyasiler bütün ahlaki değerleri yerlebir ederken basını abonelik için sussun!
Bir şehir düşünün ki, "Aman bizi eleştirmesin!" telaşı ile 500 liralık internet sitesi açan, kimselerin okumadığı gazete sahiplerinin eşleri, kızları, oğulları hatta çalışanları belediyelerde işe alınmış olsun...
İnsanın ar damarı çatlamasın, zor iştir. Şanlıurfa'da işsizilkten, borçtan intihar eden gençlerin annelerinin ağıtları göğe yükselirken; Allah kimseyi şehre karabasan gibi çöken nepotizm, torpil, ihale vurgunları, tefecilik ve rant projelerini savunur hale getirmesin.
Allah, utanma duygusu versin bunları savunanlara...
Utanıyorum bunlarla aynı şehirde aynı göğün altında yaşamaktan.
GÜLPINAR YİNE DERS VERDİ!
AB Uyum Komisyonu Başkanı, Ak Parti Milletvekili M. Kasım Gülpınar haftasonu iki ayrı Tv kanalına konuk oldu. (BeyazTV Yaşama Dair- Kanal7 Merhaba Hayat!)
Duruşu, donanımı, entelektüel birikimi ile göğsümüzü kabartan Gülpınar, tek bir sözle son yılların en anlamlı mesajını veriyordu...
"Bazen yaptıklarınız değil, yapmadıklarınız çok değerlidir..."
Elbette, ar damarı çatlamış, hırsızlığı, vurgunu, nepotizmi, tefeciliği, sömürüyü savunanların ve cehalet kapısının yılmaz bekçilerinin bu sözü anlamasını beklemiyorum. Peki, Gülpınar ne demek istedi ve neyi yapmıyordu?
Bazı insanlar vardır ki, ellerinde devasa imkanlar olmasına rağmen dünya malına temah edip kirlenmezler, çalıp çırpmaz, zulmetmez, makamına sığınıp sömürmez kimseleri...
Peki, kimdir bunu söyleyen M. Kasım Gülpınar bir bakalım:
1- Bu şehirde onbinlerce oy karşılığı olan ender milletvekilidir.
2- 4.dönemine girdiği TBMM'de devlet ve makamının kendisine sunduğu kırmızı plakalı aracı, sağlık hizmetlerini hatta maaşını almayan isimdir.
3- Ayşe Çakmak'ın Siverek Belediye Başkanlığına gelmesini sağlarken kadınlarımızın soframızda öküzümüzden sonra geldiği, yok sayıldığı coğrafyada kadına en büyük değerin verilmesini sağlayan isimdir.
4- Enerji şirketinin, zamların, kuraklığın esaretinde çiftçilik biterken sayısız köylüye kendi arazisini ücretsiz tahsil edip yaşama kaynağı sağlayan isimdir.
5- Şov yapmadığı için bilinmez ama Siverek, Bozova, Hilvan başta olmak üzere; bölge tarihinin en büyük sorununu çözme noktasında sayısız yatırımın gelmesini sağlayan isimdir.
6- Kan davalarından oluk oluk ölüm akarken sayısız barışın mimarıdır.
7- Öksüz, yetim, yoksul kız çocuklarının manevi babaları, Z kuşağının rol modelidir.
8- Vizyonu ile cehaletle anılan bir coğrafyanın aristokratıdır.
Yapmadıklarına gelelim:
1- Şehrin hatta bölgenin ve partisinin en önemli ismi olmasına rağmen tek bir ihale peşinde koşmamıştır.
2- Tek bir akrabasını, yakınını belediyelerde torpille işe sokmamıştır.
3- Yeğenlerinin tefeciliğe, kaçakçılığa, ihalelere bulaşmasını sağlamamıştır.
4- Seşmene hayali sözler verip kandırmamıştır.
5- Makam için gazeteci satın almamış, ortak olmamıştır.
6- Danışmanları üzerinden mevkidaşları veya belediye başkanlarına algı operasyonu yapmamıştır.
7- Kellesi gitse yalana başvurmamış, toplumu yalanla sömürmemiştir.
İşte bu yüzdendir yapmadıklarınızın ne denli değerli oluşu...
İşte bu yüzden M. Kasım Gülpınar bu şehirde yaşanan kirlenmişliğin bitmesi umudumuz olduğu gibi söz verdiği üzere sırtını partiye dayayıp kirli ilişkilere bulaşanlardan hesap soracaktır.